Hayat; siz plan yaparken, başınıza gelenlerdir…

Hayat telaşı, yaşam mücadelesi ne derseniz diyebilirsiniz. Bazen insan kendini unutabiliyor bu karmaşa düzen içinde. Güzel ülkemizde depremler, seller, seçimler derken hepimiz ayrı yönde sürükleniyoruz, hayat denilen mücadelenin içinde. Herkesin sınavı ayrı elbette…

Hayat; siz plan yaparken, başınıza gelenlerdir…

Çok sevdiğim ve son dönemlerde tecrübeyle sabit olan John Lennon’un bir sözü var kendi hayatımada dair olan. “Hayat; siz plan yaparken, başınıza gelenlerdir” tam olarak da böyle gerçekten hepimizin hayatı. Siz ne planlarsanız planlayın istediğiniz zaman değil, zamanı geldiği zaman istekleriniz sırasıyla diziliyor adeta.

Hayat kimse için adil değil maalesef. Geçtiğimiz gece geç saatte yolculuk için metrodaydım. Hafta içi sabaha kadar çalışan metrolar İstanbul’da hayatımızı kolaylaştırıyor ancak gecenin karanlığinda iki küçük kardeşin çalıştığına şahit oldum. Büyüğü yedi, küçük olan en fazla beş yaşlarındaydı. Mendil satan çocuklara uzun yıllardır alışkınız tabi ki ancak gecenin bir vakti bu çocukların sıcak yatağında olması gerekirken, o saatte çalışmak zorunda olmaları içimi acıttı. Bir tarafta ailesiyle tatile gitme telaşında olan çocuklar diğer tarafta mendil satanlar… 

Bu dünyanın yükü küçük bedenlerine çok ama çok ağır. Söyleyecek sözler çok ancak kelimeler bir yerde kifayetsiz kalıyor…

Gözlemlediğim bir diğer ayrıntı uzun yıllardır sevgisiz büyüyen bireylerin yetişkin hayatlarından tam manasıyla raydan çıkmış vaziyette etraflarına zarar vermeleri. Psikolojileri bozularak büyüyen bireyler ileri yaşta çevresini de hasta ettiği yetmiyor gibi iyileşmek içinde çalışmıyor. Yıllardır hep söylerim aile hekimlerimizin olduğu gibi, en azından sağlık ocaklarında her bir birey için ücretsiz psikolog desteği olmalı. Herkes iyi olsun olmasın muhakkak psikoloğa gitmeli. Pandemiyle birlikte tavan yapan psikolojik sorunlar artık dayanılmaz vaziyette. İnsanların kronik mutsuzluğu hat safhada, ne yüzleri ne de kalpleri gülümsemiyor bile. Dünya mutluluk sıralamasında ilk 100’e bile giremeyen güzel ülkemizde umarım yarınlar beklentilerimizin üstünde daha güzel ve mutlu hayatlara kapı açar….

Çok sevdiğim ve son dönemlerde tecrübeyle sabit olan John Lennon’un bir sözü var kendi hayatımada dair olan. “Hayat; siz plan yaparken, başınıza gelenlerdir” tam olarak da böyle gerçekten hepimizin hayatı. Siz ne planlarsanız planlayın istediğiniz zaman değil, zamanı geldiği zaman istekleriniz sırasıyla diziliyor adeta.

Hayat kimse için adil değil maalesef. Geçtiğimiz gece geç saatte yolculuk için metrodaydım. Hafta içi sabaha kadar çalışan metrolar İstanbul’da hayatımızı kolaylaştırıyor ancak gecenin karanlığinda iki küçük kardeşin çalıştığına şahit oldum. Büyüğü yedi, küçük olan en fazla beş yaşlarındaydı. Mendil satan çocuklara uzun yıllardır alışkınız tabi ki ancak gecenin bir vakti bu çocukların sıcak yatağında olması gerekirken, o saatte çalışmak zorunda olmaları içimi acıttı. Bir tarafta ailesiyle tatile gitme telaşında olan çocuklar diğer tarafta mendil satanlar… 

Bu dünyanın yükü küçük bedenlerine çok ama çok ağır. Söyleyecek sözler çok ancak kelimeler bir yerde kifayetsiz kalıyor…

Gözlemlediğim bir diğer ayrıntı uzun yıllardır sevgisiz büyüyen bireylerin yetişkin hayatlarından tam manasıyla raydan çıkmış vaziyette etraflarına zarar vermeleri. Psikolojileri bozularak büyüyen bireyler ileri yaşta çevresini de hasta ettiği yetmiyor gibi iyileşmek içinde çalışmıyor. Yıllardır hep söylerim aile hekimlerimizin olduğu gibi, en azından sağlık ocaklarında her bir birey için ücretsiz psikolog desteği olmalı. Herkes iyi olsun olmasın muhakkak psikoloğa gitmeli. Pandemiyle birlikte tavan yapan psikolojik sorunlar artık dayanılmaz vaziyette. İnsanların kronik mutsuzluğu hat safhada, ne yüzleri ne de kalpleri gülümsemiyor bile. Dünya mutluluk sıralamasında ilk 100’e bile giremeyen güzel ülkemizde umarım yarınlar beklentilerimizin üstünde daha güzel ve mutlu hayatlara kapı açar….