MUZO'NUN PENCERESİNDEN; 'SINIRLAR NAMUSTUR'

Şimdi siz ben ‘sınırlar namustur’ dediğim de politik bir mevzudan bahsediyorum zannedeceksiniz ancak yanıldınız Çünkü sınır dediğimiz kavram sadece ülke söz konusu olduğunda konuştuğumuz bir kavram değildir. Tam tersi hayatın her yerinde her alanında, sokakta, komşulukta, çalışma hayatında ve hatta çocuğunuz ile olan iletişim şeklinizde dahi sınırlarımız var ve bu sınırlar gözle görülmeyen ve imza onayı olmamasına rağmen yaptırım gücü sonsuz olan bir kavram. Ne diyorum ben yahu! Hiç olurmu! İmza yok sözlü bir antlaşma yok ama yaptırım var! Ne acayip bir düzen değilmi?:)

MUZO'NUN PENCERESİNDEN; 'SINIRLAR NAMUSTUR'

Evet dostlar; hayatın gerçekten farklı bir matematiği var ve siz ya buna uyar aydınlanırsınız ya da olduğunuz yerde eşelemeye devam edersiniz! Kızmayın bana zira ben herbokolog değilim az kaldı hedefim olmakJ 

Anlatıyorum; sınırlar öncelikle beden sınırınızla başlar ve bu yüzden size küfreden biri aslında bunu yapamayacaktır ama siz sınırlarınızın ihlali nedeniyle saldırıya geçersiniz! Evet sadece bu özel sınırlar nedeniyle biz habire çocuklarımıza mahremiyet eğitimi vermeye çalışıyoruz. Ve bakın ne kadar önemli bir eğitim ki; çocuk istismarının önlenmesi için ilk eğitim! Ve burada öğrettiğimiz şey ‘tatlım bu senin kırmızı noktan ve geçilmez’ sınırlarını öğretiyoruz.

Okula ya da başka bir eğitim merkezine yine sosyalizasyonu öğrensin diye yollarız bebeleri. Çünkü sınır sizin beden kalıbınızdan daha geniş olan bir kavram uzayı bir kapsadığından emin olun. 

Büyüdük okullar bitti, hayata atılıyoruz ve iş yerindesiniz; işte en  önemli başka bir sınır. ‘iş tanımı’ değil mi! Ben neyim, kimim ve bu iş yerinde ne yapıyorum? Kaç lira kazanıyorum ve mesai saatlerim bilgiyi vereceğim kişi kim kimlerden hedef bilgisini alıyorum. İşte burada bir karmaşa varsa haliniz harap! Patron ki psikolojik olarak henüz ergin olmamış ise özel sektör ise; sizi size satın almış gibi davranır! Ve siz mecburi bir pozisyonda iseniz affediniz ‘tecavüze uğrar ‘mış gibi işe gidesiniz. Çünkü sınır ihlal vatan ihlali gibidir. Kendi değerler toplamınıza saldırı vardır. Daha çok iş yükü, bedelinden daha ucuza satın alınma ve tabi DEĞERSİZLİK hissi de bonus olarak size takdim edilir.

Efendim gelelim partner ve partnerin ailesi ile olan sınır ihlallerine. Hayatı birlikte paylaşmak için yola çıkarsınız sonra bir bakmışsınız Herkül gibi kol kası yapmış ‘ben hellederim’ adlı sınır kapısında köle olmuşsunuz. Aile de sınırların ne kadar kıymetli olduğunu pandemide ki kapanmada keşfettik. Tanıdıklarımdan çoğu boşandı ya da yalnız ise evlendi. 

Hepimiz bunu yaşadık; sabahtan akşama kadar aynı evde hatta oda içinde aşkından sexapelinden öldüğünüz partneriniz öyle sıradan şeyleri seyredip o kadar sıradan konuları konuşur yada kavga çıkarır olmuş ki; kendinize ‘hadi canım gerçekten bu … ile hayatımı birleştirmiş olamam’ derken bulursunuz kendinizi. Çok normal olduğunu belirtmek isterim. Sakın ne diyor bu deli kadın demeyinJ 

Sınır ihlalleri işte burada devreye giriyor; partnerler arasında da özlemek, araya saygı sınırı koymak, birbirinizin yanında banyoda ki rahatlığınızın olmamasına özen göstermek gerekmez mi? Sadece sevişiyoruz ve birbirimiz çıplak gördük diye tüm sınırları ihlal etmek zorunda mıyız?  Buna bir metafor uygulasam ‘tatil için gittiğiniz ülkede ülke kurallarına mı uyuyorsunuz yoksa ‘geldik artık bacım benim kurallarım mı geçerli’ diyorsunuz.

Çocuğunuza sizin çocuğunuz olduğu için her şeyi yapamaz yada söyleyemezsiniz çünkü sınılarınız var; eşinize de, çalışanınıza da ve hatta kendinize dahi öz-şefkat, öz-disiplin gibi kavramların dışında yaftalar yapıştıramazsınız. 

Sınırlar hayatı düzenler, sınırlar iletişimi düzenler; sınırlar kendimizi korumamızı sağlar; sınırlar ilişkimizi kormamızı sağlar, sınırlar ülkeyi korur.

SINIRLAR NAMUSTUR.

Devamı gelecek; hoşça kalın kendinizi çok sevin.