Acının tarifi yok…

Yemekten, içmekten hatta sıcak yatakta uyumaktan utandığımız acı dolu günler yaşıyoruz. Öylesine derin, öylesine sarsıcı geçen günlerde ki acının tarifi yok. Adeta kelimeler kifayetsiz kaldı, söz bitti. Yakınımız olsun olmasın 10 ilimizi kapsayan korkunç deprem, ülkemiz başta olmak üzere dünyayı da derinden etkiledi.

Acının tarifi yok…

Yıllardır yapmış olduğumuz televizyon programlarında, haberlerde deprem gerçeğini dile getirmeye çalıştık. İnşaat sektöründen pek çok temsilciye mikrofon uzattık, hepsinin ortak söylemleri kaliteli malzemeyle, deprem yönetmeliğine uygun dayanıklı yapıları güvenle inşaa ettikleri yönündeydi. 99 depreminden bu yana neredeyse her iki yılda bir depremle sarsılan ülkemiz 2023 yılındaki en büyük deprem felaketiyle bir kez daha yüz yüze geldi. Ancak yine gördük ki deniz kumlu inşaatlar, birçok canımızı aldı götürdü. Süper lüks sitelerden tutunda ihmal edilmiş pek çok ayrıntı şu yaşadığımız acı günlerde yine aynı söylemlerle ekranlara geldi. 

Peki neden ders çıkarmamakla ısrar ediyoruz. Bu ihmal niye?

İnsan canı bu kadar mı ucuz sorusu artık son bulmalı, ancak nafile… Gelin görün ki içimizi acıtan bu manzaralar hepimizde derin yaralar oluşturdu. Bu acı ilerleyen süreçte kabuk bağlasa da hiçbir şey eskisi gibi olmamalı. Her günümüzü bu gerçekle, farkındalıkla yaşamalıyız. Günlerce aç susuz enkazda karanlıkta kalan insanlarımız eksik, yarım kaldı. Sevdikleri bir gecede yok oldu. Pek çok çocuk annesiz babasız kaldı. Kartondan seccadesinde ağlayarak namazını kılan amcamız, neredeyse ömrünü hep memleketinde geçirmiş elinde bir poşetle başka diyarlara sığınmaya giden dedemiz, adını bile hatırlamayan birçok çocuğumuz, hastane odasında beni annem iyileştirir diyen minik yavrunun sesleri kulağımızdan kolay kolay gitmeyecek…

Öyle duygusal, öyle duyarlı da bir millet olduğumuzu gösterdik ki şu süreçte elele, gönül gönüle, canla başla gözlerimizde yaşlarla yardıma koştuk dört bir taraftan. Hangi yaraya merhem olurum diye koşan giden binlerce gönüllü, hala bu dünyada iyi insanlar varmış dedirtti bir kez daha. Birbirimizi tanısak, tanımasak dünyanın dört bir yanından ülkemizin her bir ilinden koşan, emek veren tüm güzel yürekli insanlarımız iyi ki varsınız, iyi ki varız. Bundan sonra da hep bu iyilikle, farkındalıkla, eksik kalanlarımızı tamamlamaya çalışarak yaşamaya devam etmeyi diliyorum…