Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 29 yaşındaki Z.Ş. isimli kadın hasta doktor C.E’nin kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ederek şikayetçi oldu. Z.Ş.’nin şikayeti üzerine gözaltına alınan doktor C.E. savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. RTEÜ Rektörü Prof.Dr. Yusuf Yılmaz, doktorla ilgili Tıp Fakültesi Dekanının inceleme başlattığını belirtirken, Z.Ş.’nin avukatı Eren Keskin, “Doktor kamu görevinin kendisine verdiği görevi de istismar ederek bir kadına cinsel saldırıda bulunmuştur hastasına ve bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız" dedi. Doktor C.E ise “Tamamen iftira. İddiaları reddediyorum gerekirse dava açacağım. Daha önce psikolojik sorunları olmuş başkaları hakkında da iftira da bulunmuş” dedi.

GENÇAĞA KARAFAZLI
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde 29 yaşındaki Z.Ş. isimli kadın hasta doktor C.E’nin kendisine cinsel saldırıda bulunduğunu iddia ederek şikayetçi oldu. Z.Ş.’nin şikayeti üzerine gözaltına alınan doktor C.E. savcılık ifadesinin ardından serbest bırakıldı. RTEÜ Rektörü Prof.Dr. Yusuf Yılmaz, doktorla ilgili Tıp Fakültesi Dekanının inceleme başlattığını belirtirken, Z.Ş.’nin avukatı Eren Keskin, “Doktor kamu görevinin kendisine verdiği görevi de istismar ederek bir kadına cinsel saldırıda bulunmuştur hastasına ve bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız" dedi. Doktor C.E ise “Tamamen iftira. İddiaları reddediyorum gerekirse dava açacağım. Daha önce psikolojik sorunları olmuş başkaları hakkında da iftira da bulunmuş” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde görevli beyin cerrahi doktoru C.E. hakkında Z.Ş. adlı 29 yaşındaki kadın hasta, doktorun kendisine cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla şikayetçi oldu. Doktor hakkında hem Rize Cumhuriyet Savcılığı’na hem de üniversite hastanesine şikayet başvurusunda bulunan Z.Ş. şikayet dilekçesinde yaşadıklarını şöyle anlattı:
"06.12.2023 günü saat 14:00'da yaşamış olduğum sırt ağrısı şikayetleri nedeni ile Rize Eğitim Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Servisi’nde kontrol olmak için doktor C.E.'den randevu aldım. Randevu saatinde hastanede hazır bulundum. Doktor C.E.'nin muayenehanesine girdim, 'neyin var' diye sordu. Ben de sadece sırt ağrılarım olduğunu söyledim. Bana MR çektirmemi sonucuna göre tedavi uygulayacağını belirtti. MR randevusu aldım 27.12.2023 günü annemin kontrolü sebebi ile hastaneye gittim. Aynı gün MR sonuçlarımı göstermek için tekrar doktorum C.E.'nin görev yaptığı Beyin Cerrahi Servisi’ne gittim. Muayene sıramı aldım doktor C.E.'nin polikliniğine girdim. MR sonucunu kendi ekranın da görüntüledi ve bana omur iliğimde sıvı birikmesi olduğunu söyledi. O sırada bir reçete yazdığını bu yazdığı reçetedeki ilaçları hemen alıp gelmemi söyledi. Ben de hızlı bir şekilde belirttiği ilaçları aldım. Tekrar polikliniğe gittim. Beni görünce 'geldin mi' dedi ve odasının kapısını çekerek 'hadi gidelim' dedi. Ben de kendisini takip ettim. Beyin Cerrahi Servisi’ne girdik, ikinci odaya geçmemi söyledi, doktor ve asistanların dinlenme odası olduğunu gördüm ve odaya girdim. Arkamdan doktor C.E. geldi kapıyı kapattı ve içeriden kilitledi ve koltuğa yüz üstü uzanmam gerektiğini söyledi. Ayakkabılarımı ve üzerimde ki sweatimi çıkarmam gerektiğini öyle daha rahat edeceğimi söyledi. İkisini de çıkarmadım ve yüz üstü koltuğa uzandım.
"BENDEN İÇ ÇAMAŞIRLARIMI ÇIKARMAMI İSTEDİ"
Sweatimi omzuma kadar elimle sıyırdım ve elimle omzumdan tuttum. Eczaneden aldığım ilaçların arasında bulunan spreyi aldı eline sıktı ardından dolaptan başka bir sıvı daha eline sıktı ve çıplak elle sırtıma masaj yapar gibi ovalamaya başladı. Bu sırada bana 'kasların kasılmış' diyordu. Daha sonra sırt üstü yatmamı söyledi ben de sırt üstü koltuğa uzandım. Bu defa kıyafetlerimi ön taraftan omuzlarıma kadar sıyırdım. Bu kez doktor C.E boynumdan başlayarak iç çamaşırımın içerisine ellerini sokarak göğüslerimi de ovalamak suretiyle aynı işlemi yapmaya devam etti. Bu esnada iç çamaşırım üzerimdeydi. Bu işlemleri yaparken benden hep iç çamaşırımı çıkarmamı istedi ancak ben çıkarmadım. Daha sonra aynı işlemleri karın bölgeme ovalama şeklinde devam ettirdi. Daha sonra daha da aşağıya inerek pantolonum yüksek bel olmasına rağmen aşağıya indirerek kasık bölgelerime aynı işlemi yaptı. Bu sırada 'buraların da ağrı var mı' diye sordu. Bende özellikle benim sırtımdan başka bir yerde ağrım yok dedim. Ben böyle söyleyince bana 'omur ilikteki kas sistemi bir bütündür gevşeteceğiz onları dur bakalım ne olacak' dedi . Beni yüz üstü yatırdı sırt kısımdan çamaşırlarımın içerisine ellerini sokarak boyun kısmıma yanlarıma aynı işlemi yapmaya başladı ben de kendisine iğneyi ne zaman yapacaksınız diye sorduğumda bana 'daha değil' şeklinde yanıt verdi.
"TELEFONDA ARAYAN KİŞİYE AMELİYATTA OLDUĞUNU SÖYLEDİ"
Bu kez yana yatırdı aynı işlemleri koltuk altımdan başlayarak kalçalarıma kadar devam ettirdi. Bu esnada kendisi ile hiç yüz yüze gelmedim. Bana bu sırada kısa atletimi ve iç çamaşırımı da sıyırmamı belden üzerimin çıplak olmasını söyledi, ancak ben bu işlemleri yapmadım. Bu defa kendisi atletimi ve iç çamaşırlarımı çekti göğüslerimi elleri ile dışarıya çıkardı bunu yaparken de göğüslerimin büyük olduğunu ve atletim ile iç çamaşırımın onları sıkıştırdığını söyledi. Bu defa aynı işlemi göğüslerimi ovalamak suretiyle devam ettirdi. O sıra da telefonu çaldı, Bülent diye birisiyle konuştu yalan söyleyerek ameliyatta olduğunu söyledi ve bir arkadaşımlayım diye cevap verdi. Ben o sırada üzerimi kapattım tekrar sandalyesini bana yaklaştırdı aynı şekilde elleri ile göğüslerimi açarak ovalamaya devam etti sonra karın bölgeme masaj yapmaya devam etti. Ben o sırada taytımı da yukarıya çektim bana da bu sırada taytımı ve alt iç çamaşırımı aşağıya indirmemi istedi. Ben bunu yapmadım bu defa da bir eliyle taytımı ve iç çamaşırımı kaldırdı diğer eliyle de kasıklarımı ve ön cinsel organımın üst kısmına aynı işlemi yapmaya başladı. Ben çok gerildiğim için kendimi sıkıyordum. O da bunu fark etti ve bana 'kendini çok sıkıyorsun' dedi bu sıra da bana kasıklarıma dokunup 'buranda ağrı var mı' diye sordu ben de kendisine sert bir şekilde 'yok benim oralarımda ağrı yok' diye cevap verdim. Tekrar iğneyi ne zaman yapacağını sordum 'daha değil dur bakalım bu ilaç sana ne yapacak hiç gevşeme olacak mı' şeklinde cevap verdi.
"YAŞADIĞIM ŞOK NEDENİYLE HASTANEDEN ÇIKIŞ YOLU BULAMADIM"
Tekrar yüzümün üstüne koltuğa yatırdı elleri ile aşağıya inerek kalçalarıma da ağrı olup olmadığını sordu. Ben de olmadığını söyledim ağrının sırtımda olduğunu gösterdim. Bana tekrar kas sisteminin bütün olduğunu boyundan ayağa kadar bütün olduğunu söyledi. Ben artık dayanamadım titremeye başladım bana o sırada kilomu sordu bana ideal kilomun 53 olması gerektiğini ve kadının biraz ele gelmesi gerektiğini söyledi. Daha sonra eczaneden almış olduğum iğneyi kendi elleriyle taytımı ve iç çamaşırımı aşağıya indirerek kalçamın sol tarafına yaptı. Daha sonra bana telefon numarasını verdi yaptığı tedavinin sonuçlarını öğrenmek için kendisi ile iletişime geçmemi söyledi. Daha sonra kilitlediği kapıyı açtı içeriye yeşil kıyafetli bir hastane personeli girdi ve bana bir hafta sonra aynı gün saatte kontrole gelmem gerektiğini geldiğimde kendisini bulamazsam başka bir doktora kontrol edilmemem gerektiğini söyledi. Ben de tamam diyerek odadan hızlı bir şekilde çıktım. Yaklaşık odada bir saatten fazla bir süre kaldım. Yaşadıklarımın şokuyla hastaneden çıkışı bulamadım. Kapıda birinden yardım istedim önce hastanenin güvenlik şefine daha sonra başhekime kadar gittim. Daha sonra şikayetçi olmak için polis merkezine gittim. Olay ile ilgili olarak beni birden fazla kez ve uzun süreli olarak göğüslerime kalçalarıma ve vücudumun farklı bölgelerine ovalamak suretiyle cinsel saldırıda bulunan C.E isimli şahıstan davacı ve şikayetçiyim."
"RTEÜ DEKANLIĞINA ŞİKAYETİ İLETTİK"
Z.Ş.'nin şikayetinin ardından Rize Cumhuriyet Savcılığı’nın kararıyla cinsel istismarda bulunduğu iddia edilen doktor C.E’yi gözaltına alındı ve ifadesinin ardından serbest bırakıldı. Savcılık,m Memurin Muhakematı Hakkında Kanun kapsamında soruşturmanın yürütülebilmesi için RTEÜ Rektörlüğü’nden soruşturma izni istedi.
RTEÜ Eğitim Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özcan Yavaş, olayla ilgili ANKA haberin sorusuna, "Bu olayda suçlanan doktor arkadaşımız RTEÜ öğretim görevlisi olması nedeniyle bize yapılan şikayet konusunu biz direkt RTEÜ TIP Fakültesi Dekanlığına ilettik. Konuyla ilgili soruşturmayı orası yürütüyor" dedi.
RTEÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Yılmaz ise, "İddia konusu olay 2 gün önce olmuş. Kişi karakola gidip şikayetçi olmuş, adli süreç başlamış. Ayrıca hastaneye de dilekçe ile dün başvurdu. Üniversite personeli olduğu için Tıp Fakültesi dekanlığına evrak ulaştırıldı. Dekan bey inceleme başlattı" ifadelerini kullandı.
"ÖNCEDEN KAPALI ŞİMDİ İNANILMAZ AÇIK BİR KADIN İFTİRA ATIYOR"
Cinsel istismarla suçlanan doktor C.E. ise şunları söyledi:
"Tamamen iftira. İfade verdim iddiaları reddediyorum gerekirse dava açacağım. Tamamen iftira, ifademde de belirttim servise götürmek de yok, savcılıkta ifadem de var. Daha önce psikolojik sorunları olmuş başkaları hakkında da iftira da bulunmuş. İntihar girişimi var psikolojik sorunları var. Rize'de 17 senedir hizmet veriyorum. Ben şunu söylüyorum kadını araştırın hayat sürecini nasıl bir yapıda olduğunu görün kapalı bir kadın sonra inanılmaz açık bir kadın başkalarına aynı şeyleri yaşatmış bir kadın. Bahsettiği konu halka açık bir yer içeri giren çıkan var böyle bir senaryonun gerçekleşmesi mümkün değil. İfadesinde zaten söylüyor başka bir odaya gittim geldim beni bekliyor. Taciz edilen biri odada bekler mi? Bir elemanınız gelirse anlar bunu zaten. Yani biri çamur attığında buna sahip çıkılmaması lazım. Ben anlatayım olayı görsün kamera kayıtları var bunu emniyet aldı. Benim saklayacak bir şeyim yok çünkü her şey ortada. Burada anlamadığım bir iftira var nedir sebebi onu anlayamadım. Kadın belli ki bunu alışkanlık haline getirmiş. Daha önce de bunu yapmış normal bir psikoloji de değil. Yapmadığım bir şeyi niye iftira atıyor. Bununla ilgili iğne yaptı diye bir rapor var mı? Şimdi desem ki siz bana iğne yaptınız bununla ilgili emniyette böyle bir rapor var mı? Dediklerinin hepsi safsata ve yalan. Muhabiriniz varsa gelir anlatırım ben toplumda saygın bir doktorum."
"BU KORKUNÇ BİR OLAY SONUNA KADAR TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ"
Cinsel istismara uğradığını iddia eden Z.Ş’nin avukatı olan İnsan hakları derneği (İHD) Genel Başkanı Eren Keskin, şunları söyledi:
"Rize Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uzun zamandır doktoru olan C.E. tarafından 27 Aralık’ta cinsel saldırıya uğrayan bir mağdur bizlere ulaştı. Gerçekten yaşanan olay çok korkunç, üniversitede cerrahi bölümünde görevli olan doktor C.E., mağduru bir odaya alarak 'kas sistemini gevşeteceğim' söylemiyle cinsel saldırıda bulunmuştur. Mağdur kadın aynı gün savcılığa başvurmuştur, suç özellikle T:CK: 102/1 ve 102/3 b'de tanımlanan suçu oluşturmaktadır. Doktor kamu görevinin kendisine verdiği görevi de istismar ederek bir kadına cinsel saldırıda bulunmuştur hastasına ve bu olayın sonuna kadar takipçisi olacağız."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
CHP'den İmamoğlu İçin 50 Bin Kişilik Seferberlik: Sandık Temsilcileri Sahaya İniyor

CHP'den İmamoğlu İçin 50 Bin Kişilik Seferberlik: Sandık Temsilcileri Sahaya İniyor
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), tutuklu yargılanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için kapsamlı bir saha kampanyasına hazırlanıyor. Parti, 15 Mayıs Perşembe günü Marmara Cezaevi önünde yapılacak imza seferberliği kapsamında 50 bin 521 mahalle temsilcisini sahaya indiriyor.
Her Sandığa Bir Sorumlu: İmamoğlu İçin İmza Toplanacak
CHP’li kurmayların aktardığına göre, partinin seçim hazırlıkları çerçevesinde bu hafta sonuna kadar Türkiye genelindeki 191 bin sandık için asil ve yedek sorumlular da belirlenecek. 15 Mayıs’tan itibaren sahaya inecek temsilcilerin ilk görevi, Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması için başlatılan imza kampanyasını hızlandırmak olacak.
Her sandık sorumlusu kendi bölgesindeki seçmenlerle birebir görüşerek imza toplayacak, bu imzalar mahalle temsilcileri aracılığıyla genel merkeze ulaştırılacak.
Erken Seçim Talebi Artıyor
CHP kaynaklarına göre, halk arasında erken seçim isteği ciddi şekilde yükselişte. Parti kurmayları, geçtiğimiz yıl %17 civarında olan erken seçim talebinin, 31 Mart seçimlerinden sonra %69 seviyesine ulaştığını belirtiyor. CHP, bu halk talebine siyasi önderlik etmeye hazır olduklarını vurguluyor.
Seçim Tatbikatı Sonbaharda
CHP, bu süreçte sadece sandık organizasyonlarıyla yetinmiyor. Parti programı, hükümet vizyonu ve Cumhurbaşkanı adayı dahil tüm hazırlıkların yapıldığı ifade edildi. Sonbaharda bir seçim tatbikatı planlanırken, seçim sonrası sürece dair yönetim kadrosu ve programlarının da hazır olduğu belirtildi.
Özgür Özel'den Yozgatlı Çiftçilere Destek
CHP lideri Özgür Özel, İmamoğlu’na destek protestolarına traktörleriyle katılan Yozgatlı çiftçilere kesilen park cezalarını ödeyerek dikkat çekti. CHP Yozgat İl Başkanlığı’nın takibinde yürütülen süreçte, ilk etapta 11 cezanın Özel tarafından ödendiği, diğer cezaların da tebliğ edildikçe ödeneceği açıklandı.
Sıradaki Miting Konya’da
CHP’nin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin bir sonraki adresi Konya. 4 Mayıs Cumartesi günü saat 14.00’te Kılıçarslan Kent Meydanı’nda düzenlenecek mitingde, yine Ekrem İmamoğlu’na özgürlük çağrısı yapılacak. Mitingde su sorunu yaşayan çiftçiler, kamyoncular ve TIR şoförlerinin sıkıntılarına dikkat çeken mesajların verilmesi
Kaynak:odatv
TÜİK Açıkladı: 2025 Yılı İlk Çeyrekte Turizm Geliri %5,6 Arttı

İşte TÜİK’in açıkladığı 2025 yılı
TÜİK Açıkladı: 2025 Yılı İlk Çeyrekte Turizm Geliri %5,6 Arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Ocak-Mart dönemine ait Turizm İstatistiklerini yayımladı. Buna göre, yılın ilk üç ayında turizm geliri geçen yılın aynı dönemine göre %5,6 artarak 9 milyar 451 milyon 244 bin dolar olarak gerçekleşti.
Kişisel Harcamalar Önde
Ziyaretçilerden elde edilen gelirin 9 milyar 323 milyon 872 bin doları doğrudan ziyaretçilerin harcamalarından, 127 milyon 373 bin doları ise transfer yolcuların katkısından oluştu. Ziyaretçilerin harcamalarının %23,6'sını yurt dışında ikamet eden Türk vatandaşları yaptı.
Harcamaların 8,1 milyar doları kişisel harcamalar, 1,2 milyar doları ise paket tur harcamaları oldu.
Ziyaretçi Sayısı %1,2 Arttı
Türkiye'yi ziyaret eden kişi sayısı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,2 artışla 9 milyon 121 bin 152 kişiye yükseldi. Bu kişilerin 2 milyon 219 bin 38’i, yurt dışında ikamet eden vatandaşlardan oluştu.
Bu dönemde geceleme yapan yabancı ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 99 dolar, yurt dışı ikametli Türk vatandaşlarının ise 67 dolar olarak kayıtlara geçti.
Harcamalar En Çok Yeme-İçme ve Ulaştırmaya
Turizm gelirinin harcama türlerine göre dağılımında, yeme-içme %24,7, uluslararası ulaştırma %15,9 ve paket tur harcamaları %13,1 pay aldı. Geçen yılın aynı dönemine göre paket tur harcamaları %20,8, yeme içme harcamaları %15,7 ve iç ulaştırma harcamaları %8,9 arttı.
Turistlerin Yarısı Türkiye’ye Eğlenmeye Geliyor
Ziyaretçilerin %52,5’i "gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler" amacıyla Türkiye’ye geldi. Bunu %26,7 ile "akraba ve arkadaş ziyareti", %10,3 ile "alışveriş" izledi. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının %65,7’si ise en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla Türkiye’ye geldi.
Turizm Gideri %37,6 Arttı
Yurt dışında ikamet eden vatandaşların Türkiye dışı seyahatleri de artış gösterdi. 2025 yılı ilk çeyrekte turizm gideri %37,6 artarak 2 milyar 448 milyon 212 bin dolara ulaştı. Bunun 1 milyar 907 milyon doları kişisel, 541 milyon doları ise paket tur harcamaları oldu.
Yurt Dışına Çıkışlar Arttı
Yurt dışına çıkan Türk vatandaşlarının sayısı da %6 artışla 2 milyon 596 bin 225 kişiye ulaştı. Kişi başı ortalama harcama ise 943 dolar olarak
Sahte Boşanmayla Yetim Aylığı Alanlara Büyük Şok: 9 Bin Kişi Tespit Edildi, Maaşlar Faiziyle Geri İstenecek!

Türkiye’de sosyal güvenlik sistemini kötüye kullananlara karşı yürütülen geniş çaplı denetimler sonuç verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yaptığı açıklamada, sahte boşanma yoluyla yetim aylığı alarak devleti zarara uğratan 9 bin kişinin tespit edildiğini duyurdu.
Bu kişilerden 7 bin 400'ü hakkında adli ve mali işlem başlatıldı. Haksız yere alınan maaşların faiziyle birlikte geri ödenmesi için çalışmalar hızlandırıldı.
Sahte Boşanma Nedir, Nasıl Yapılıyor?
Mali müşavir İsmet Çetinkaya'nın verdiği bilgiye göre, sahte boşanma; resmi olarak boşanmış görünmesine rağmen fiilen evliliğin sürdürülmesi ve bu yolla yetim aylığı gibi sosyal haklardan haksız şekilde yararlanılması anlamına geliyor.
Özellikle dul kalan kadınlar, vefat eden ebeveynlerinden maaş alabilmek amacıyla mahkeme kararıyla boşanıp, boşandıkları eşleriyle aynı evde yaşamaya devam ediyorlar.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ise yapılan ihbarlar doğrultusunda çevre taramaları, adres kontrolleri ve mali incelemelerle bu tür sahte boşanmaları tespit ediyor.
Faiziyle Geri Alınacak: Sahte Boşanmanın Cezası Ne?
Tespit edilen sahte boşanmalarda alınan maaşlar faiziyle birlikte geri isteniyor.
Uygulanan cezai işlemler şu şekilde işliyor:
-
Haksız yere alınan tüm maaşların ana parası ve faiziyle birlikte iadesi isteniyor.
-
Haksız şekilde faydalanılan sağlık hizmetlerinin de bedeli talep ediliyor.
-
Ödeme yapılmaması durumunda kişilerin mal varlıklarına haciz uygulanıyor.
-
Savcılığa suç duyurusunda bulunularak dolandırıcılık suçlamasıyla adli süreç başlatılıyor.
9 Bin Kişi Belirlendi, 7.400'üne Soruşturma Açıldı
Bakan Vedat Işıkhan’ın açıklamasına göre, SGK denetimleri sonucu sahte boşanmayla yetim aylığı aldığı belirlenen 9 bin kişi tespit edildi.
Bu kişilerden 7 bin 400'ü hakkında hukuki işlem başlatıldı. Haksız alınan ödemelerin tahsili için ise hızla işlemler sürdürülüyor.
Adalet Bakanlığı ile koordineli şekilde yürütülen süreçte, dolandırıcılık ve kamu zararına sebebiyet verme suçlarından da ceza davaları açılması bekleniyor.
Ev Kadınlarına Erken Emeklilik Müjdesi
Öte yandan Bakan Işıkhan, ev kadınlarına yönelik emeklilik kolaylığı getirecek düzenlemelerin de sürdüğünü duyurdu.
Yeni düzenlemeye göre:
-
Ev kadınları isteğe bağlı sigorta ile prim ödeyebilecek.
-
5400 gün prim ve 61 yaş şartıyla emeklilik imkânı tanınacak.
-
Prim ödemelerinin üçte biri devlet tarafından karşılanacak.
Bu düzenleme ile özellikle evde çalışan kadınların sosyal güvenceye daha kolay erişmesi hedefleniyor.
Devlet Bahçeli: “CHP Kriz, Kavga ve Kaosun Adıdır”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son grup toplantısında ve yazılı açıklamalarında, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu iç ve dış tehditlere dikkat çekerek, özellikle CHP'nin politikalarını ağır bir dille eleştirdi.
Bahçeli, ülkenin güvenliğini, istikrarını ve sosyal barışını hedef alan kampanyalara karşı milletin uyanık olması gerektiğini vurguladı.
"Türkiye, her cepheden tehdit edilmektedir. CHP, kriz, kavga ve kaosun merkezine dönüşmüştür." sözleriyle sert çıktı.
"Dalga Boyu Yüksek Münakaşalar Türkiye’yi Karıştırmak İstiyor"
Devlet Bahçeli konuşmasının başında, toplumun sinir uçlarını hedef alan kasıtlı kışkırtmaların arttığına dikkat çekerek şöyle dedi:
"Dalga boyu yüksek münakaşalarla, dibi bulunmayan münasebetsizliklerle, Türkiye’de güven ve istikrar ortamı kundaklanmak istenmektedir. Sistemli ve gayri ahlaki taktiklerle karışıklık çıkarılmaya çalışılmaktadır."
Bahçeli, özellikle dış güçler tarafından yönlendirilen içerideki unsurların aktif hale geçtiğini ve ülkenin huzuruna kastettiklerini ifade etti.
"Türkiye’nin Egemenlik Haklarına CHP Kafa Tutuyor"
Bahçeli, tehditlerin artık aleni bir boyuta ulaştığını ve Türkiye’nin egemenlik haklarının hedef alındığını belirterek, CHP’yi açıkça suçladı:
"Bu tehdit alçaktır, ahlaksızdır. Kanun tanımayan, demokratik erdemleri takmayan bir güruh devletin egemenlik haklarına fütursuzca kafa tutmaktadır."
Cumhuriyet Halk Partisi’ni "provokasyon partisi" olarak tanımlayan Bahçeli, CHP’nin milli değerleri çiğnediğini ileri sürdü.
"CHP, Türkiye’nin Kaynayan Kazanıdır"
Bahçeli, CHP'nin mevcut yönetimini hedef alarak şu ifadeleri kullandı:
"CHP, kanayan yaradır, kaynayan kazandır, kaybolan zamandır. Doğru ile yanlış, helal ile haram, haysiyet ile habaset yer değiştirmiştir. CHP’de sapla saman karışmıştır."
Bu açıklamasıyla Bahçeli, CHP yönetiminin değer erozyonuna uğradığını, milli ve manevi değerlerden koptuğunu savundu.
"Türkiye’nin İç ve Dış Cephede Beş Ana Gündemi Var"
Bahçeli, Türkiye’nin şu anda beş büyük meseleyle karşı karşıya olduğunu belirterek bu gündemleri sıraladı:
1. Terörsüz Türkiye Hedefine Karşı Direnç
Bahçeli, CHP’nin ve yanında hizalanan partilerin terörün sona ermesinden rahatsızlık duyduğunu iddia etti:
"CHP ve şürekası terörsüz bir Türkiye’den rahatsızdır. Terör başka, Kürt kardeşlerimiz başkadır. Bu ayrımı yapmayanlar vatan hainidir."
Özgür Özel’in Mersin’de yaptığı konuşmayı da "fitne" olarak nitelendirdi.
2. Gazze ve Filistin’deki Soykırıma Karşı Türkiye’nin Duruşu
Bahçeli, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamlara değinerek, Türkiye'nin Filistin’in yanında olduğunu belirtti:
"Türkiye, mazlum Filistin halkının yanındadır. Gazze'de yapılan soykırıma sessiz kalmayacağız."
Bahçeli, CHP’yi Gazze konusunda yeterli duyarlılığı göstermemekle suçladı.
3. Türkiye’yi Karıştırmak İsteyen Sosyal ve Ekonomik Provokasyonlar
Ekonomik sorunların siyasal provokasyonlara dönüştürülmek istendiğine dikkat çeken Bahçeli, şunları söyledi:
"Ekonomide inişler çıkışlar normaldir. Ancak CHP ve işbirlikçileri, sokakları karıştırmak için fırsat kollamaktadır."
Türkiye’nin bu provokasyonları aşacak güçte olduğunu belirtti.
4. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki Yolsuzluk İddiaları
Bahçeli, İBB yönetimini çok sert ifadelerle eleştirdi:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni saran rüşvet ve yolsuzluk skandalları Türk milletinin gözünden kaçmamaktadır. CHP’nin maskesi düşmüştür."
Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun lüks otellerde gizli toplantılar yapmasını ve kamu kaynaklarının kötüye kullanılmasını sert dille kınadı.
5. İstanbul ve Deprem Gerçeği
Marmara Denizi’nde yaşanan son depreme de değinen Bahçeli, İstanbul’un geleceğine sahip çıkılması gerektiğini vurguladı:
"İstanbul gözbebeğimizdir. Cumhur İttifakı, İstanbul’u depreme dayanıklı hale getirecek. Cumhuriyetimizin gözbebeği olan bu şehir sahipsiz değildir."
Kentsel dönüşüm konusunda CHP’li belediyeleri eleştirdi ve İstanbul halkına güvence verdi.
"Yeni Bir Dünya Kurulurken Türkiye Lider Ülke Olacak"
MHP Lideri Devlet Bahçeli, açıklamasının sonunda Türk milletine moral vererek şunları söyledi:
"Yeni bir dünya kuruluyor. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizde sapma yoktur. CHP gibi kriz, kavga ve kaos üreten yapılar bu kutlu yürüyüşte yer alamayacaktır."
Bahçeli, Türkiye'nin küresel güç olma yolunda ilerlediğini ve Türk milletinin bahtının açılacağını vurguladı.
Ümit Özdağ: "Erdoğan’a Değil, AK Parti Genel Başkanı Kimliğine Yanıt Verdik"

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Cumhurbaşkanına hakaret suçlamasıyla yargılandığı İstanbul 29. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dikkat çekici bir savunma yaptı.
Özdağ, savunmasında hem tarihi gerçekleri ortaya koydu hem de siyasi eleştirinin hakaret sayılamayacağını vurguladı.
Ümit Özdağ, “Ben Erdoğan’a değil, AK Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın politikalarına eleştiri yönelttim. Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine yapılan saldırılara karşı cevap verdim.” dedi.
Ümit Özdağ: "Erdoğan’a Değil, AK Parti Genel Başkanı Kimliğine Yanıt Verdik"
Savunmasının başında, 18 Ocak 2025’te Recep Tayyip Erdoğan’ın Mersin’de yaptığı konuşmaya dikkat çeken Özdağ, Erdoğan’ın Cumhuriyetin ilk yıllarını "tek parti faşizmi" olarak tanımlamasına tepki gösterdiğini ifade etti.
Özdağ, Antalya’da düzenlenen Zafer Partisi İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmanın içeriğine vurgu yaparak şöyle dedi:
"Erdoğan’ın açıklamaları Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün mirasına ağır bir saldırıdır. Benim verdiğim cevap, milletimizin tarihine, inancına ve kültürüne sahip çıkmak için yapılmış bir siyasi eleştiridir."
Özdağ, söz konusu konuşmada Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı sıfatına değil, AK Parti Genel Başkanı sıfatına yönelik eleştirilerde bulunduğunu ve bu eleştirilerin ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu vurguladı.
"Hiçbir Haçlı Seferi, Erdoğan’ın İzniyle Yükselen FETÖ Kadar Zarar Vermemiştir"
Ümit Özdağ, savunmasının en çarpıcı bölümlerinden birinde FETÖ yapılanmasına değinerek, şunları söyledi:
"Hiçbir Haçlı Seferi, Türk Devleti'nin bağrına FETÖ gibi casus bir örgütü sokamamıştır. Ancak Erdoğan yönetiminde FETÖ’ye devletin kapıları ardına kadar açılmıştır."
Özdağ, Erdoğan'ın geçmiş yıllarda FETÖ’yü destekleyen açıklamalarını hatırlattı, 17-25 Aralık süreci öncesinde FETÖ’ye "her türlü imkanın sağlandığını" kendi ifadeleriyle ortaya koydu.
Özdağ, 15 Temmuz darbe girişiminin de bu yanlış politikaların sonucu olduğunu belirterek,
"FETÖ, Türk Devleti'ne Erdoğan döneminde, Haçlı Seferlerinin veremediği zararı vermiştir. Bugün geldiğimiz noktada Erdoğan da bu gerçeği itiraf etmiş, 'Rabbim ve milletim beni affetsin' demiştir." ifadelerini kullandı.
"Atatürk, Türk Tarihinin Himalayasıdır"
Tarihi bir perspektifle savunmasını genişleten Ümit Özdağ, 1071 Malazgirt Zaferi’nden 1922 Büyük Taarruz'a kadar Türk Milleti'nin büyük mücadelesini anlattı.
Özdağ, Atatürk’ün Sakarya Meydan Muharebesi'nde sadece Anadolu'yu değil, bütün Türk tarihinin kaderini kurtardığını ifade etti ve şöyle devam etti:
"Atatürk, yalnızca bir lider değil, Türk Milleti’nin bin yıllık mücadelesinin zirvesidir. O, Türk tarihinin Himalayasıdır. Cumhuriyetimiz, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan bir milletin yeniden ayağa kalkışıdır."
Özdağ, Erdoğan’ın Atatürk ve Cumhuriyet dönemine yönelik eleştirilerini "bilgi eksikliği ve tarihi çarpıtma" olarak nitelendirdi.
"Hakaret Yok, Siyasi Eleştiri Var: Devlete Saygı, Millete Hizmettir"
Ümit Özdağ, hiçbir zaman devlet başkanına hakaret etmediğini, devlet terbiyesiyle büyümüş bir Türk milliyetçisi olduğunu belirterek şunları kaydetti:
"Türk Devlet Başkanı'na hakaret etmek bizim geleneğimizde yoktur. Eleştiririz, hatalarını söyleriz ama devletin başındaki kişiye hakaret etmeyiz. Erdoğan’ın politikalarını eleştirmek, bir vatandaşlık görevidir."
Özdağ, siyasi eleştirinin, demokratik hukuk devletlerinde temel bir hak olduğunu hatırlatarak, düşünce ve ifade özgürlüğünün Anayasa tarafından korunduğunu vurguladı.
"Beraatimi Talep Ediyorum"
Son olarak, Ümit Özdağ mahkemeden şu sözlerle beraatini istedi:
"Sözlerimde hiçbir hakaret unsuru yoktur. Siyasi bir eleştiride bulundum. Anayasamızın ve uluslararası hukuk kurallarının koruduğu ifade özgürlüğü çerçevesinde beraatımı talep ediyorum."
Ümit Özdağ, ayrıca, “Adalet mülkün temelidir” ilkesini hatırlatarak, Türk milletinin vicdanına ve bağımsız Türk yargısına güvendiğini ifade etti.
Antalya'da Emekli Polis Memuru Köpeği Vurdu

Antalya’da emekli bir polis memurunun, sokakta havladığını iddia ettiği köpeğe ateş ederek öldürdüğü olay, büyük tepki topladı. Olay, dün öğle saatlerinde 83 sokakta meydana geldi. Emekli polis memuru MK, evinden çıkarken yanından geçen sokak köpeğinin kendisine havladığını öne sürdü.
O Anlar Güvenlik Kameralarına Yansıdı
Çevredeki iş yerlerinin güvenlik kameraları tarafından kaydedilen görüntülerde, MK’nın evinden aldığı tabancayla köpeğe 3 el ateş ettiği görülüyor. Köpek, olay yerinde hayatını kaybetti. Görüntüler kısa sürede sosyal medyada yayılırken, hayvanseverlerden büyük tepki geldi.
Yıllardır Beslenen Hayvan Kaybedildi
Olayın ardından emekli polis memuru MK gözaltına alındı. Yıllardır köpeği besleyen işletmeci Tolga Sungur ise yaşadığı üzüntüyü dile getirdi. Sungur, "40 yaşındayım ve bu köpekle büyüdüm. Onu benim çocuğum gibi görüyordum. Bu olaya çok üzüldüm. Umarım katili cezasını bulur ve ben de biraz rahatlarım." ifadelerini kullandı.
Olayla İlgili Soruşturma Başlatıldı
Antalya İl Emniyet Müdürlüğü, olayla ilgili geniş kapsamlı bir soruşturma başlattı. MK’nın ifadesi alınırken, köpeğin ölümüyle ilgili gerekli incelemeler yapılıyor. Olayın hayvan hakları savunucuları tarafından yakından takip edildiği ve faillerin en kısa sürede adalet önüne çıkarılması talebinde bulunulduğu belirtildi.
Hayvan hakları aktivistleri, bu tür olayların önlenmesi için yasal düzenlemelerin yapılmasını ve hayvanlara yönelik şiddetin cezalandırılmasının önemine vurgu yaptı. Sokak hayvanlarının yaşam hakkının korunması gerektiği ifade edildi.
İstanbul'a Fırtına Uyarısı: Rüzgarlar Perşembeye Kadar Etkili Olacak

İstanbul'da etkili olmaya başlayacak olan kuvvetli rüzgar ve zaman zaman fırtına şiddetinde esmesi beklenen hava durumu nedeniyle vatandaşlar dikkatli olmaları konusunda uyarıldı. AKOM (Afet Koordinasyon Merkezi) tarafından yapılan yazılı açıklamada, rüzgarların 1 Mayıs Perşembe gününe kadar etkili olması bekleniyor.
Rüzgar Hızı ve Etki Alanları
Açıklamada yer alan bilgilere göre; İstanbul genelinde rüzgar hızının zaman zaman saatte 70
- 90 kilometreye ulaşabileceği belirtildi. Özellikle kıyı bölgeleri, yüksek kesimler ve açık alanlarda fırtınanın etkisi daha belirgin hissedilecek. Bu durum, özellikle deniz ulaşımını olumsuz etkileyebilirken, binaların çatıları, ağaçlar ve elektrik direkleri gibi yapıların hasar görmesine neden olabilir.
- Dışarıda bulunan eşyaların (saksı, sandalye vb.) güvene alınması
- Ağaç altlarında ve elektrik direklerinin yakınında bulunmaktan kaçınılması
- Deniz ulaşımının kısıtlanabileceği göz önünde bulundurularak seyahat planlarının buna göre yapılması
- Çatı veya yüksek yapıların bulunduğu bölgelerde gerekli güvenlik önlemlerinin alınması
Vatandaşlara Uyarılar
AKOM yetkilileri, vatandaşlardan aşağıdaki konularda dikkatli olmalarını istedi:
Yetkililerin Hazırlıkları
İstanbul'daki ilgili birimler, olası fırtınaya karşı hazırlıklarını tamamladı. İtfaiye ve acil durum ekipleri teyakkuza geçirilerek, herhangi bir olumsuz durumda hızlı müdahale için hazır bekletiliyor. Ayrıca, rüzgarın etkisini göstereceği alanlarda gerekli önlemler alınarak vatandaşların güvenliği sağlanmaya çalışılıyor.
AKOM yetkilileri, hava durumuyla ilgili güncel bilgilerin düzenli olarak paylaşılacağını ve vatandaşların bu bilgilere dikkat etmesi gerektiğini vurguladı.
Türkiye Güreş Federasyonu, Altyapı Çalışmalarına Öncelik Veriyor

Türkiye Güreş Federasyonu Başkanı Taha Akgül, altyapıda yaşanan düşüşü canlandırmak amacıyla kapsamlı çalışmalar başlatıldığını açıkladı. Altyapının güçlendirilmesinin federasyonun öncelikli hedeflerinden olduğunu vurgulayan Akgül, sadece sporcu performansı değil, aynı zamanda kurumun kurumsal yapısının da geliştirilmesi için çabaladıklarını belirtti.
Kurumsal Güçlenmeye Odaklanılıyor
Akgül, yaptığı açıklamada federasyonun hem performans hem de kurumsal anlamda ileriye taşınmasının önemine dikkat çekti. Altyapıdaki eksikliklerin giderilmesi ve genç yeteneklerin keşfedilerek desteklenmesiyle güreşin geleceğinin daha parlak olacağını ifade etti. Bu kapsamda, antrenör eğitimlerine ağırlık verileceği, spor kulüpleriyle işbirliğinin artırılacağı ve altyapı tesislerinin iyileştirilmesi için projeler geliştirileceği öğrenildi.
Altyapı Çalışmalarının Detayları
Federasyonun altyapı çalışmalarında şu adımlar öne çıkıyor:
- Antrenörlerin sürekli eğitimi ve gelişimleri için seminerler düzenlenmesi
- Okullarda güreşin tanıtılması ve sevilmesinin sağlanması amacıyla projeler başlatılması
- Genç yeteneklerin erken yaşta tespit edilerek, milli takıma kazandırılmasına yönelik taramalar yapılması
- Güreş kulüplerine maddi destek sağlanarak altyapı imkanlarının güçlendirilmesi
- Mevcut güreş tesislerinin modernizasyonu ve yeni tesislerin inşa edilmesi için çalışmalar yürütülmesi
Akgül, güreşin Türkiye'nin köklü sporlarından biri olduğunu hatırlatarak, bu sporu daha geniş kitlelere ulaştırmak ve uluslararası arenada başarıları artırmak için gereken tüm adımların atılacağını vurguladı. Federasyonun uzun vadeli stratejisi, altyapıdaki düşüşün önüne geçmek ve güreşi yeniden eski ihtişamına kavuşturmak üzerine kurulu olacak.
İspanya ve Portekiz'de Elektrik Kesintisi Milyonlarca Kişiyi Etkiledi

İspanya ve Portekiz’in çeşitli bölgelerinde meydana gelen elektrik kesintileri, milyonlarca kişiyi etkiledi. Kesintiler nedeniyle ulaşım, iletişim ve temel hizmetlerde aksamalar yaşanıyor. Olayın ardından yetkililer, sorunun kaynağını tespit etmek ve enerji arzını normale döndürmek için çalışmalarını yoğunlaştırdı.
Madrid'de Yaşam Durduruldu
Kesintilerden en çok etkilenen şehirlerden biri olan Madrid’de, toplu taşıma sistemleri çalışmayı durdurdu. Metro seferleri iptal edilirken, otobüsler de sınırlı sayıda hizmet verebilmektedir. Özellikle yoğun saatlerde yaşanan aksaklıklar nedeniyle sokaklar tıkanırken, birçok iş yeri ve okul da faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldı. Madrid Belediye Başkanı Almeida yaptığı açıklamada, vatandaşlara mümkün olduğunca bulundukları yerde kalmaları çağrısında bulundu ve acil durumlar haricinde dışarı çıkılmaması uyarısını yaptı.
Havalimanlarında Uçuşlar Etkilendi
Elektrik kesintisi, havalimanlarını da etkiledi. Madrid Barajas Havalimanı ve Barselona El Prat Havalimanı’nda yaşanan aksaklıklar nedeniyle birçok uçuş iptal edildi veya rötarlandı. Yolcular, havalimanlarında uzun kuyruklar oluştururken, havayolu şirketleri de yolcularına bilgi vermekte zorlanıyor. Kesintinin ne kadar süreceği konusunda henüz kesin bir bilgi olmaması, belirsizliği artırıyor.
Enerji Şirketlerinden Açıklama
Olayla ilgili olarak enerji şirketleri tarafından yapılan ilk açıklamalarda, kesintilerin nedeninin teknik arıza olduğu belirtildi. Ancak arızanın kaynağına ilişkin detaylı bir açıklama henüz yapılmadı. Yetkililer, sorunun en kısa sürede çözülmesi için tüm imkanların seferber edildiğini ve enerji arzının normale döndürülmeye çalışıldığını ifade ettiler.
Vatandaşlar Zorluk Yaşıyor
Elektrik kesintisi nedeniyle evlerinde ısıtma sistemlerini kullanamayan vatandaşlar, soğuk havada zorluk yaşıyor. Ayrıca, iletişim hatlarının da kesilmesiyle birlikte bilgiye ulaşmakta ve sevdikleriyle haberleşmekte güçlük çeken birçok kişi bulunuyor. Kesintinin uzaması durumunda, daha ciddi sorunların yaşanabileceği endişesi artıyor.
- Toplu taşıma sistemleri durdu
- Havalimanlarında uçuşlar iptal edildi veya rötarlandı
- Isıtma ve iletişim hizmetlerinde aksaklıklar yaşandı
İstanbul'da Deprem Hasar Tespiti: 15 Bin 13 Bina İncelendi

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul'da meydana gelen deprem sonrası yürütülen hasar tespit çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Bakan Kurum, ekiplerin şimdiye kadar toplam 15 bin 13 binayı detaylı bir şekilde incelediğini belirtti.
Hasarsız ve Az Hasarlı Bina Sayısı Açıklandı
Yapılan incelemeler sonucunda, incelenen binaların 12 bin 398'inin hasarsız olduğu tespit edildi. Ayrıca, 1025 bina ise az hasarlı olarak kategorize edildi. Bakan Kurum, hasar tespit çalışmalarının titizlikle yürütüldüğünü ve en kısa sürede tüm yapıların incelenmesinin hedeflendiğini vurguladı.
Çalışmaların Kapsamı ve Yöntemi
Hasar tespit ekipleri, depremde etkilenen bölgelerde bina bazında detaylı incelemeler yapıyor. Bu incelemelerde;
- Binaların taşıyıcı sistemleri kontrol ediliyor
- Yapısal hasarlar belirleniyor
- Kullanılabilirliğe ilişkin değerlendirme yapılıyor
Önemli olan, doğru ve hızlı bir şekilde hasar tespiti yaparak vatandaşların güvenliğini sağlamak. Bu amaçla, uzman mühendislerden oluşan ekiplerin sahada aktif olarak çalıştığı belirtildi. Hasarlı binaların güçlendirilmesi veya yıkılmasıyla ilgili süreçlerin de en kısa sürede başlatılacağı ifade edildi.
Gelecek Planları ve İhtiyaçlar
Bakan Kurum, hasar tespit çalışmalarının yanı sıra, depremden etkilenen vatandaşların barınma ihtiyaçlarının karşılanması için de gerekli adımların atıldığını belirtti. Ayrıca, İstanbul'daki yapı stokunun depreme dayanıklılığını artırmaya yönelik uzun vadeli planlar üzerinde çalışıldığına da değindi. Deprem riski yüksek bölgelerde kentsel dönüşüm projelerinin hızlandırılacağı ve yeni binaların daha güvenli inşa edileceği vurgulandı.
İlk Yorum yapan siz olun!