Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), rekor faiz artışının ardından yayınladığı Para Politikası Kurulu (PKK) özetinde, "Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir" denildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB), rekor faiz artışının ardından yayınladığı Para Politikası Kurulu (PKK) özetinde, "Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir" denildi.
Merkez Bankası, 24 Ağustos Perşembe günü politika fazinin 750 baz puan daha artırıldığı PPK toplantısının özet metnini bugün yayınladı. "Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir" ifadesine yer verilen özet metinde, iç ve dış ekonomik gelişmeler değerlendirelerek şunlar kaydedildi:
"KÜRESEL ENFLASYON UZUN DÖNEM ORTALAMALARI MERKEZ BANKALARININ HEDEFLERİNİN ÜZERİNDE"
"Küresel enflasyon yakın dönemde gerileme gösterirken, halen uzun dönem ortalamalarının ve merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmektedir. Gelişmiş ekonomilerin tüketici enflasyonları bir önceki PPK dönemine göre yüzde 4,91 düzeyinden yüzde 4,08 seviyesine gerilerken, gelişmekte olan ülkelerde tüketici enflasyonu, Rusya, Türkiye, Hindistan gibi görece büyük ekonomilerin etkisiyle, yüzde 5,41 düzeyinden, yüzde 5,84 düzeyine yükselmiştir. Son 10 yıllık dönemde ise ortalama enflasyon gelişmiş ekonomilerde yüzde 2,2 ve gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon, gelişmiş ülkelerde yüzde 2; gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef oranların belirgin olarak üzerinde seyretmeye devam etmektedir. 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 3,1, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,2 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Bir önceki PPK dönemine göre çekirdek enflasyon gelişmiş ülkelerde yüzde 5,02’den yüzde 4,74’e gerilerken, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,03 düzeyinde yatay seyretmiştir. ABD ve Euro Bölgesi'nde 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,0 iken; çekirdek enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,6 ve yüzde 4,1 seviyesindedir.
"EMTİA FİYATLARI YÜKSELMEKTEDİR"
Emtia fiyatları son dönemde başta petrol fiyatları olmak üzere enerji emtia fiyatları kaynaklı yükselmektedir. Emtia Fiyat Endeksinin mevcut seviyesi son on yılın ortalamasının yüzde 30,6 üzerindedir. Endeks geçen yıl ulaştığı en yüksek seviyeye göre yüzde 26,2 gerilemiştir. Benzer şekilde geçen yıl ulaştığı tepe noktasına göre yüzde 10,9 gerileme kaydeden Tarımsal Emtia Fiyat Endeksi son on yılın ortalamasının yüzde 16,6 üzerindedir. Bu durum, gıdanın tüketici sepeti içerisindeki yüksek payı nedeniyle enflasyon üzerinde halen etkili olmaktadır.
Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima etmektedir. Bu nedenle, dünyanın birçok ülkesinde merkez bankaları parasal sıkılaştırma sürecine devam etmektedir. Takip edilen 12 gelişmiş ülke merkez bankası son 18 ayda toplamda 138 toplantı yapmış, bu toplantıların 97 tanesinde politika faizleri artırılmıştır. (1) Aynı dönemde takip edilen 15 gelişmekte olan ülke merkez bankası toplamda 205 toplantı yapmış, bu toplantıların 100 tanesinde politika faizleri artırılmıştır. Uygulanan para politikasının sonuçları finansal koşullara da yansımaya başlamış ve merkez bankalarının finansman ve kredi koşullarındaki sıkılaşmaya yönelik vurguları güçlenmiştir. Bununla birlikte, enflasyonun artmaya başladığı dönemde faiz artırım döngülerine erken ve güçlü adımlarla başlayan ve kararlılıkla uygulayan Brezilya ve Şili merkez bankaları, tüketici enflasyonunda meydana gelen düşüş ile faiz indirim süreçlerine başlamışlardır. Buna karşın, enflasyonun yüksek seviyeleri ve merkez bankalarının politika iletişimleri göz önüne alındığında, söz konusu ekonomilerde parasal sıkılığın devam edeceği beklenmektedir.
"KÜRESEL BÜYÜME ENDEKSİ, OLDUKÇA SINIRLI BİR DÜZEYDE ARTIŞ KAYDETMİŞTİR"
Küresel büyüme görünümündeki yatay seyre rağmen, görece güçlü talep ve işgücü piyasalarındaki sıkılık devam etmektedir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksi bir önceki PPK toplantısı dönemine kıyasla oldukça sınırlı bir düzeyde artış kaydetmiştir. Endeksin 2023 yılı için tahmin edilen büyüme oranı ocak ayındaki dip seviyenin yaklaşık 0,5 puan üzerinde yüzde 1,8 düzeyindedir. Bununla birlikte, söz konusu endeksin 2022 yılındaki yüzde 3,5 olan büyüme oranı göz önüne alındığında, Türkiye’nin dış talep görünümünde yıllık bazda kayda değer bir yavaşlama gözlenmektedir. Küresel PMI verilerinde haziran ayında yaşanan düşüş eğilimi temmuz ayında da devam etmiştir. Temmuz ayında küresel imalat sanayi PMI verisi bir önceki aya ait 48,7 düzeyini korurken küresel hizmetler PMI verisi 1,2 puan azalmış ve 52,7 olarak gerçeklemiştir. Böylece, küresel bileşik PMI göstergesi temmuz ayında bir önceki aya kıyasla 1 puan gerilemiş ve 51,7 olmuştur. Temmuz ayında hem gelişmiş ülkelerin hem de gelişmekte olan ülkelerin bileşik PMI verilerinin gerilediği gözlenmektedir. Çin’de bileşik PMI göstergesi temmuz ayında gerileme eğilimini sürdürerek 0,7 puan düşmüş ve 51,9 düzeyinde gerçekleşmiştir. İmalat sektörü PMI verisi 1,3 puan azalarak 49,2 düzeyi ile eşik değerinin altına inerken hizmetler PMI verisi 54,1 düzeyinde nispeten yatay seyretmiştir. Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarından Euro Bölgesine ait bileşik PMI göstergesindeki gerileme ağustos ayında da devam etmiş ve söz konusu gösterge 1,6 puan azalarak 47 olmuştur. İmalat sektörü PMI göstergesi ağustos ayında 1 puan yükselmesine rağmen 43,7 olan düzeyi ile salgının ilk dalgasının atlatıldığı 2020 yılının haziran ayından beri en düşük seviyelerinden birine ulaşmıştır. Özellikle hizmetler PMI göstergesi ağustos ayında da gerilemeye devam etmiş ve 2,6 puan azalarak 48,3 düzeyi ile eşik değerinin altına inmiştir.
Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımları haziran ayında, iyileşen risk algısına bağlı olarak devam etmiştir. 2023 yılı ilk yarısında hisse senedi piyasalarına yaklaşık 54,2 milyar dolar fon girişi olurken, borç senetleri piyasalarından yaklaşık 2,4 milyar dolar fon çıkışı olmuştur. Temmuz ayı başından 11 Ağustos tarihine kadar 1,3 milyar doları hisse senedi piyasalarına olmak üzere toplam 3 milyar dolar fon girişi olmuştur.
“ÜLKEMİZDE ENFLASYON TEKRAR ARTIŞ EĞİLİMİNE GİRMİŞTİR”
Ülkemizde yıllık enflasyon 2022 yılının ekim ayında ulaştığı zirveye kıyasla 37,7 puan gerilemekle birlikte tekrar artış eğilimine girmiştir. Tüketici fiyatları temmuz ayında yüzde 9,49 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon yüzde 9,62 puan artışla yüzde 47,83 seviyesinde gerçekleşmiştir. Yakın döneme ilişkin göstergeler enflasyonun ana eğiliminde yükselişin sürdüğüne işaret etmektedir. Bu gelişmede yurt içi talepteki güçlü seyir, ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar, hizmet enflasyonundaki katılık ve vergi düzenlemeleri belirleyici olmaktadır. Döviz kuru ve uluslararası gelişmeler sonucunda akaryakıt fiyatlarında artış hızının artması da doğrudan ve dolaylı kanallarla enflasyondaki yükselişe ilave etki yapmış ve genele yayılmasına katkıda bulunmuştur. Nitekim öncü göstergeler, temmuz ayının ardından ağustos ayında da genele yayılan, yüksek fiyat artışlarının gerçekleştiğine işaret etmektedir.
Alt grupların yıllık enflasyona katkıları, hizmet grubunda 15,00 puandan 17,85’e (2,86 puan artış); temel mal grubunda 10,49 puandan 12,95’e (2,46 puan artış); enerji grubunda -2,64 puandan -0,39’a (2,25 puan artış); gıda ve alkolsüz içecekler grubunda 13,56 puandan 15,27’ye (1,71 puan artış); alkol, tütün ve altın grupları toplamında 1,81 puandan 2,15’e (0,34 puan artış) yükselmiştir.
Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları temmuz ayında yüzde 7,71 oranında artmış, yıllık enflasyon 6,80 puan yükselerek yüzde 60,72 olmuştur. Gıdada fiyat artışlarının grup geneline yayıldığı izlenmiştir. Gıda fiyatlarının mevsimsellikten arındırılmış aylık artış oranı bir önceki aya kıyasla yükselirken, bu gelişmede taze meyve ve sebze fiyatları etkili olmaya devam etmiştir. Diğer işlenmemiş gıdada kırmızı et, kuruyemiş ve patates dikkat çeken kalemler olmuştur. İşlenmiş gıda fiyatları aylık bazda yüzde 6,08 oranında yükselmiştir. Ekmek ve tahıllar kalemi bu artışta öne çıkarken, yaş çay alım fiyatlarına bağlı olarak çay fiyatları yükselmeye devam etmiştir. Son aylarda düşüş gözlenen süt ve süt ürünlerinde bu dönemde yeniden fiyat artışı izlenmiştir.
Enerji fiyatları temmuz ayında yüzde 12,73 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 13,66 puan yükselerek yüzde -2,86 olmuştur. Enerji grubu aylık enflasyonunu fiyatı yüzde 29,04 oranında yükselen akaryakıt kalemi sürüklemiştir. Uluslararası ham petrol fiyatları ve döviz kuru gelişmeleriyle birlikte ÖTV düzenlemesi akaryakıt fiyatlarında güçlü artışı beraberinde getirmiştir. Akaryakıt fiyatları mayıs ayının başından bir önceki PPK toplantısına kadar yüzde 57,35 artarken, bu dönemden 23 Ağustos tarihine kadar ilave olarak yüzde 14,34 daha yükselmiştir. Akaryakıt fiyatlarındaki artış doğrudan etkisinin yanı sıra taşımacılık maliyetleri üzerinden dolaylı olarak da tüketici enflasyonunu olumsuz etkilemektedir.
Hizmet fiyatları temmuz ayında yüzde 9,81 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 10,20 puan artışla yüzde 69,65 olarak gerçekleşmiştir. Güçlü fiyat artışları grup geneline yayılırken yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir. Temmuz ayında asgari ücret düzenlemesi ve gıda fiyatlarında süregelen olumsuz görünümün yanı sıra güçlü turizm talebi sonucunda lokanta-otel alt grubunda fiyatlar yüzde 11,92 oranında artış kaydetmiştir. Asgari ücret artışı ve kur gelişmelerine bağlı olarak diğer hizmetler alt grubunda fiyatlar yüzde 10,27 oranında yükselmiştir. Diğer hizmetler alt grubunda kişisel ulaşım araçlarının bakım ve onarımı ile sağlık hizmetleri öne çıkan kalemler olmuştur. Akaryakıt fiyatlarındaki belirgin artışlar ulaştırma hizmetlerini olumsuz etkilemiş ve alt grup fiyatları yüzde 10,03 oranında yükselmiştir. Kira alt grubunda aylık artış temmuz ayında bir miktar daha güç kazanmış ve yüzde 7,67 seviyesinde ölçülmüştür. Haberleşme hizmetlerinde fiyat artışı yüzde 3,74 ile diğer alt gruplara kıyasla daha sınırlı olmuştur.
Temel mal fiyatları temmuz ayında yüzde 9,40 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 7,56 puan artışla yüzde 44,25 olmuştur. Temmuz ayında yıllık enflasyon dayanıklı mallarda daha belirgin olmak üzere tüm alt gruplarda yükselmiştir. Türk lirasındaki değer kaybı, vergi ve ücret artışlarının yanı sıra canlı talep koşullarını takiben dayanıklı mal (altın hariç) alt grubunda aylık fiyat artışı yüzde 12,49 ile önceki aya kıyasla güçlenmiş, bu gelişmede temmuz ayında da otomobil öne çıkan kalem olmuştur. Benzer eğilim diğer temel mallarda da gözlenmiş, genele yayılan artışlar neticesinde alt grup fiyatları yüzde 8,73 oranında yükselmiştir.
Alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatlar yüzde 11,17 oranında yükselmiş, bu grupta yıllık enflasyon 5,68 puan artışla yüzde 46,58 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, vergi ayarlamaları belirleyici olmuştur. Yılın ilk yarısında gerçekleşen üretici fiyatları artışının maktu ve asgari maktu vergilere yansıtılmasına ek olarak KDV artışı grup genelinde fiyatları yukarıya çekmiştir.
Enflasyonun ana eğilimi temmuz ayında belirgin bir şekilde yükselmiştir. Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B ve C göstergelerinde bir önceki aya kıyasla önemli ölçüde yükselirken, bu görünüm alternatif çekirdek enflasyon göstergeleri tarafından da teyit edilmektedir. Mevsimsellikten arındırılmış B ve C endekslerinin üç aylık ortalama artışları 2022 yılının şubat ayında sırasıyla yüzde 8,8 ve yüzde 8,4 ile en yüksek noktasına çıkarken, 2023 yılı temmuz ayı itibarıyla yüzde 5,1 ve yüzde 5,7 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Temmuz ayında B ve C endeksinin mevsimsellikten arındırılmış artış oranları sırasıyla yüzde 9,2 ve yüzde 9,8 olarak ölçülmüştür (önceki ay yüzde 3,2 ve yüzde 3,6).
Öncü göstergeler talep, ücret, döviz kuru, vergiler ve bozulan fiyatlama davranışları kanallarıyla oluşan yüksek aylık fiyat artışlarının ağustos ayında da devam edeceğine işaret etmektedir. Buna bağlı olarak, yıllık enflasyonun da önemli ölçüde yükseleceği tahmin edilmektedir.
"İÇ PİYASA SİPARİŞLERİNDEKİ CANLI SEYİR AĞUSTOS AYINDA DA GÜCÜNÜ KORUYOR"
Yılın ikinci çeyreğine ilişkin veriler, iktisadi faaliyetin özellikle iç talep kaynaklı güçlü seyrini sürdürdüğünü teyit etmektedir. Haziran ayında perakende satış hacim endeksi yıllık bazda yüzde 23,2 oranında yükselerek artış eğilimini sürdürmüş, çeyreklik bazda artış ise yüzde 5,2 oranında gerçekleşmiştir. Kartla yapılan harcamalardaki artış eğilimi temmuz ayında da devam etmiş, mevsimsellikten arındırılmış olarak yerli kartlarla yapılan harcamalar aylık bazda yüzde 12 oranında güçlü bir artış gerçekleştirmiştir. İmalat sanayi firmalarının temmuz ayındaki kayıtlı siparişlerine bakıldığında iç piyasa siparişlerinin yıllık bazda 8,4 puan ile kuvvetli artış kaydettiği görülmektedir. Öncü göstergeler iç piyasa siparişlerindeki canlı seyrin ağustos ayında gücünü koruduğuna işaret etmektedir. Firma görüşmeleri ise yüksek oranlı fiyat artışlarının da etkisiyle sektörel düzeyde sınırlı ivme kayıplarına işaret etmektedir.
Haziran ayında sanayi üretim endeksi, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 1,6 oranında artmış, çeyreklik bazda ise yüzde 2,3 oranında yükselerek deprem kaynaklı üretim kayıplarının telafi edildiğine işaret etmiştir. Benzer şekilde, temmuz ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak imalat sanayi kapasite kullanım oranı, aylık bazda 0,3 puan artarak son on ayın en yüksek seviyesi olan yüzde 76,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Ağustos ayına ilişkin öncü göstergeler de imalat sanayine ilişkin söz konusu görünümün sürdüğüne işaret etmektedir. Güncel veriler, deprem bölgesinde ekonomik faaliyetin beklenenden hızlı toparlanmasını sürdürmesiyle afet kaynaklı daralmanın büyük ölçüde telafi edildiğini göstermektedir.
Haziran ayı itibarıyla mevsimsellikten arındırılmış istihdam çeyreklik bazda yüzde 0,5 oranında artarak 31,5 milyon seviyesinde gerçekleşmiş ve afet öncesindeki ortalama çeyreklik istihdam seviyesini de aşmıştır. Bu dönemde işgücüne katılım oranı yüzde 53,4 seviyesinde yatay seyretmiş, işsizlik oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 9,7 oranı ile 2014 yılının ikinci çeyreğinden bu yana en düşük düzeye gerilemiştir. Yüksek frekanslı veriler işgücü piyasasında talebin gücünü koruduğuna işaret etmektedir.
CARİ İŞLEMLER AÇIĞINDA İYİLEŞME
Haziran ayında yıllıklandırılmış cari işlemler açığı dış ticaret açığındaki iyileşmeye paralel olarak önceki aydaki seviyesine kıyasla 3,3 milyar dolar düşüşle 56,5 milyar dolara gerilemiştir. Bu düşüş hizmetler dengesindeki güçlü seyir ve önceki seneye kıyasla enerji fiyatlarında süregelen gerilemeye ek olarak haziran ayında ithalatta gözlenen kayda değer düşüşün etkisiyle gerçekleşmiştir. Haziran ayı itibarıyla yıllıklandırılmış olarak ödemeler dengesi tanımlı dış ticaret açığı önceki yılın aynı dönemindeki seviyesine göre 42,5 milyar dolar artarak 99,3 milyar dolara yükselmiştir. Aynı dönemde yıllıklandırılmış hizmetler fazlası 9,6 milyar dolar artarak 51,9 milyar dolara çıkmıştır. Parasal koşulların ve beklentilerin etkisiyle artan altın ithalatı cari açıktaki artışta önemli rol oynamaktadır. Temmuz ayı geçici dış ticaret verilerine göre yılın ilk yedi ayında altın ithalatı bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla 12,5 milyar dolar artışla 19,4 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmiştir. 2023 yılında cari açığın seyri üzerinde kritik öneme sahip olan altın ithalatının artış hızını azaltmaya yönelik alınan tedbirlerin etkisi yakından takip edilmektedir. Yurt içi talepteki güçlü seyir tüketim malları ithalatı kanalıyla cari işlemler açığını artırıcı etkide bulunmaktadır. Temmuz ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri ihracatın bayram tatili kaynaklı olarak teslimatların öne çekilmesi nedeniyle temmuz ayında gerilediğine işaret ederken, ithalat tarafında tüketim malları ithalatı başta olmak üzere tüm alt mal grupları bazında haziran ayındaki düşüşlerinin üzerinde artışlar kaydedildiğini göstermektedir. Öte yandan ağustos için yüksek frekanslı veriler mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracatta toparlanmaya karşılık, ithalatta nispeten yatay seyrin korunduğunu ima etmektedir.
Beklentilerin üzerinde ve yıl geneline yayılmış seyreden turizm gelirleri cari dengeye katkı sunmaya devam etmektedir. Seyahat gelirleri yılın ilk altı ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre 3,3 milyar dolar artarak 18,9 milyar dolar seviyesine ulaşmıştır. Yabancı ziyaretçi sayıları da benzer şekilde yılın ilk yarısında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 22,9 oranında artarak 18,8 milyon kişi seviyesinde gerçekleşmiştir.
"ENERJİ ALT GRUBUNDA FİYAT ARTIŞLARI DİKKAT ÇEKMEKTEDİR"
2022 yılının ikinci yarısından itibaren gerileyen küresel emtia fiyatları girdi fiyatı kanalıyla tüketici enflasyonundaki düşüşü desteklerken, son dönemde enerji alt grubunda fiyat artışları dikkat çekmektedir. Enerji alt grubundaki fiyat artışları ham petrol ile sınırlı kalmamış, propan ve bütan ile kömür kalemlerinde de izlenmiştir. Enerji alt grubu dışlandığında uluslararası emtia fiyatları temmuz ayında yatay seyrederken genel endeks yüzde 4,41 oranında artış kaydetmiştir. Bu dönemde, döviz kuru ve işgücü maliyetindeki artışlar üretici fiyatları üzerinde baskı oluşturan temel unsurlar olmuştur.
Yurt içi üretici fiyatları aylık artışı yüzde 8,23 ile önceki aya kıyasla yükselmiş, yıllık üretici enflasyonu 4,08 puan artışla yüzde 44,50 olarak gerçekleşmiştir. Bu dönemde, sermaye (yüzde 11,67), dayanıklı tüketim (yüzde 10,37) ve ara malları (yüzde 8,93) yüksek aylık fiyat artışları ile öne çıkan alt gruplar olmuştur.
Ağustos ayında küresel arz zincirindeki baskılara dair göstergeler ılımlı seyrini korurken uluslararası taşımacılık maliyetlerinde artış izlenmektedir. Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi temmuz ayında da tarihsel ortalamasının yaklaşık bir standart sapma altında değer almıştır. Ağustos ayında enerji hariç emtia fiyatları bir miktar gerilerken, enerji alt grubundaki artışlar, temmuz ayına benzer şekilde, genel endeksi yukarıya çekmektedir.
2023 yılı temmuz ayında asgari ücrette yapılan güncellemeye memur ve kamu işçi ücretlerindeki düzenlemelerin eşlik etmesi ve ücretlerdeki artışın genele yayılması sonucu yılın ikinci yarısında enflasyon üzerinde başta maliyet kanallı etkiler olmak üzere yukarı yönlü baskıların güçlü olacağı öngörülmektedir.
Türk lirasındaki değer kaybının, ücretlerde genele yayılan artışın ve vergi düzenlemelerinin yakın dönemde enflasyon üzerinde maliyet yönlü baskı oluşturmaya devam edeceği öngörülmektedir. Söz konusu etmenlerden tüketici fiyatlarına geçişkenliğin özellikle enflasyon beklentilerinin bozulduğu dönemlerde daha güçlü gerçekleştiği görülmektedir.
"HİZMET SEKTÖRÜNDE AYLIK ARTIŞLAR 2022'YE KIYASLA YÜKSEK SEYRETMEKTEDİR"
Hizmet sektöründe yılın ilk yarısında yüksek seyir izleyen fiyat artışları temmuz ayıyla birlikte güçlenmiştir. Mallara kıyasla atalet sergileyen hizmet sektöründe aylık artışlar 2022’ye kıyasla yüksek seyretmektedir. Mevsimsellikten arındırılmış tüketici fiyat artışlarının son üç aylık ortalaması B göstergesinde yüzde 5,1 iken, hizmetlerde yüzde 5,7’dir. Buna ek olarak hizmet sektörüne ait yayılım endeksi tarihsel ortalamasının önemli ölçüde üzerinde seyrederek artışların sektör geneline yayıldığını göstermektedir.
Gıda, ücret ve turizm kaynaklı gelişmelerden önemli ölçüde etkilenen lokanta ve otel alt grubunda aylık artışlar süreklilik gösteren bir görünüm arz etmektedir. Asgari ücret ve gıda fiyatlarının yakın dönem gerçekleşmeleri dikkate alındığında, sektörün izleyen aylarda yüksek fiyat artış eğilimini koruması beklenmektedir.
Kira, eğitim, sağlık, eğlence-kültür başta olmak üzere belirli hizmet kalemleri geçmiş tüketici enflasyonuna dönük fiyatlama davranışı sergileyerek, enflasyonist etkilerin uzun bir zamana yayılmasına neden olmaktadır. Tüketici enflasyonunda yakın dönemde beklenen görünümle birlikte, geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi belirgin olan kalemlerde enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riski bulunmaktadır.
Akaryakıt fiyatları başta ulaştırma hizmetleri olmak üzere tüketici fiyatları üzerinde gerek üretim girdisi gerekse taşımacılık maliyetleri kanalıyla önemli bir etki oluşturma potansiyeline sahiptir. Akaryakıt fiyatlarında yakın dönemde döviz kuru, ham petrol fiyatları ve vergi artışı kaynaklı olarak kaydedilen belirgin artışın, ulaştırma hizmetleri fiyatları üzerinde önümüzdeki dönemde baskı oluşturmaya devam edeceği tahmin edilmektedir.
"VERGİ DÜZENLEMELERİ KISA VADEDE ENFLASYONA OLUMSUZ ETKİ EDECEK"
Kurul, vergi düzenlemelerinin kısa vadede enflasyon üzerinde ilave olumsuz etki yapacağını öngörmektedir. Bununla birlikte, vergi artışlarının etkisinin geçici olacağı, talep ve mali disiplin üzerindeki olumlu etkilerle bir miktar dengeleneceği değerlendirilmiştir.
Temmuz ayında yükseltilen KDV oranlarının fiyatlar üzerindeki etkisinin gün hesabı nedeniyle ağustos ayında ve firmaların fiyat değiştirme sıklığına bağlı olarak da önümüzdeki aylarda zayıflayarak da olsa devam edeceği öngörülmektedir.
Akaryakıtta maktu ÖTV tutarları artırılmıştır. Maktu ÖTV artışı gerek doğrudan gerekse dolaylı olarak tüketici enflasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir. Vergi artışlarının kur gelişmeleri ve uluslararası ham petrol fiyatlarındaki yükselişle aynı dönemde gerçekleşmesi sonucunda, başta ulaştırma hizmetleri ve gıda kalemleri üzerinde olmak üzere, dolaylı etkilerin hızlı bir şekilde gerçekleştiği izlenmektedir. Son dönemde, yönetilen ulaştırma hizmetleri kalemlerinde fiyat artışları sıklaşırken, taze meyve ve sebzede mevsimsel eğilimin aksine fiyatların yükselmesinde akaryakıt kaynaklı gelişmelerin de önemli rol oynadığı değerlendirilmektedir.
"ENFLASYON 2024 YILINDA RAPORLA UYUMLU ŞEKİLDE TESİS EDİLECEĞİ ÖNGÖRÜLMEKTEDİR"
Vergi ve yönetilen fiyat artışları, asgari ücret düzenlemesi ve kur gelişmeleri gibi ekonominin normal enflasyon dönemlerinde geçici görülen şokların, yüksek enflasyon ortamında beklentiler ve enflasyon ataleti üzerinden beklenenden daha uzun süreli olumsuz etkileri olabileceği değerlendirilmektedir. Söz konusu unsurlara ilaveten temmuz ve sonrasında akaryakıt fiyatlarında devam eden yükselişin de etkisiyle, enflasyon beklentilerinde ve fiyatlama davranışlarında öngörülenin üzerindeki bozulma, enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Manşet enflasyon yayılım endeksi temmuz ayında daha olumsuz bir görünüm sergilemiş ve tarihsel ortalamasının yaklaşık üç standart sapma üzerinde değer almıştır.
Ağustos ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 33,21’den 8,80 puan artışla yüzde 42,01; gelecek yirmi dört ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 19,04’den 3,50 puan yükselişle yüzde 22,54; beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 8,86’dan 1,56 puan yukarı güncellemeyle yüzde 10,42 olmuştur.
Enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyrettikten sonra parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonun 2024 yılında rapor ile uyumlu şekilde tesis edileceği öngörülmektedir.
"KREDİ BÜYÜMESİ İÇ TALEBİ ARTIRARAK ENFLASYON ÜZERİNDE RİSK OLUŞTURMAKTADIR"
Kredi büyümesi iç talebi artırarak enflasyon üzerinde risk oluşturmaktadır. 18 Ağustos 2023 itibarıyla, 2022 yılı sonuna kıyasla bireysel kredi bakiyesi kredi kartlarında yüzde 93,7, taşıt kredilerinde yüzde 74,6, ihtiyaç kredilerinde yüzde 31,7, konut kredilerinde yüzde 23,6 olmak üzere toplamda yüzde 49,3 oranında artmıştır. Diğer taraftan, son PPK döneminden bu yana ihtiyaç kredi büyümesi yavaşlama eğilimini sürdürmüştür. İhtiyaç kredilerinde 14 Temmuz 2023’ten bu yana artış oranı yüzde 0,8 olmuştur. Bu gelişmede kredi büyümesine dayalı menkul kıymet tesisi uygulamasının kapsamının genişletilmesi etkili olmuştur. Aynı dönemde bireysel kredi kartlarında büyüme yüzde 7 seviyesine gerilese de güçlü seyrini korumuş, yıllık büyüme oranı yüzde 184,2 seviyesinde yatay seyretmiştir. Önceki PPK dönemine kıyasla yüzde 3 büyüyen Türk lirası ticari kredilerin yıllık büyüme oranı yüzde 63,5 seviyesinde gerçekleşmiştir.
Önceki PPK döneminden bu yana yatay bir seyir izleyen ihtiyaç kredisi (KMH hariç) faizleri 18 Ağustos 2023 itibarıyla yüzde 47,1 olarak gerçekleşmiştir. Aynı dönemde konut kredisi faizleri yüzde 32,6’dan yüzde 36,4’e yükselirken taşıt kredisi faizleri yüzde 41,3’ten yüzde 38,1’e gerilemiştir. Öte yandan Türk lirası ticari kredi faizleri hem birinci kademe faiz sınırının kaldırılması hem de politika faizindeki artış ile birlikte geçtiğimiz PPK dönemine göre 632 baz puan artarak yüzde 31,3 olarak gerçekleşmiştir.
Haziran ayından itibaren sadeleşme süreci kapsamında bankacılık sisteminin sağlıklı işleyişini de temin etmek amacıyla alınan önlemlerle öncelikle Türk lirası ticari kredilerinin akışı tesis edilmiştir. Haziran ayında sektör genelinde yüzde 0,3 artış kaydeden Türk lirası ticari krediler temmuz ayında yüzde 2,4 oranında büyümüştür. Bu süreçte düşüş eğilimine giren Türk lirası mevduat faizleri 18 Ağustos haftasında yüzde 24,9 seviyesinde gerçekleşmiştir. Makroihtiyati çerçevede sadeleşme süreci kapsamında atılan son adımlar ve politika faizindeki artışla birlikte Türk lirası enstrümanlarına olan talebin artacağı, kredi ve mevduat faizlerinin birlikte yükseleceği ve parasal aktarım mekanizmasının güçleneceği değerlendirilmiştir.
Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış ve turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteği fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.
Son dönemde yapılan anlaşmalar ile teknoloji yatırımlarını ve üretim kapasitesini geliştirecek alanlara yoğunlaşacak doğrudan yabancı yatırımlar önümüzdeki dönemde dış finansmanı destekleyecektir.
"TÜRKİYE'NİN ÖNCEKİ PPK TOPLANTISINDA 457 OLAN 5 YILLIK CDS PRİMİ 417'YE GERİLEMİŞTİR"
Yurt içi belirsizliklerin etkisiyle 22 Mayıs 2023 tarihinde 703 baz puan seviyesiyle bu yılın zirve noktasına ulaşan Türkiye’nin 5 yıllık CDS primi, önceki PPK döneminde 457 baz puan iken 23 Ağustos 2023 itibarıyla ise 412 baz puan seviyesine gerilemiştir. Benzer şekilde, Türk lirasının 1 ay ve 12 ay vadeli kur oynaklıkları önceki PPK dönemlerindeki 23,6 ve 30,3 puan seviyelerinden sırasıyla 15,2 ve 28,5 puana gerilemiştir. Risk primi ve kur oynaklıklarındaki düşüşlere haziran ayından itibaren 0,48 milyar ABD doları DİBS piyasasına ve 1,75 milyar ABD doları hisse senedi piyasasına olmak üzere toplam 2,23 milyar ABD doları net portföy girişi eşlik etmiştir.
TCMB uluslararası rezervleri haziran ayından itibaren güçlü bir artış eğilimine girmiştir. 2022 yılı sonu itibarıyla 128,8 milyar ABD doları seviyesinden mayıs sonunda 98,5 milyar ABD doları seviyesine gerileyen TCMB brüt uluslararası rezervleri 18 Ağustos 2023 itibarıyla 117,1 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir.
"PARA POLİTİKASI ENFLASYONUN ANA EĞİLİMİNİ GERİLETECEKTİR"
Politika faizi, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında Kurul, para politikası çerçevesinin yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirme kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunmuştur. Fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik istikrar ve özellikle finansal istikrar üzerinde oluşturabileceği risklere de dikkat çekilmiştir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.
"KURUL PARASAL SIKILAŞTIRMA SÜRECİNİN DEVAMINA KARAR VERMİŞTİR"
Kurul, dezenflasyonun en kısa sürede tesisi, enflasyon beklentilerinin çıpalanması, fiyatlama davranışlarındaki bozulmanın kontrol altına alınması için parasal sıkılaştırma sürecinin devamına karar vermiştir. Bu çerçevede, Kurul, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 17,5’ten yüzde 25 düzeyine yükseltilmesine karar vermiştir.
Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Sadeleşme adımları kademeli olarak sürdürülecek, bu süreçte dönüşümün hızı ve sıralaması etki analizleri ile belirlenmeye devam edecektir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, faizler, döviz kurları, rezervler, beklentiler, menkul kıymetler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılmaktadır.
"KURUL SEÇİCİ KREDİ VE MİKTARSAL SIKILAŞTIRMA KARARLARI ALMAYA DEVAM EDECEKTİR"
Bu kapsamda, Türk lirası mevduat payının artırılmasına yönelik düzenlemeler parasal aktarım mekanizmasını güçlendirecektir. Kurul, faiz artırımının yanı sıra, parasal sıkılaştırma sürecini destekleyecek seçici kredi ve miktarsal sıkılaştırma kararları almaya devam edecektir. Bu kararlarla, temel politika aracı olan politika faizleri parasal, finansal koşullar ve beklentileri etkilerken, Türk lirası likidite ve tüketim talebindeki aşırılıkların dengelenmesi ve para politikasının etkinliğinin artırılması hedeflenmektedir.
Bireysel kredilerdeki ivmelenmeyle birlikte iç talebin hem doğrudan hem de cari denge üzerinden fiyat istikrarını bozduğu değerlendirilmiştir. Seçici kredi sıkılaştırması kararları sonucunda yurt içi talepte dengelenme sürecinin destekleneceği öngörülmektedir.
"KUR FARKI ÖDEMELERİ NEDENİYLE FİNANSAL SİSTEME GİRİŞİ GERÇEKLEŞEN TÜRK LİRASI LİKİDİTE YAKINDAN İZLENMEKTEDİR"
Döviz kuru gelişmelerinin etkisiyle kur korumalı mevduat hesaplarının kur farkı ödemeleri nedeniyle finansal sisteme girişi gerçekleşen Türk lirası likidite yakından izlenmektedir. Mevcut piyasa koşulları ve önümüzdeki döneme ilişkin likidite projeksiyonları dikkate alınarak yapılan etki analizleri çerçevesinde gerekli adımlar atılmaktadır.
"KURUL KARARLARINI ŞEFFAF BİR ÇERÇEVEDE ALMAYA DEVAM EDECEKTİR"
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.
Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Ankara'dan gelip Sivas'ta 2 kardeşi öldüren sanığa indirimsiz 2 kez ağırlaştırılmış müebbet!

Ankara'dan gelip Sivas'ta 2 kardeşi öldüren sanığa indirimsiz 2 kez ağırlaştırılmış müebbet
Sivas’ta evlerinde öldürülen Umutcan (22) ve Melisa (16) Şimşek kardeşlerin davasında karar açıklandı. Mahkeme, sanık Hüseyin Sönmez (35) hakkında indirimsiz 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis ile 17,5 yıl hapis cezası verdi. Tüm cezalar üst sınırdan uygulanırken mahkeme, sanık hakkında herhangi bir indirim yapmadı.
Olayda, Ankara’dan geldiği belirtilen Sönmez’in Şimşek kardeşlerin kaldığı eve giderek Umutcan ve Melisa’yı öldürdüğü iddia edilmişti. Soruşturma ve yargılama süreci tamamlanarak dosya karara bağlandı.
Şimşek kardeşlerin annesi Ayşegül Şimşek, kararı değerlendirirken duygularını şöyle dile getirdi: “Bunun gibi katillerin bu dünyada yaşamaması gerekiyor. Nefes almaları bile hata. En ağır cezadan verdiler, sağ olsunlar. Ama ben bu davanın peşini bırakmayacağım. Arkasındakileri de bulmak için elimden geleni yapacağım.”
Kararla birlikte şüphelinin yakalanması, yargılanması ve ceza verilmesine kadar geçen süreçteki ayrıntılar dosyada yer alıyor. Soruşturmanın başka şüpheliler veya olayla bağlantılı unsurlar hakkında devam eden bir inceleme olup olmadığına dair bir bilgi verilmedi. Mahkeme kararının kesinleşmesi ve olası temyiz süreci bekleniyor.
Trafikte telefonla konuşan ve video çeken sürücülere ağır ceza geliyor!

Trafikte telefonla konuşan ve video çeken sürücülere ağır ceza geliyor!
Trafikte cep telefonu kullanımıyla ilgili cezalar önemli ölçüde artırılıyor. Yeni düzenlemeye göre, araç kullanırken telefonla konuşan, video çeken veya sosyal medyada paylaşım yapan sürücüler ağır yaptırımlarla karşılaşacak.
Yeni uygulamada, kuralı ilk kez ihlal eden sürücülere 5 bin TL para cezası kesilecek. Ancak ihlalin tekrarlanması durumunda cezalar katlanarak artacak ve daha ciddi yaptırımlar devreye girecek.
Yetkililer, bu adımın trafik güvenliğini artırmak ve dikkatsiz sürüşlerin önüne geçmek amacıyla hayata geçirildiğini belirtti.
Uzmanlar, özellikle son dönemde sürücülerin direksiyon başında story veya video paylaşma alışkanlığının kazalara davetiye çıkardığına dikkat çekerek, yeni cezaların bu riski azaltacağını ifade etti.
Açılmayan Şanlıurfa Şehir Hastanesi’ne 280 kişilik kadroya 50 bini aşkın başvuru!

Açılmayan Şanlıurfa Şehir Hastanesi’ne 280 kişilik kadroya 50 bini aşkın başvuru!
Şanlıurfa’da yapımı tamamlanmak üzere olan Şehir Hastanesi, daha kapılarını açmadan istihdamda büyük bir ilgiyle karşılaştı.
İŞKUR üzerinden ilan edilen 280 kişilik temizlik personeli alımı için başvurular adeta rekor kırdı. Kısa sürede 50 bin 159 kişi bu kadrolar için müracaatta bulundu.
Henüz hizmete başlamayan hastanenin, açılışının ardından bölgede binlerce kişiye istihdam sağlaması bekleniyor.
Başvuruların yoğunluğu, kentteki işsizlik oranını ve istihdam talebini bir kez daha gözler önüne sererken, yetkililer alımların kura yöntemiyle yapılacağını bildirdi.
Şanlıurfa Şehir Hastanesi’nin önümüzdeki aylarda resmen hizmete girmesi planlanıyor.
Eski kayınbiraderine kurşun yağdırdı: 31 yaşındaki genç hayatını kaybetti

Eski kayınbiraderine kurşun yağdırdı: 31 yaşındaki genç hayatını kaybetti
Samsun’un Bafra ilçesinde aile dramı kanlı bitti. Eski enişte Kemal K., tarlada tütün toplayan 31 yaşındaki kayınbiraderi Mustafa Özocak’ı silahla vurarak öldürdü.
Olay, Sarıkaya Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, eski eşini telefonla aradıktan sonra bölgeye giden Kemal K., burada tarlada çalışan kayınbiraderi Özocak ile tartışmaya başladı. Tartışmanın büyümesi üzerine Kemal K., yanında getirdiği silahla 8 el ateş açtı.
Kurşunların hedefi olan Mustafa Özocak ağır yaralı olarak Bafra Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Olayın ardından kaçan zanlı Kemal K.’nın yaklaşık bir ay önce cezaevinden çıktığı öğrenildi. Jandarma ve polis ekipleri, kaçan şüpheliyi yakalamak için geniş çaplı bir operasyon başlattı.
Soruşturma sürüyor.
İstanbul’da saldırı hazırlığındaki 5 şüpheli son anda yakalandı

İstanbul’da saldırı hazırlığındaki 5 şüpheli son anda yakalandı
İstanbul’da polis ekiplerinin dikkati olası bir saldırıyı önledi. Kentte yapılan denetimler sırasında durdurulan bir araçta otomatik silah, ruhsatsız tabanca ve kar maskesi ele geçirildi.
Yapılan incelemelerde araçtaki 5 kişinin silahlı saldırı hazırlığında olduğu tespit edildi. Şüpheliler, polis ekiplerince etkisiz hale getirilerek gözaltına alındı.
Ele geçirilen silah ve mühimmatlara el konulurken, zanlılar emniyete götürülerek sorguya alındı. Olayla ilgili soruşturma çok yönlü olarak sürüyor.
Yetkililer, operasyonun olası bir kanlı saldırıyı engellediğini belirtirken, İstanbul Emniyeti’nin şehir genelinde denetimlerini artırarak sürdüreceği ifade edildi.
Diyarbakır’da 10 yıl önce mağarada bulunan cesedin sırrı çözüldü: Kayıp Gülizar Bingöl olduğu belirlendi

Diyarbakır’da 10 yıl önce mağarada bulunan cesedin sırrı çözüldü: Kayıp Gülizar Bingöl olduğu belirlendi
Diyarbakır’da 10 yıl önce bir mağarada bulunan kadın cesedinin kimliği yıllar sonra ortaya çıktı. Kimliği belirlenemediği için kimsesizler mezarlığına defnedilen cesedin, o dönem kayıp olarak aranan Gülizar Bingöl’e ait olduğu tespit edildi.
Savcılığın yeniden açtığı dosya kapsamında yapılan incelemelerde, adli tıp laboratuvarında “yeniden yüzlendirme çalışması” gerçekleştirildi. Çalışmalar sonucunda mağarada bulunan kadının yüz hatları belirlenerek kayıp dosyalarıyla karşılaştırıldı.
Yapılan DNA incelemesi, cesedin Bingöl’ün akrabası Mehmet Biroğlu ile genetik eşleşme gösterdi. Gözaltına alınan Biroğlu, çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Olay, bölgede yıllardır gizemini koruyan kayıp dosyalarından birinin çözülmesiyle kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Soruşturma, cinayetin detaylarının aydınlatılması için genişletilerek sürdürülüyor.
Zeynel Abidin Beyazgül’den Gülpınar’a sert sözler: “Urfa öfke ve çamurla değil, ortak akılla yönetilir!”

Zeynel Abidin Beyazgül’den Gülpınar’a sert sözler: “Urfa öfke ve çamurla değil, ortak akılla yönetilir!”
Şanlıurfa eski Büyükşehir Belediye Başkanı Zeynel Abidin Beyazgül, mevcut başkan Mehmet Kasım Gülpınar’ın meclis kürsüsünde kullandığı ifadelere sert tepki gösterdi. Beyazgül, Gülpınar’ın halka yönelik “geri zekâlı, embesil, moron” gibi hakaret içerikli sözler sarf ettiğini belirterek, “Urfa öfke ve çamurla değil, ortak akıl ve alın teriyle yönetilir” ifadelerini kullandı.
Beyazgül, kendi başkanlık dönemine de değinerek borçsuz belediyecilik anlayışıyla hareket ettiklerini ve Sayıştay raporlarının bunu açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. Şu anki yönetim döneminde birçok hizmetin sekteye uğradığını belirten Beyazgül, “Bugün beton santralleri durmuş, kadın merkezleri kapatılmış, gençlik salonları sahipsiz kalmıştır” dedi.
Eski başkan, Gülpınar’a yönelik sözlerinde, “Halkı azarlayarak değil, hizmet ederek var olabilirsiniz. Urfa’nın insanı hizmete değer verir, hakarete değil.” ifadeleriyle eleştirisini sürdürdü.
Beyazgül’ün açıklamaları, Urfa siyasetinde tansiyonu yükseltirken kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.
Tanju Özcan’dan DEM’li Gülistan Koçyiğit’e sert tepki: “Ben senin gibi bölücülerle kardeş falan olamam!”

Tanju Özcan’dan DEM’li Gülistan Koçyiğit’e sert tepki: “Ben senin gibi bölücülerle kardeş falan olamam!”
Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in açıklamalarına sert tepki gösterdi. Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Özcan, Koçyiğit’in şehitlerle ilgili kullandığı ifadelere öfkesini dile getirdi.
Özcan paylaşımında şu ifadelere yer verdi:
“Ben senin gibi bölücülerle kardeş falan olamam! Bu ülkenin bütünlüğü için can veren şehide ‘ceset’ diyeceksin, sana tepki gösterenler faşist olacak! Hadi oradan… Ankara’da siyaset yapanlara sesleniyorum, üç beş oy gelir diye bunları muhatap almayın. Bunlar bölücü ve vatan hainidir. Bu insanları şımartarak sorun çözmüyorsunuz, ilerde telafisi olmayacak olayların önünü açıyorsunuz. Uyarmadı demeyin, şimdiden uyarıyorum.”
Tanju Özcan’ın bu sert çıkışı kısa sürede sosyal medyada gündem olurken, bazı kullanıcılar Özcan’a destek verirken bazıları da kullandığı dili eleştirdi.
Yaşanan polemik, siyaset arenasında yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Adana’da ters yöne girip “İstediğim yerden girerim” diyen sürücüye 46 bin TL ceza!

Adana’da ters yöne girip “İstediğim yerden girerim” diyen sürücüye 46 bin TL ceza!
Adana’da trafik kurallarını hiçe sayan bir sürücü, ters yönden caddeye girince çevredeki vatandaşların tepkisiyle karşılaştı. Uyarılara aldırış etmeyen sürücü, “Canından olma bekle, istediğim yerden girerim” diyerek tepki gösterdi.
Olayın görüntülerinin sosyal medyada kısa sürede yayılması üzerine polis ekipleri harekete geçti. Kimliği tespit edilen sürücüye, “trafik güvenliğini tehlikeye atmak”, “ters yönde araç kullanmak” ve “tehlikeli sürüş” maddelerinden toplam 46 bin TL idari para cezası uygulandı.
Emniyet yetkilileri, trafik kurallarına uymanın hayati önem taşıdığını vurgulayarak benzer davranışlarda bulunan sürücülere karşı denetimlerin artarak süreceğini belirtti.
Hayalleri Gerçeğe Dönüştüren Kadınlar: İGKADER Maltepe Buluşması Umut ve Gücün Aynası Oldu
İstanbul Girişimci Kadınları Destekleme Derneği Kurucu Başkanı gazeteci Nilgün Ege Karaçuha ve dernek başkan yardımcısı Esengül Güler’in önderliğinde düzenlenen İGKADER Maltepe Buluşması, kadınların cesaretini, emeğini ve vizyonunu aynı sahnede buluşturdu. Bu buluşma, hayallerini gerçeğe dönüştürmeye kararlı kadınların; bilimin, ahlakın ve dayanışmanın ışığında kadınların ve gençlerin geleceğine dair yeniden umut olduğunu gösterdi.

HABER / ZEYNEP ŞİMŞEK
İstanbul – Maltepe, 11 Ekim 2025
İstanbul Girişimci Kadınları Destekleme Derneği (İGKADER), Maltepe Erzurumlular Vakfı ev sahipliğinde gerçekleştirdiği “Kadınların ve Gençlerin Girişimcilik Yolculuğuna Güç Katacak Buluşmayla'' gercek deneyimleri ve bilimsel perspektifleri aynı sahnede buluşturdu. Program; İGKADER Kurucu Başkanı Nilgün Ege Karaçuha, Maltepe Belediyesi Başkan Yardımcısı Av. Nimet Karabulut, Fatinoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Fatinoğlu, Fenerbahçe Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdal Şen ve Psikolog–Aile Danışmanı Jasmina Türkoğlu’nun konuşmalarıyla, kadınların ve gençlerin girişimcilik yolculuğuna hem moral hem yol haritası sundu.
“Yolumuz uzun ama yol arkadaşlarımız güçlü’’
Nilgün Ege Karaçuha: “Hayalleri büyütmek, umudu örgütlemek için buradayız.”
İGKADER Kurucu Başkanı Nilgün Ege Karaçuha, programın açılış konuşmasında “girişimciliği yalnız bir koşu değil, dayanışmaya yaslanan uzun bir yolculuk” olarak tarif etti:
“Amacımız sadece girişimcilikten söz etmek değil; kadınların ve gençlerin geleceğe dair umutlarını, cesaretlerini ve hayallerini büyütmek. Her bir kadının kendi ayakları üzerinde durduğu, her bir gencin hayalini gerçeğe dönüştürdüğü bir Türkiye için buradayız. Biliyoruz ki kadınların emeği, gençlerin enerjisi ve toplumun ortak iradesi birleştiğinde başaramayacağımız hiçbir şey yoktur.”
Karaçuha, derneğin eğitim, mentorluk ve ağ kurma faaliyetlerini büyütürken yerel yönetimler, üniversiteler ve özel sektörle stratejik iş birlikleri geliştireceklerini belirtti. Sözlerini derneğin sloganı “Güçlü kadınlar, güçlü gelecek için el ele.” cümlesiyle tamamlayarak programın herkese ilham olması temennisinde bulundu.
“Kadın güçlü olursa toplum da güçlü olur”
Av. Nimet Karabulut: “Eşitlik, evde başlar; şiddetin panzehiri eğitimdir.”
Maltepe Belediyesi Başkan Yardımcısı Av. Nimet Karabulut, konuşmasında kadınların toplumsal ve ekonomik hayata katılımının kent refahıyla doğrudan ilişkili olduğunu vurguladı:
“Biz kadınlar her noktada var olabilmek için çoğu zaman daha fazla emek vermek zorunda kalıyoruz. Ama bu çaba hem bireysel hem toplumsal ölçekte dönüştürücü bir güç yaratıyor. Kadın eğitimliyse, bilinçliyse çocuklarını da ona göre yetiştirir. Kadın güçlü olursa, toplum da güçlü olur.”
Karabulut, Maltepe Belediyesi’nin Kadın ve Aile Müdürlüğü üzerinden mahalle mahalle yürüttüğü mesleki eğitimler, girişimcilik atölyeleri ve sosyal destek programları hakkında bilgi verdi. En kritik vurguyu ise erkek çocuklarının eşitlik değerleriyle yetiştirilmesi üzerine yaptı:
“Yanlış değerlerle büyüyen çocuk, ileride şiddetin faili olabilir. Eşitlik evde başlar. Anneler kadar babalara da sorumluluk düşüyor. Eğitim, eşitlik ve hukukun birlikteliği şiddeti önler.”
Ali Fatinoğlu: “Helal kazanç, şeffaf ticaret ve doğru okumayla her kriz aşılır”
Maltepe’deki İGKADER buluşmasında iş dünyasında başarı hikâyesiyle programda yer alan Fatinoğlu Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Fatinoğlu, yaptığı konuşmada hem iş dünyasında edindiği deneyimleri hem de hayata ve aileye dair içten duygularını paylaştı.
Babası memur olan Fatinoğlu, çocukluk yıllarını “çalışmanın, dürüstlüğün ve sorumluluğun en büyük değer olduğu” bir evde geçirdiğini anlattı. Ancak o ve abisi için masa başı bir hayat yeterli olmamış; birlikte cesur bir kararla ticarete adım atmışlar:
“Ben memur bir babanın oğluyum. Evimizde disiplin, dürüstlük ve sorumluluk en büyük mirastı. Ama ben hayatım boyunca hep risk almak istedim. Abimle birlikte ilk işimizi kurduğumuzda elimizde yalnızca inanç, azim ve çalışkanlık vardı. Parayla değil, alın teriyle büyüdük. İşte o inanç bizi bugünlere getirdi.”
Fatinoğlu, bugün geldiği noktada hâlâ mütevazı bir yaşam sürdüğünü ve en büyük gücünü ailesinden ve eşinden aldığını vurguladı:
“Hayatta en büyük desteğim her zaman eşim oldu. Kadının gücü erkeğe de güç verir. Bir erkeği güçlü kılan, yanında duran kadının sevgisi, inancı ve emeğidir. Kadın hem ailede hem toplumda dengeyi, vicdanı ve üretkenliği temsil eder.”
Fatinoğlu, kariyerinin dönüm noktalarını paylaşarak genç girişimcilere üç temel ilke bıraktı: ahlak–şeffaflık, insanı okuma becerisi ve kalite–maliyet disiplininin sürekliliği.
“Hayatım boyunca harama el sürmedim, duymak isteneni değil gerçeği söyledim. Pazarlıkta nihai çizgi, karşınızdakinin değil sizin kararlılığınızın belirlediği sınırdır. ‘Buradan aşağı inmem’ dediğiniz an, artık fiyat değil güven konuşur.”
Kriz dönemlerini “ders alınacak fırsatlar” olarak gören Fatinoğlu, Çin’in küresel ham madde piyasalarındaki dalgalanmalarının etkilerini örnek göstererek ayakta kalmanın yollarını şöyle anlattı:
-
Maliyetleri anlık izlemek
-
Stok yönetimini bilim gibi görmek
-
Kaliteden ödün vermeden verimliliği artırmak
-
Müşteri sonrası hizmette güveni merkezde tutmak
“Sanayici olmak yalnız üretmek değildir; veriye bakmak, tedarik zincirini yönetmek, finansı disipline etmek ve sözüne sadık kalmaktır. Girişimcilik, paradan önce bir karakter meselesidir.”
Genç girişimcilere seslenirken ise, Türkiye’nin geleceğini inşa edecek nesillerin bilgiye, teknolojiye ve ahlaka yatırım yapması gerektiğini söyledi:
“Emek yoğun alanlarda boğulmayın; teknolojiye, bilgiye ve insana yatırım yapın. Kurumsallığın özü, binadan değil, ilkelerin kurumlaşmasından geçer. Başarı tesadüf değildir; risk almak, düşmek, yeniden kalkmak ve inatla yürümektir. Biz o yolu yürüdük — şimdi sıra sizde.”
Konuşmasının sonunda uzun süre alkışlanan Fatinoğlu, İGKADER’e bu anlamlı buluşmada yer almaktan dolayı duyduğu gururu dile getirdi:
“Bu salonda umut var, bu salonda inanç var. Kadınların girişim gücüyle Türkiye’nin geleceği daha parlak olacak.”
Prof. Dr. Erdal Şen: “Girişimcilik ailede başlar, kültürle büyür; stratejiyle kurumsallaşır”
Fenerbahçe Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Erdal Şen, İGKADER Maltepe buluşmasında yaptığı etkileyici konuşmada hem bilimsel hem de yaşamdan örneklerle dolu bir vizyon çizdi. Şen, girişimciliği yalnızca bir iş kurma süreci değil, bir düşünme biçimi, bir karakter inşası olarak tanımladı:
“Girişimcilik, ekonominin en önemli taşıyıcısıdır. Çünkü bir ülkenin girişimci sayısı, o ülkenin üretim gücünü ve yenilik kapasitesini belirler. Ancak girişimcilik sadece bir şirket açmak değildir. O, bir kültürdür, bir ekosistemdir; ailede başlar, okulda olgunlaşır, toplumda filizlenir.”
“Ailede şekillenen vizyon, ülkenin girişimci profilini belirler”
Prof. Şen, kendi yaşam öyküsünden kesitlerle konuşmasına derinlik kattı. Babası serbest meslek sahibi, ailesi ticaretle iç içe büyümüş bir çocuk olarak, girişimcilik kavramıyla erken yaşta tanıştığını anlattı:
“Babam mali müşavirdi, ama aynı zamanda girişimciydi. Kırtasiye dükkânı açtı, mobilya işi yaptı. Evimizde hep yeni bir fikir, yeni bir girişim konuşulurdu. Ben de o atmosferin içinde risk almayı, hesap yapmayı ve ticaretin nabzını okumayı öğrendim. Girişimcilik okulda değil, hayatın içinde öğrenilen bir disiplindir.”
Şen, özellikle memur ailelerinde yetişen çocukların risk algısının farklı olduğuna değindi:
“Memur ailelerinde güvenlik ön plandadır; ticarette ise risk. Girişimci olmak, konfor alanını terk etmeyi göze almaktır. O yüzden aile, çocuklarına sadece bilgi değil, cesaret de aşılamalıdır.”
“Birey – Örgüt – Sistem: Yönetimin üç halkası”
Prof. Dr. Şen, konuşmasının ana temasını yönetim biliminin üç temel halkası üzerine kurdu: Birey, örgüt, sistem.
“Her girişimci bu üç halkayı anlamak zorunda.
Birey, kendi öz yönetimini sağlamazsa yöneticilik yapamaz.
Örgüt, değer üretmeyen bir yapıya dönüşürse sürdürülebilirlik kaybolur.
Sistem, dış çevreyi yani ekonomiyi, politikaları, toplumsal beklentileri kapsar.
Başarılı bir girişimci, bu üç seviyeyi birlikte yönetebilen kişidir.”
Şen, kriz dönemlerinde en kritik farkındalığın, “kontrol edebildiğimiz ve edemediğimiz” faktörleri ayırt edebilmek olduğunu belirtti:
“Kontrol edebildiklerinize strateji geliştirirsiniz; edemediklerinizi yönetilebilir hâle getirirsiniz. Türkiye’de girişimcilerin çoğu, kontrol edemediği konularla uğraşmaktan enerjisini tüketiyor. Oysa farkında olan kişi, enerjisini çözüme yönlendirir, şikâyete değil.”
“Veri, bugünün sermayesi; analiz, yarının vizyonudur”
Şen, çağın en büyük gücünün bilgi ve veri olduğunu belirtti. Öğrencilik yıllarında kurduğu küçük bir telekomünikasyon şirketinde, daha o dönemde Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) sistemini uygulamaya başlamasının kariyerinde bir dönüm noktası olduğunu anlattı:
“Bir müşterinin doğum gününü not etmek, ona küçük bir hediye vermek, onunla bağ kurmaktır. O zamanlar farkında değildim ama ben aslında ‘CRM’ yapıyordum. Müşteri ilişkisi yönetimi, literatürde geçmeden önce sahada vardı.”
Bu örnek üzerinden insan faktörünün önemini vurguladı:
“Teknoloji ilerliyor ama ticaretin kalbi hâlâ insandır. Bir ürün satmak değil, bir güven satmak gerekir. Eğer müşterinizin gözünde itibarınız varsa, markanız zaten vardır.”
“Farklılaşma yoksa rekabet yoktur”
Şen, girişimcilerin başarısında maliyet, kalite ve farklılaşma dengesinin vazgeçilmez olduğunu ifade etti:
“Ya ürünü ilk siz sunarsınız ya da başkasının yaptığına bir ruh katarsınız. Ürününüzü veya hizmetinizi farklılaştırmazsanız rekabet edemezsiniz. Aynı ürünü satan iki markayı ayıran şey algıdır. Algıyı yöneten, pazarı da yönetir.”
“Korku kültüründen özgüven kültürüne geçmeliyiz”
Konuşmasında kültürel dinamiklere de değinen Prof. Dr. Şen, Türk toplumunun korku kültürü içinde yetiştiğini söyledi:
“Yıllarca çocuklara ‘yemeğini ye yoksa doktor iğne yapar’, ‘dersini çalış yoksa öğretmen kızar’ dedik. Oysa korkuyla yetişen birey, risk almaktan da korkar. Girişimcilik için önce korku kültüründen özgüven kültürüne geçmeliyiz.”
“Girişimcilik, anlam üreten bir sistemdir”
Şen, konuşmasının sonunda girişimciliği yalnızca ekonomik değil, toplumsal bir üretim biçimi olarak tanımladı:
“Girişimcilik, sadece para kazandırmaz; aynı zamanda anlam üretir. Bir iş kurmak, bir istihdam yaratmak, bir aileye ekmek götürmektir. Girişimcinin topluma borcu vardır. Bizler yalnız üretim değil, değer üretmek zorundayız.”
Konuşmasını büyük alkış alan şu sözlerle tamamladı:
“Bir ülkenin geleceği, düşünen ve üreten bireylerin omuzlarındadır. Kadınlar ve gençler bu yolculuğun kalbidir. Kadınlar cesaret eder, gençler hayal kurar, bizler de o hayalleri gerçeğe dönüştürürüz. Girişimcilik ailede başlar, kültürle büyür, stratejiyle kurumsallaşır.”
Psikolog ve Aile Danışmanı Jasmina Türkoğlu: “Gerçek güç, insanın kendi farkındalığını keşfetmesindedir”
İGKADER’in “Kadınların ve Gençlerin Girişimcilik Yolculuğuna Güç Katacak Buluşması” etkinliğinde konuşan Psikolog ve Aile Danışmanı Jasmina Türkoğlu, dinleyicilere hem bilimsel hem duygusal yönüyle unutulmaz bir konuşma sundu. Türkoğlu’nun konuşması, modern insanın motivasyon, psikolojik dayanıklılık ve öz farkındalık ekseninde verdiği yaşam mücadelesine ayna tuttu.
“Her düştüğümde yeniden ayağa kalkmamda bana ilham olan; doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine bu kutsal vatanın ilimle yoğrulmuş evlatlarıdır. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bilimin ışığında çalışan tüm büyüklerimizi minnetle, saygıyla ve şükranla anıyorum.”
“Motivasyon, insan davranışlarının motor gücüdür”
“Motivasyon, bizi hedefe yönlendiren içsel veya dışsal bir enerjidir. Her birimizin içinde bir neden vardır; bazen bu neden bir sevgi, bazen bir hedef, bazen de bir zorluğa direnme gücüdür.”
Türkoğlu, motivasyon ekollerini sade bir dille özetleyerek Maslow, Alderfer, Herzberg, McDougall ve Deci–Ryan’ın teorilerinden örnekler verdi; ortak noktanın anlam arayışı olduğunu vurguladı:
“Bir insan, sadece alkışla değil, anlamla var olur. Yaptığınız şeyin anlamını kaybederseniz, en yüksek maaş bile size enerji vermez.”
“Sosyal medya dopamini, modern çağın sahte motivasyonudur”
Türkoğlu, sinirbilim perspektifinden sosyal medya bağımlılığının beyin üzerindeki etkilerini anlattı:
“Sosyal medya, beynimizin ödül mekanizmasını kandırıyor. Bir beğeni aldığımızda dopamin salgılıyoruz; bu anlık bir mutluluk yaratıyor ama kalıcı değil. Beyin kısa sürede bu uyarana alışıyor ve artık gerçek hayatın doğal mutluluklarına karşı duyarsızlaşıyor. Sonra farkında olmadan atalet başlıyor. Üretmeden, düşünmeden, sadece ekran kaydırarak günler geçiyor.”
“Sıkılmak insana kötü bir şey gibi öğretildi ama aslında zihnin yaratıcılığa geçebilmesi için sıkılmaya ihtiyacı vardır. Sürekli uyarılan bir zihin üretmez, yalnızca tüketir.”
“Akış hâli: Zamanın akışını unuttuğunuz an, siz üretkensinizdir”
“Bir çocuk oyun oynarken, bir sanatçı resim yaparken, bir yazar yazarken zamanın nasıl geçtiğini fark etmez. Çünkü o anda akıştadır. Bu hâl, hem üretkenliği hem de içsel huzuru artırır. Ancak sürekli ekran ışıklarıyla çevrili bir dünyada bu hâle ulaşmak giderek zorlaşıyor.”
“Telefonu birkaç saat kapatmak, sessiz bir alanda yürümek, nefes almak bile zihnin sisini dağıtır. Zihin, kas gibidir; dinlenmeden gelişemez.”
“Beyin sisi, çağımızın görünmez salgınıdır”
Pandemi sonrasında artan beyin sisine dikkat çeken Türkoğlu:
“Sürekli bildirimler, ekran ışıkları, kesintisiz veri bombardımanı… Beyin bu kadar bilgiyi işleyemiyor. Sonuç: bulanıklık, odak kaybı, duygusal yorgunluk. Dinlenmek bazen uyumak değil, dijital detoks yapmaktır.”
“Psikolojik dayanıklılık doğuştan değil, farkındalıkla gelişir”
“Hayat hepimizi zaman zaman yere düşürür. Dayanıklılık, hiç düşmemek değil; her düşüşten sonra yeniden kalkabilmektir.”
Türkoğlu, psikolojik dayanıklılığın beş temel unsurunu sıraladı:
-
Duygusal farkındalık
-
Stresle başa çıkma becerisi
-
Düşünce esnekliği
-
Sosyal destek
-
İçsel denge
“Kendini tanımak, güçlü yönlerini bilmek kadar zayıf yönlerini kabullenebilmektir. Gerçek güç, kırılmamakta değil, kırıldığında onarabilmektedir.”
“Kendine iyi bakmak bir lüks değil, sorumluluktur”
“Rutinler zihne güven verir. Kısa yürüyüşler, sessiz bir an, birkaç satır yazmak bile zihni onarır. Hayatın koşturmacasında kendimizi unutuyoruz ama unutmamalıyız ki, kendine iyi bakmak bir lüks değil, bir sorumluluktur.”
“Gençlere mesaj: Potansiyeliniz etiketlerden daha güçlüdür”
“Üzerinizdeki unvanlar değil, içinizdeki potansiyel sizi tanımlar. Korkularınızdan değil, değerlerinizden hareket edin. Yıkıldığınızda yeniden başlamayı seçin; çünkü gerçek başarı, iç sesinizle barıştığınız anda başlar.”
“Bazen bir gülümseme, bir sessizlik, bir sabır anı bile birine umut olabilir. İlham vermek bir rol değil, bir yankıdır. Sen nasıl yaşıyorsan, hayat da senden öyle yankılanır.”
Neşe Şairoğlu: “Eğitimli kadın, güçlü toplum demektir”
Programın sonunda konuşan Maltepe Erzurumlular Vakfı Kadın Kolları Başkanı Neşe Şairoğlu, duygulu ama bir o kadar da güçlü bir konuşma yaptı. Şairoğlu, kadınların yalnızca aile içinde değil, toplumsal gelişimin merkezinde yer aldığını vurguladı:
“Bir toplumu gerçekten kalkındırmak istiyorsak, önce kadını eğitmekten başlamalıyız. Çünkü eğitimli kadın, güçlü toplum demektir. Kadının bilgiyle, özgüvenle ve üretimle buluştuğu her adım, ülkenin geleceğine atılan en sağlam temeldir.”
“Kadın emeği, çoğu zaman sessiz ama çok güçlüdür. Bugün burada bu kadar girişimci, üretken ve vizyon sahibi kadını bir arada görmek, umut veriyor. Kadın dayanışması sadece bir slogan değil; bu ülkenin geleceğini taşıyan bir güçtür.”
“Bu programda gördüğüm şey sadece bir etkinlik değil, bir dönüşümün işareti. Kadınlar artık kendi hikâyelerini yazıyor, kendi geleceğini inşa ediyor. Ve bu yolculukta her kadının elinden tutan, yanında olan bir başka kadın var.”
“Kadınlar el ele verirse, başaramayacakları hiçbir şey yoktur. Nilgün Ege Karaçuha ve Esengül Güler gibi güçlü kadınların önderliğinde yürütülen bu çalışmalar, bizlere umut veriyor. Bizler de Maltepe Erzurumlular Vakfı olarak, kadınlarımızın ekonomik, sosyal ve kültürel olarak güçlenmesi için her zaman destek olmaya hazırız.”
Plaket takdimi: Kadın dayanışmasının sembolü
Konuşmasının ardından Şairoğlu, yoğun alkış eşliğinde İGKADER Kurucu Başkanı Nilgün Ege Karaçuha ve Dernek Başkan Yardımcısı Esengül Güler’e teşekkür plaketi takdim etti:
“Bu plaketi yalnızca teşekkür olarak değil, bir dayanışma sembolü olarak sunuyorum. Çünkü kadın emeği, kadın dayanışmasıyla çoğalır. Nilgün Başkanımızın vizyonu ve Esengül Hanım’ın emeği hepimize ilham oluyor.”
Nilgün Ege Karaçuha: “Varlığınızla güçleniyoruz, birlikte daha nice başarılara imza atacağız”
Programın sonunda söz alan İGKADER Kurucu Başkanı Nilgün Ege Karaçuha, etkinliğin başından sonuna kadar hissedilen kadın dayanışması ve üretim ruhunun, derneğin kuruluş amacını en güzel biçimde yansıttığını vurguladı:
“Bugün burada yalnızca bir programı değil, bir vizyonu, bir umudu paylaştık. Her biri kendi alanında örnek olan konuklarımız, kadınların ve gençlerin girişimcilik yolculuğuna ışık tuttu. Kadın emeği, bilgiyle birleştiğinde mucize yaratır; biz bu mucizenin her gün tanığıyız.”
Karaçuha, konuşmalarıyla programa değer katan isimleri tek tek anarak, emeğe saygı ve ortak başarı vurgusu yaptı:
“Bugün burada bizlerle olup fikirleriyle yolumuzu aydınlatan Ali Fatinoğlu’na, Prof. Dr. Erdal Şen’e, Jasmina Türkoğlu’na en kalbi teşekkürlerimi sunuyorum. Her biri, kadınların ve gençlerin gücüne inanan, bu ülkenin geleceğine emek veren kıymetli isimlerdir.”
“Varlığınızla güçleniyoruz” – Destek verenlere özel teşekkür
Başkan Karaçuha, programın gerçekleşmesine katkı sağlayan iş insanları ve kurumlara da özel olarak teşekkür etti:
-
MSK Enerji Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kaplan
-
Büyükçekmece İş Adamları Derneği (BİAD) Başkanı Mustafa Karayün
-
Basın Platformu Başkanı M. Remzi Tanış
-
Türkiye Yerel Basın Birliği Genel Başkanı Nezir Karayün
-
Anadolu Börekçilik markası
“Varlığınızla güçleniyoruz. Kadınlar, gençler, akademisyenler, iş insanları ve basın temsilcileri olarak aynı hedefe inanıyoruz: Güçlü kadınlar, güçlü gelecek. Daha nice ortak başarıya birlikte imza atacağız.”
Ayrıca Karaçuha, ev sahipliği için Maltepe Erzurumlular Vakfı Başkanı Hasan Koç ve Kadın Kolları Başkanına da teşekkür etti.
İlk Yorum yapan siz olun!