CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, CHP Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nda, "Cumhuriyet'in 100'üncü yılını bu kadar bilerek sönük kutlamaları ve gençlerin bu yüzyılla ilgili umutları üzerinden ortaya çıkacak bir enerjinin büyük bir dalgaya dönüşebileceğini görüyorum. Bu dalgayı yakalamak durumundayız. Eğer bu dalgayı yakalayıp partimizi üstüne çıkarırsak durum iyi. Yapamazsak bir büyük kırgınlık ve küskünlüğü yönetememekten hep birlikte endişe etmeliyiz. Kongreyi yaptık, şundan emin olun o kongre salonundan kendi adıma bir tek kırgınlık ve küskünlük çıkarmam. Kaybettik, partinin evladıyız, neferiyiz, hep beraber çalışırız. Kazanacağımız görünüyor ama çalışırız. Kimseyi kaybetmeyiz. Salona 46 il başkanı ile girerim, 81 il başkanıyla çıkarım" dedi.

CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, CHP Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nda, "Cumhuriyet'in 100'üncü yılını bu kadar bilerek sönük kutlamaları ve gençlerin bu yüzyılla ilgili umutları üzerinden ortaya çıkacak bir enerjinin büyük bir dalgaya dönüşebileceğini görüyorum. Bu dalgayı yakalamak durumundayız. Eğer bu dalgayı yakalayıp partimizi üstüne çıkarırsak durum iyi. Yapamazsak bir büyük kırgınlık ve küskünlüğü yönetememekten hep birlikte endişe etmeliyiz. Kongreyi yaptık, şundan emin olun o kongre salonundan kendi adıma bir tek kırgınlık ve küskünlük çıkarmam. Kaybettik, partinin evladıyız, neferiyiz, hep beraber çalışırız. Kazanacağımız görünüyor ama çalışırız. Kimseyi kaybetmeyiz. Salona 46 il başkanı ile girerim, 81 il başkanıyla çıkarım" dedi.
CHP Grup Başkanı ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, bu akşam CHP Kahramanmaraş İl Başkanlığı'nı ziyaret etti. Burada konuşan Özel, şunları söyledi:
"CHP; KİŞİLERİN İDDİA KOYABİLDİĞİ, 'BEN DAHA İYİ YÖNETİRİM' DİYEBİLMENİN MÜMKÜN OLABİLDİĞİ BİR PARTİ"
"CHP, genel başkanına rakip çıkabilen ve genel başkanı çoklu yarışta seçebilen Meclis'teki tek partidir. Elbette Adalet ve Kalkınma Partisi'nde zaten böyle bir şeyi imkansız görüyor hatta bir milletvekili şöyle demişti Meclis'te, 'Genel başkana rakip çıkan parti mi olur?' Oysaki çıkmayınca parti olunmuyor. O zaman işte krallık oluyor, padişahlık oluyor, emirlik oluyor, sultanlık oluyor. Kan bağıyla, soy bağıyla geçiyor yönetici olmak ama seçimle, demokrasiyle geçiyorsa oraya demokrasi diyorlar. Milliyetçi Hareket Partisi'nde kalkıştılar, içinden parti çıktı. İhraç ettiler hepsini. İYİ Parti'de henüz bir çoklu yarış olmadı. Halkların Demokratik Partisi şimdiki adı HEDEP'te eş genel başkanları belirlenmiş şekilde kurultay salonuna birlikte giriyorlar. CHP kişilerin iddia koyabildiği, ekiplerin, grupların iddia koyabildiği, 'Ben daha iyi yönetirim' diyebilmenin mümkün olabildiği bir parti. Bunun yapılması ayrıcalıklı bir durum. O zaman Türkiye'de parlamenter demokrasi ya da siyasal partilerin etkin olduğu bir rejimin, bir düzenin olduğunu savunamazsınız. Siyasi partinin lideri bir şekilde geliyor ve gitmiyorsa ya da gitmesi tartışılamıyorsa asla olmaz.
"BAŞARISIZLIĞIN BÜTÜN SUÇU GENEL BAŞKANA YÜKLENMEZ AMA GENEL BAŞKANIN SORUMLULUĞUNU DA ORTADAN KALDIRMAZ"
Cumhuriyet'in 100'üncü yılındayız. Bütün boş vermişliklerini unutturma çabalarına rağmen Cumhuriyet'in ve Cumhuriyet'i Cumhuriyet yapan değerlerin kıymetini biliyoruz ve bu süreçte partimizin yüzüncü yılını geçtik ama CHP'nin Cumhuriyet'in 100'üncü yılında yönetecek kadroların, yönetecek genel başkanın, yönetim şeklinin ve bundan sonraki siyaset yapış biçiminin tartışılıyor olması son derece kıymetlidir, önemlidir. Çünkü Cumhuriyet'in yüzüncü yılında bir seçime gittik. Hepimiz inandık ve inandırdık ki bu en önemli seçimdir. Cumhuriyet'in kurucu kadrolarına, kurucu değerlerine husumet duyanlar, hamaset gösterenlerin asla ve asla Cumhuriyet'in 100'üncü yılında yönetimde kalmasını kabul etmiyorduk. Bunun için çalıştık. Bunun sonunda, bunu başaramadıysak elbette oturup düşünmemiz lazım, tartışmamız lazım. Öz eleştiri yapmamız lazım ve bir daha bu durumun yaşanmaması için Cumhuriyet'in 100'üncü yılında cesur, kararlı, büyük bir adım atmak lazım. Bu adım, asla ve asla içinde vefasızlığı barındırmaz. Bu adım, bütün suçu genel başkana yüklemez ama genel başkanın sorumluluğunu da ortadan kaldırmaz. Bu adım, bütün suçu kadrolara yüklemez ama kadroların değişmesi gerektiğini, A'dan Z'ye değişmesi gerektiği gerçeğini kaldırmaz.
"SEÇİMDEN SONRA HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANMANIN PARTİYE DE GENEL BAŞKAN'A DA ZARAR VERECEĞİNİ BÜYÜK BİR SAMİMİYETLE ANLATTIM"
14 ve 28 Mayıs seçimlerinden sonraki süreçte burada topyekun bir öz eleştiri, bir kurultay süreci ve hiçbirimizin sorumluluk almamasını söylemiş, savunmuş birisiyim. Genel merkezimizdeki bir grup arkadaşımız ise Genel Başkan'ın mutlaka devam etmesi gerektiğini, kendilerinin de devam etmesi gerektiğini, toplumda bize bir kızgınlık ve küskünlük olmadığını, durumu abarttığımızı söylediler ilk günlerde. Ben onlara yas evini anlattım, yas evindeki ilk üç günlük suskunluğun, 7 güne kadarki sessizliğin, kırkı çıkana kadarki arkadan konuşmamanın sorumluluğu ortadan kaldırmadığını, eğer biz bizden bekleneni yapmazsak, başta gençler toplumda bir öfke yükseleceğini hiçbir şey olmamış gibi davranmanın partiye de Genel Başkan'a da yönetici kadrolara da zarar vereceğini büyük bir samimiyetle anlattım.
"SAĞDAN GELEN DANIŞMANDAN AKIL ALIP UYGULADIĞIMIZ DA OLDU AMA FAYDA GÖRDÜĞÜMÜZ OLMADI"
Soruluyor, 'Değişim olacak da eskilerle mi olacak?' Vallahi önceki dönemlerden arkadaşlarımızın önemli bir kısmı Genel Başkanımızın orada, bir kısmı da bizim burada ama arada bir fark var. O taraftaki arkadaşlar, 'Genel Başkan devam, biz devam diyorlar.' İsim isim biliyorsunuz, oradalar. Bizim bu taraftakiler, 'Değişim bizden başlayacak, bizim bir görev talebimiz yok' diyorlar. Bizim burada yeni yüzleri göreceğiniz ve mevcutların fedakarlık yapacağı bir süreç var. Elbette yeni yüzler, gençler veya dışarıdan CHP'li olan çok iyi dış politikacılar, milli savunma uzmanları elbette katacağız takıma. Bir elin parmaklarını biraz geçer. Genç arkadaşlar katacağız, gruptan katacağız, mevcut Parti Meclisi'nin gençlerinden tutacağız ama esas örgütümüz baktığında Parti Meclisi'nde ve yönetim kademelerinde kendisini görmesi lazım. Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu kadar geniş bir coğrafyada, Parti Meclisi'nin bu kadar temsilsiz kalması kabul edilebilir bir mevzu değil. AK Parti'de olur, sağ partilerde olur. Onlarda padişah-ferman geleneği var. Yukarıda kararı veriyorlar, ferman'ı yazıyorlar, aşağı yolluyorlar. Sol partilerde olmaz. Bizde tartışma mahallede yapılır, kahvede yapılır, parti binasında yapılır, ilçede olgunlaşır, ile gelir şekillenir, Parti Meclisi'ne bildirilir ve siyaset, propaganda, karar böyle kurulur, söz böyle kurulur, böyle olursa biz başarılı olabiliyoruz. Aksini denedik. Sağdan gelen kadrolarla, sağdan gelen danışmanlarla, sağdan gelen adamların partinin en kritik yerlerine de koyduğumuz oldu, danışmandan akıl alıp uyguladığımız da oldu ama fayda gördüğümüz olmadı.
"'KAZANDIRACAK İTTİFAK' DEYİP TOPLAMDA YÜZDE 25 ALMANIN, KAYBETMENİN ÜZÜNTÜSÜNÜ ÖRGÜT UZUN SÜRE ÜZERİNDEN ATAMADI"
Muhalefetin toplamı, Ekmeleddin İhsanoğlu adaylığı: 48, iktidar: 52. Referandum, 'Hayır': 48, 'Evet': 52. Yerel seçimler, İl Genel Meclisi oyları, muhalefet: 48, iktidar: 52. 2018 baskın seçimi; Muharrem İnce aday, bütün muhalefet: 48, iktidar: 52. Bu seçimde muhalefet: 48, iktidar: 52. Bu denklemi değiştiremiyoruz ve her dört kişiden birinin oyunu alıyoruz. Olmasalar rejim değişir. Ama üçünün alamıyoruz. 'Başımızın üstünde bir cam tavan var, yüzde 25'i bu parti geçemez, ittifak kuralım.' Kuralım ama adil, mantıklı, doğru ittifaklar kuralım. Kuralım ama bir müsabakaya çıkacaksak öncesi tartıya çıkıp tartılalım. Kim kaç kilo basıyorsa kantarda ona göre paylaşalım. Bunu bir yıl önce söylediğimde,
'İttifakın iç hukukunu yazmamız lazım' diye, 'Yazılır yazılır o da yazılır' ama yazılmadı. Ve en son gün müzakereye dayalı bu paylaşım CHP canını sıktı, yüreklerini yaktı ve partimizin oyu yüzde 30'larda görünürken, 'Kazandıracak ittifak' deyip toplamda yüzde 25 almanın, kaybetmenin üzüntüsünü bu örgüt uzun süre üzerinden atamadı.
"SİYASET YERELDEN ÖRÜLECEK"
Bu tutum belgesinin içinde; sorunlar, parti ne durumda, Türkiye ne durumda, Türkiye'de ne yaparız ve tüzüğümüze neyi koyarsak daha demokratik bir tüzük olur o var. Ayrıca dünyayı doğru yerden okuyan saptamalar var. Ama burada en önemlisi işin merkezinde örgüt var. Çünkü sağ örgütlenmeler liderden, sol örgütlenmeler tabandan gücünü alır. Buradan beslenmeyen bir yapının yukarıda başarılı olma imkanı yok. Biz çoklukla, onlar teknikle kazanırlar. Onlar tek adamcı, biz çok adamcıyız. Ne kadar çoksak ne kadar çok kadın, ne kadar çok adam, ne kadar çok insan beraber sahadaysak ve fikir birliğimiz varsa, söylem birliğimiz varsa o şekilde kazanırız. Burada söylüyorum. Bundan sonra Gaziantep'te Urfa'da, Adıyaman'da, Kahramanmaraş'ta. Bir karar verilecekse örgüt verecek kardeşim. Milletvekili sıralamasına da örgüt karar verecek. Belediye Meclisi sıralamasına da örgüt karar verecek. Burada ittifak mı yapılacak? İlçeyse önce ilçe başkanı konuşacak, gelecek il başkanına. İl başkanı gelecek Ankara'ya. 'Şu ilçede bu olur, bu ilçede bu olur, burada tek girilirse olur, burada böyle yaparsak olur' diyecek. Siyaset yerelden örülecek. Ankara'dan belirlenip aşağı dayatılmayacak. Bundan sonra genel başkan bir daha delege sistemiyle seçilmeyecek. Bütün üyelerin önüne sandık konacak, karar verilecek, genel başkanı üyelerimiz belirleyecek.
"ŞAH DAMARINDA PARTİ VE ATATÜRK SEVGİSİ ATAN DELEGE NE YAPMASI GEREKİYORSA ONU YAPAR"
Şah damarında parti ve Atatürk sevgisi atan delege ne yapması gerekiyorsa onu yapar seçimde. Gidip kulağına üflediğini değil, kulağıyla duyduğunu yapar. Bir kurultaya gitmeden önce delege ne yapar? Berbere gider düğün evine gider gibi. Berber yandan tıraş yapıyor. Dedi mi, 'Abi bir değişim olmazsa işimiz zor.' Bizim delege berberde duyduğunu mu yapar? Kulağına üfleneni mi yapar? Bizim delege asansöre çıktı. Üst kattaki 20 yaşında bir kız, 'Ben bu sefer oy verdim ama bir daha vermeyeceğim. Yurt dışına gideceğim' diyorsa delege kulağına söyleneni mi yapar? O kızdan kulağının duyduğunu mu yapar? Bu partinin madden ve manen örgütlerini asla yalnız bırakma, zayıf bırakma hakkı yok. Bu parti madden ve manen örgütlerinin arkasında durması gerekiyor. Bundan sonraki süreç artık CHP'nin bir yeniden yapılanma sürecidir.
"KONGRE SALONUNA 46 İL BAŞKANI İLE GİRERİM, 81 İL BAŞKANIYLA ÇIKARIM"
Ben CHP'nin bir evladı olarak 'Fedakarlık' dedik, 'Sorumluluk sende' dediler, sorumluluk üstlendik. Bundan sonraki süreçte var gücümüzle çalışacağız, hep birlikte çalışacağız. Bu partiyi ayağa kaldırmak için, bu örgütü ayağa kaldırmak için var gücümüzle çalışacağız. Ben bu yolun 100'üncü yıl olması, beklenen seçimi kaybetmememiz, kazanmamız gereken bir seçimi, Cumhuriyet'in 100'üncü yılını bu kadar bilerek sönük kutlamaları ve gençlerin bu yüzyılla ilgili umutları üzerinden ortaya çıkacak bir enerjinin büyük bir dalgaya dönüşebileceğini görüyorum. Bu dalgayı yakalamak durumundayız. Eğer bu dalgayı yakalayıp partimizi üstüne çıkarırsak durum iyi. Yapamazsak bir büyük kırgınlık ve küskünlüğü yönetememekten hep birlikte endişe etmeliyiz. Kongreyi yaptık, şundan emin olun o kongre salonundan kendi adıma bir tek kırgınlık ve küskünlük çıkarmam. Kaybettik, partinin evladıyız, neferiyiz, hep beraber çalışırız. Kazanacağımız görünüyor ama çalışırız. Kimseyi kaybetmeyiz. Salona 46 il başkanı ile girerim, 81 il başkanıyla çıkarım."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Orman Koruma Bilinci: 7'den 70'e Toplu Hareket

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, orman yangınlarının önlenmesi ve doğanın korunması amacıyla yürütülen çalışmalara dikkat çekti. Bakan Yumaklı, tüm vatandaşların "Orman Benim" şiarıyla el ele vererek doğayı koruma bilincini artırmaya yönelik bir hareketin başlatıldığını vurguladı. Bu kapsamda, çocuklardan gençlere, yaşlılardan tüm topluma kadar herkesin doğayı koruma sorumluluğunu üstlendiği belirtildi.
Yangınlarla Mücadelede Halkın Rolü
Türkiye'nin farklı bölgelerinde yaşanan orman yangınları, doğal yaşamı ve ekosistemi olumsuz etkilemektedir. Bu nedenle, ormanların korunması ve yangınların önlenmesi için sürdürülebilir çözümlerin hayata geçirilmesi büyük önem taşıyor. Bakan Yumaklı, bu kapsamda halkın bilinçlendirilmesi ve katılımının teşvik edilmesinin kritik rol oynadığını ifade etti.
Yangın riskini azaltmak için alınabilecek önlemler:
- Ateş yakarken dikkatli olun ve kullanımdan sonra iyice söndürün.
- Ormanlık alanlarda kuru ot ve döküntüleri temizleyin.
- Yangın durumunda derhal 112'yi arayın.
- Ormanlık alanlara yakın yerlerde ateş yakmaktan kaçının.
Yeşil Vatan'a Sahip Çıkmak Hepimizin Görevi
Bakan Yumaklı, "Yeşil Vatan" kavramının önemine değinerek, gelecek nesillere yaşanabilir bir çevre bırakmak için hep birlikte çalışmanın gerekliliğini vurguladı. Doğanın nefesini korumak için verilen mücadelenin sadece bir proje değil, bir yaşam biçimi olduğunu belirtti.
Türkiye'deki ormanların önemi:
* Ekonomik Değer: Ormanlar, odun, bal, mantar gibi ürünler sayesinde ekonomik gelir kaynağıdır.
* Çevresel Faydalar: Ormanlar, iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir rol oynar, su kaynaklarını korur ve hava kalitesini iyileştirir.
* Biyoçeşitlilik: Türkiye'deki ormanlar, zengin bir bitki ve hayvan türüne ev sahipliği yapar.
İzmir'de Orman Koruma Çalışmaları
Bakan Yumaklı, İzmir başta olmak üzere tüm bölgelerde orman koruma çalışmalarının aralıksız devam ettiğini bildirdi. Bu çalışmalar kapsamında, yangın riskinin azaltılması, erken uyarı sistemlerinin geliştirilmesi ve orman yangınlarıyla mücadelede kullanılacak ekipmanların güçlendirilmesi gibi faaliyetler yürütülmektedir. İzmir'deki ormanların korunması özel bir önem taşıdığı için, bölgede ek önlemlerin alındığı belirtildi.
Gelecek hedefler:
* Orman yangınlarını önlemek için daha etkin stratejiler geliştirmek.
* Orman ekosistemlerini restore etmek ve biyoçeşitliliği artırmak.
* Halkın çevre bilincini yükseltmek ve katılımını teşvik etmek.
Üsküdar'da Muhtarlarla İstişare Toplantısı: Mahalle İhtiyaçları Masaya Yatırıldı

Üsküdar Belediye Başkanı, ilçenin kıymetli muhtarlarıyla bir araya gelerek mahallelerin öncelikli ihtiyaçlarını belirlemek üzere bir istişare toplantısı düzenledi. Toplantıda, Üsküdar'ın farklı mahallelerinden gelen muhtarlar, bölgelerinin karşılaştığı sorunları ve çözüm önerilerini detaylı bir şekilde paylaştı.
Mahallelerin Sesi Muhtarların Talepleri Değerlendirildi
Üsküdar Belediyesi'nin düzenlediği toplantıda, ulaşım, altyapı, çevre düzenlemesi ve sosyal hizmetler gibi çeşitli konularda muhtarların talepleri dinlendi. Özellikle, artan nüfusun yarattığı sorunlar, park ve yeşil alan eksikliği, güvenlik endişeleri ve engelli vatandaşlara yönelik erişilebilirlik konuları ön plana çıktı. Örneğin, bazı mahallelerde yaşanan su baskınları ve kanalizasyon sorunları, acil çözümlerin gerektiğini gösteriyor. Ayrıca, yaşlı ve çocukların güvenli bir şekilde geçebileceği yaya geçitlerinin sayısının artırılması da muhtarların ortak talepleri arasında yer aldı.
Güçlü Muhtarlık- Belediye İş Birliği Vurgusu
Belediye Başkanı, toplantıda yaptığı konuşmada, muhtarların mahallelerin sesi olduğunu ve belediye ile muhtarlar arasındaki güçlü iletişimin ve iş birliğinin, ilçenin daha yaşanabilir bir hale gelmesinde kritik rol oynadığını belirtti. Bu nedenle, belediyenin muhtarların görüşlerini dikkate alarak projeler geliştireceğini ve mahallelerin ihtiyaçlarına yönelik çözümler üretmeye devam edeceğini ifade etti. Belediye Başkanı, “Muhtarlarımızla düzenli olarak bir araya gelerek mahallelerimizin sorunlarını çözmek ve yaşam kalitesini artırmak için çalışmaya devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Daha Yaşanabilir Bir Üsküdar İçin Ortak Çalışma
Toplantıda, Üsküdar'ın farklı noktalarında gerçekleştirilecek iyileştirme çalışmalarının planları üzerinde duruldu. Bu çalışmalar kapsamında, mevcut parkların yenilenmesi, yeni park alanlarının oluşturulması, sokakların aydınlatılması ve engelli vatandaşlara yönelik erişilebilirliği artıracak düzenlemelerin yapılması planlanıyor. Belediye, bu projelerin hayata geçirilmesi için gerekli kaynakları sağlamaya ve çalışmaların şeffaf bir şekilde yürütülmesini sağlamaya söz verdi.
Muhtarların Talepleri Nelerdi?
Toplantıda muhtarların öne çıkan talepleri şunlardı:
- Mahallelerdeki ulaşım sorunlarının çözümü için yeni otobüs hatları ve durakların eklenmesi
- Park ve yeşil alanların sayısının artırılması ve mevcut alanların iyileştirilmesi
- Güvenlik kamerası sayısının artırılması ve mevcut sistemlerin güncellenmesi
- Engelli vatandaşların erişimini kolaylaştıracak rampaların ve yaya yollarının yapılması
- Okulların ve sağlık ocaklarının çevre düzenlemesinin yapılması
Beylikdüzü Belediyesi Kreş ve Anne Çocuk Merkezlerinde Anneler Günü Kutlamaları

Beylikdüzü Belediyesi, kreş ve anne çocuk merkezlerinde düzenlenen özel etkinliklerle Anneler Günü'nü kutladı. Miniklerin hazırladığı sürprizler ve coşkulu anlar, ailelerin yüzünde tebessüm yarattı. Etkinliklere katılan Belediye Başkan Vekili Av. Önder Serkan Çebi ve meclis üyeleri, miniklerin heyecanına ortak oldu.
Minik Ellerden Anneler Günü Sürprizi
Beylikdüzü Belediyesi'nin kreşlerinde ve anne çocuk merkezlerinde eğitim gören minikler, Anneler Günü dolayısıyla özel hazırlıklar yaptı. Miniklerin el becerisiyle hazırlanan hediyeler, annelere unutulmaz bir sürpriz oldu. Resimler, el işleri ve çeşitli yaratıcı çalışmalarla annelerin kalpleri ısıtıldı. Bu özel gün, miniklerin annelerine olan sevgisini göstermeleri için harika bir fırsat oldu.
Belediye Başkan Vekili ve Meclis Üyelerinden Destek
Beylikdüzü Belediyesi, Anneler Günü kutlamalarına özel önem verdi. Belediye Başkan Vekili Av. Önder Serkan Çebi ve meclis üyeleri, kreş ve anne çocuk merkezlerini ziyaret ederek miniklerin hazırladığı etkinliklere katıldı. Bu ziyaret, belediyenin ailelere verdiği önemi ve çocukların gelişimine katkıda bulunma çabasını gösterdi.
Belediye tarafından düzenlenen etkinliklerde şunlar gerçekleştirildi:
- Miniklerin anneleri için hazırladığı hediyelerin takdimi
- Çocukların performans sergileri
- Ailelere özel öğünler
- Oyun ve eğlence aktiviteleri
Ailelerin Mutlu Anları
Kreş ve anne çocuk merkezlerindeki kutlamalar, ailelerin mutlu anlarına eşlik etti. Annelere hazırlanan özel programlar ve miniklerin sevgisiyle dolu hediyeler, unutulmaz bir gün yaşanmasını sağladı. Aileler, belediyenin bu anlamlı etkinliğine katılarak çocuklarıyla birlikte özel bir gün geçirdi.
Beylikdüzü Belediyesi, çocukların ve ailelerin hayatına değer katmaya devam ediyor. Kreş ve anne çocuk merkezleri aracılığıyla sunulan kaliteli eğitim ve destek hizmetleri, bölgedeki ailelerin yüzünü güldürüyor.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, AP Türkiye Raporunu Eleştirdi: "Ön Yargıların Yansımasıdır"

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Avrupa Parlamentosu (AP) Genel Kurulunda kabul edilen 2023 2024 Türkiye Raporu'na dair sert bir açıklama yaptı. Kurtulmuş, raporun, Türkiye'ye yönelik kökleşmiş önyargıları ve siyasi yaklaşımları yansıttığını belirtti. Bu açıklama, raporun içeriği ve Türkiye-AB ilişkileri bağlamında dikkat çekiyor.
- AB İlişkilerindeki Gerilimler ve Gelecek Perspektifi
- AB ilişkileri üzerindeki etkilerini değerlendiriyor. Bazı uzmanlar, raporun Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği sürecini olumsuz etkileyebileceğini belirtirken, bazıları ise raporun diyalog ve işbirliği için bir fırsat sunabileceğini savunuyor. Önemli olan, her iki tarafın da eleştirileri dikkate alarak yapıcı bir diyalog sürecine girmesidir.
Raporun İçeriği ve Eleştirilerin Odak Noktası
Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'yi değerlendiren raporu, çeşitli konularda Türkiye'ye yönelik eleştiriler içeriyor. Özellikle insan hakları, ifade özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü gibi konularda endişeler dile getiriliyor. Rapor, Türkiye'nin demokrasi standartlarını ve Avrupa Birliği ile uyum sürecini değerlendiren önemli bir belge niteliği taşıyor. Ancak, TBMM Başkanı Kurtulmuş, bu raporun objektif bir değerlendirme sunmadığını ve Türkiye'ye yönelik olumsuz bir algı yaratmayı amaçladığını savundu.
Kurtulmuş'un Açıklaması: "Yerleşik Ön Yargıların Yansıması"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, AP Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, raporun Türkiye'ye yönelik yerleşik ön yargıları ve siyasi şartlanmışlıkların bir yansıması olduğunu ifade etti. Bu yaklaşımın, Türkiye'nin gerçek durumuyla örtüşmediğini ve Türkiye'nin başarılarını görmezden geldiğini savundu. Kurtulmuş, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile ilişkilerini geliştirmek için kararlı olduğunu, ancak bu sürecin karşılıklı saygı ve objektif değerlendirmeler üzerine kurulu olması gerektiğini vurguladı.
Türkiye
Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkiler, son yıllarda çeşitli konularda gerilimler yaşamış durumda. Göçmen krizi, terörle mücadele, ekonomik ve siyasi farklılıklar bu gerilimlere zemin hazırlayan faktörler arasında yer alıyor. AP'nin Türkiye Raporu da bu gerilimleri derinleştirebilir. Ancak, her iki tarafın da diyalog ve işbirliğini sürdürmenin önemini vurgulaması gerekiyor.
Uzman Görüşleri ve Analizler
Türkiye uzmanları ve siyaset analistleri, AP'nin Türkiye Raporu'nun Türkiye
Gercüş’e Yamanlar Köyü’nden Yeni Su Hattı: Belediye Kendi İmkânlarıyla Harekete Geçti

HABER/HASAN MESUT EKMEN
📍Batman – Gercüş
Gercüş’te uzun süredir beklenen içme suyu sorununa çözüm getirecek önemli bir adım atıldı. Yamanlar Köyü’nden Gercüş merkeze su hattı çekilmesine yönelik çalışmalar resmen başladı. Projenin yüksek maliyetli olması nedeniyle ihale yöntemi yerine belediye ekiplerinin kendi iş gücüyle çalışmaları yürütmesi kararlaştırıldı.
Müteahhite Verilmedi, Belediyeden Doğrudan Hizmet
Edinilen bilgiye göre, projenin ihale sürecinde maliyetin yüksek çıkması üzerine Belediye Başkanı Gündüz Günaydın öncülüğünde önemli bir karar alındı. Su hattı çalışmaları herhangi bir müteahhit firmaya verilmeden, tamamen belediye personeli ve yerel ekiplerle yürütülüyor.
Projeye Yoğun Katılım: Kaymakam, Belediye Başkanı ve Siyasi Temsilciler Alanda
Çalışmaların başladığı sahaya Gercüş Kaymakamı Muhammed Öztaş, Belediye Başkanı Gündüz Günaydın, AK Parti Gercüş İlçe Başkanı İbrahim Torlak, ilçe belediye encümen üyeleri ve AK Parti ilçe teşkilatı da katılım sağladı.
Yetkililer hem süreci yerinde inceledi hem de çalışanlara kolaylıklar diledi. Projenin mümkün olan en kısa sürede tamamlanarak Gercüş halkının kullanımına sunulması planlanıyor.
“İmkânlarımızı Zorluyoruz, Gercüş’e Kalıcı Çözüm Üretiyoruz”
Belediye Başkanı Günaydın yaptığı açıklamada, “Halkımızın içme suyu sıkıntısına karşı sessiz kalamazdık. Belediyemizin sınırlı bütçesine rağmen, kendi personelimizle bu projeyi hayata geçiriyoruz. Hem tasarruf ediyoruz, hem çözüm üretiyoruz” dedi.
Kaymakam Muhammed Öztaş da projeye destek verdiğini belirterek, kamu kaynaklarının verimli kullanıldığını ve bu anlayışın örnek teşkil ettiğini söyledi.
Gercüş’te Anneler Günü'ne Özel Fidan Dikimi Etkinliği

HABER: HASAN MESUT EKMEN
📍Batman – Gercüş
Gercüş’te Anneler Günü anlamlı bir etkinlikle kutlandı. Mehmet Şimşek Parkı'nda düzenlenen fidan dikme etkinliği, doğaya ve annelere saygıyı buluşturdu.
Gercüş Kaymakamı Muhammed Öztaş, Gercüş Belediye Başkanı Gündüz Günaydın ve AK Parti Gercüş İlçe Başkanı İbrahim Torlak’ın katılım sağladığı etkinlikte, anneler ve çocuklar birlikte fidan dikti.
Doğayla iç içe, geleceğe nefes olacak bir günde gerçekleştirilen etkinlikte katılımcılar hem anneleri onurlandırdı hem de çevreye katkı sundu.
Etkinlik sonunda konuşan yetkililer, Anneler Günü’nü anlamlı bir şekilde kutlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirirken, çocuklara da doğa sevgisi aşılamanın önemine dikkat çekti.
Ekrem İmamoğlu'ndan Yeni Hesaptan İlk Mesaj: “Gençlerle Büyük Bir Yolculuğa Çıkıyoruz”

📍İstanbul
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, resmi X (Twitter) hesabının engellenmesinin ardından, “Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi” adıyla açılan yeni hesaptan gençlere yönelik dikkat çeken bir açıklama yaptı.
İmamoğlu, gençler yönelik paylaşımında “Yasakları, adaletsizliği ve size dayatılan umutsuzluğu hep birlikte söküp atacağız” diyerek seçim sürecine yönelik kararlılık mesajı verdi.
“Türkiye’yi hak ettiği noktaya birlikte taşıyacağız”
Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi adlı yeni hesaptan yapılan paylaşımda Ekrem İmamoğlu, gençlere şöyle seslendi:
“Sevgili gençler, tüm arkadaşlarınızla paylaşın; yasakları, adaletsizliği ve size dayatılan umutsuzluğu hep birlikte söküp atacağız. Özgür ve yasaksız bir ortamda öyle güzel işler yapacağız ki tüm dünya sizi konuşacak.”
İmamoğlu, Türkiye’nin geleceğini gençlerle birlikte inşa edeceklerini belirtti:
“Hep birlikte Türkiye’yi hak ettiği noktaya yükselteceğimiz günlerin heyecanıyla, ülkemizin geleceğini tasarlıyoruz. Sizler benim en iyi takım arkadaşlarım olacaksınız.”
Yapay zekâ, girişimcilik, sanat ve spor vurgusu
Paylaşımında gençlere çok yönlü bir vizyon sunan İmamoğlu, sadece siyasette değil, teknolojiden sanata, ekonomiden spora kadar geniş bir alanda gençlerle birlikte çalışacaklarını vurguladı:
“Hep birlikte çalışacak, çözüm ve fikirler üreteceğiz. Yapay zekâdan girişimcilik dünyasına, inovatif fikirlerden kültür ve sanata, ekonomiden spora kadar birçok alanda sizlerle birlikte güzel işlere imza atacağız.”
CHP Lideri Özel, İş Dünyası ile Bir Araya Geldi

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Türk İş Dünyası Konfederasyonu (TİK) Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez ve yönetim kurulu üyelerini ziyaret ederek bir araya geldi. Ziyaretin ardından düzenlenen ortak basın açıklamasında, ekonomi ve iş dünyasıyla ilgili önemli konular ele alındı.
Ekonomi Politikaları ve İş Dünyasının Beklentileri
CHP lideri Özel, TİK heyetiyle yaptığı görüşmede, Türkiye ekonomisinin mevcut durumu ve geleceğine yönelik beklentileri değerlendirdi. İş dünyasının karşılaştığı sorunlar, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve istihdamın artırılması gibi konulara odaklanıldı. Özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin (KOBİ) yaşadığı zorluklar ve bu işletmelerin desteklenmesi gerektiği vurgulandı.
Süleyman Sönmez ise Türkiye'nin ekonomik potansiyelini ve iş dünyasının bu potansiyeli kullanmak için neler yapabileceğini anlattı. Sönmez, yatırımcı güveninin yeniden tesis edilmesinin ve rekabetçi bir iş ortamının yaratılmasının önemini vurguladı. İş dünyasının, sürdürülebilir büyüme ve istihdam yaratma hedeflerine ulaşmak için hükümetle iş birliği yapmaya istekli olduğunu belirtti.
Ortak Çalışma Alanları ve Gelecek Adımlar
Ziyaretin ardından yapılan basın açıklamasında, CHP ve TİK arasında ortak çalışma alanları belirlendiği ifade edildi. Bu alanlar arasında şunlar yer aldı:
- Enflasyonla mücadele
- Yatırım ortamının iyileştirilmesi
- KOBİ'lere destek paketleri
- İhracatın artırılması
- Yeşil dönüşüm ve sürdürülebilir kalkınma
Özgür Özel, iş dünyasıyla diyalog ve iş birliğinin Türkiye ekonomisinin canlandırılması açısından kritik önem taşıdığını belirtti. "Ekonomi, siyasetin üzerinde olmalı. İş dünyasının sesi duyulmalı, sorunları çözülmeli" dedi. TİK ile düzenli olarak istişare toplantıları yapmaya devam edeceklerini duyurdu.
TİK Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Sönmez ise, CHP lideri Özel'in iş dünyasına yönelik yaklaşımını takdirle karşıladığını ve bu tür görüşmelerin Türkiye ekonomisi için faydalı olacağını ifade etti. “CHP ile ortak akılla, somut çözüm önerileri geliştirmeye hazırız” dedi.
Ekonomik İstikrar ve Büyüme Hedefleri
Her iki taraf da Türkiye ekonomisinin istikrarlaştırılması ve sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşılması için kararlılıklarını gösterdi. Önümüzdeki dönemde, siyasi görüş ayrılıklarını bir kenara bırakarak, ortak akılla ekonomik sorunlara çözüm üretilmesi bekleniyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Türkiye’nin Kutuplaşmaya Değil, Kucaklaşmaya İhtiyacı Var”

📍İstanbul – Haliç Kongre Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MÜSİAD’ın 28. Olağan Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi gündemine dair önemli mesajlar verdi. Erdoğan, “Türkiye’nin kutuplaşmaya değil, kucaklaşmaya ihtiyacı var” diyerek muhalefete sert eleştiriler yöneltti, iş dünyasına ise güçlü destek mesajları verdi.
“MÜSİAD 28 Şubat’ta Yanımızdaydı, Bugün de Aynı Samimiyetle Çalışıyor”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, MÜSİAD’ın yeni Genel Başkanı Burhan Özdemir’i tebrik ederken, görevi devreden Mahmut Asmalı’ya da teşekkür etti. Erdoğan, 1999 yılında Pınarhisar Cezaevi’ne gitmeden önce MÜSİAD’ın kendisini fahri üye ilan ettiğini hatırlatarak, derneğin demokrasi ve özgürlükler konusundaki duruşunu övdü.
"28 Şubat sürecinde MÜSİAD’ın gösterdiği dayanışmanın gönlümde özel bir yeri vardır. O karanlık günlerde bile üretmekten, ihracattan, Türkiye için çalışmaktan vazgeçmediler."
“Türkiye Fırtınalı Sularda, Ama Bizim Gemi Limana Güvenle Varacak”
Küresel ekonomik çalkantılara değinen Erdoğan, Kovid-19 sonrası dönemde enflasyon ve belirsizlik ortamının hâlâ sürdüğünü belirterek, Türkiye’nin bu dalgalı süreçte kararlı ve tecrübeli yönetimiyle ayakta durduğunu ifade etti.
“Salgın sonrası artan korumacılık, küresel riskleri büyütüyor. Ama biz bu fırtınada rotamızı kaybetmeden ilerliyoruz. Ekonomide temellerimizi sağlamlaştırdık, istikrar ve reform programımızla direnç kazandık.”
“İstihdamda Tarihî Seviyedeyiz, Enflasyon Düşmeye Devam Ediyor”
Erdoğan, ekonomik göstergelerin olumlu seyrettiğini vurguladı. Nisan ayında enflasyonun son 40 ayın en düşük seviyesine indiğini, işsizliğin ise %7,9’a gerilediğini belirtti.
“Kadın istihdamında oran %10,6’ya, erkeklerde %6,5’e düştü. Bu, son 20 yılın en düşük seviyesidir. Kapsayıcı büyüme hedefiyle yolumuza devam ediyoruz.”
KOBİ’lere, İhracatçılara ve Yatırıma Devam: “Yanınızdayız”
Erdoğan, devletin üretici, ihracatçı ve esnafın finansman yükünü hafifletmeye devam ettiğini, KOBİ’ler için devreye alınan 111 milyar TL’lik kefalet paketine dikkat çekti. Ayrıca yüksek teknoloji yatırımlarına yönelik HIT-30 programı kapsamında 2030’a kadar 30 milyar dolarlık destek sağlanacağını açıkladı.
“Kim üretmek, yatırım yapmak, istihdam sağlamak istiyorsa, biz onun yanındayız.”
“Kayıt Dışı Ekonomiyle Mücadelede Kararlıyız”
Kayıt dışılığın haksız rekabete neden olduğunu belirten Cumhurbaşkanı, devletin vergisini ödeyen işletmeleri koruyacağını vurguladı.
“Kayıt dışına göz yummak, işini dürüst yapanı cezalandırmaktır. Bu konuda geri adım atmayacağız.”
Muhalefete Sert Eleştiri: “Ekonomik Tetikçilik, Jurnalcilik, İspiyonculuk”
Konuşmasının sonunda ana muhalefeti hedef alan Erdoğan, CHP Genel Başkanı’nın Türkiye’yi yabancı basına şikâyet ettiğini ve bunun ekonomik sabotaj anlamına geldiğini söyledi.
“Sayın Genel Başkan kusura bakmasın ama bu yaptıkları muhalefet değil, ekonomik tetikçiliktir, jurnalciliktir, ispiyonculuktur. Bu ülkenin siyaseti, marjinal söylemlerle zehirlenemez.”
“Türkiye'nin İç Cepheyi Güçlendirmeye İhtiyacı Var”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dünya genelinde yükselen tansiyon karşısında iç bütünlüğünü koruması gerektiğini vurguladı.
“Türkiye’nin 86 milyon olarak ortak paydalarda buluşmaya, iç cephesini güçlendirmeye ihtiyacı var. Yangına körükle gitmek değil, yangını söndürmek için siyaset yapılmalı.”
İstanbul'da İsrail Başkonsolosluğu'na Silahlı Saldırı

İstanbul'da bugün saat 14.30 sularında İsrail Başkonsolosluğu çevresinde silah sesleri duyulması üzerine olay yerine çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerinde yapılan çalışmalar sonucunda, silahlı saldırıyı gerçekleştirdiği belirlenen şahıs polis ekipleri tarafından yakalanarak gözaltına alındı.
Şüphelinin Kimliği Açıklanmadı
Polis tarafından yapılan açıklamada, silahlı saldırıyı gerçekleştiren şüphelinin kimliğinin güvenlik nedeniyle şu an için paylaşılmadığı bildirildi. Şüphelinin kimliği, devam eden soruşturma kapsamında daha sonra kamuoyuyla paylaşılabilir.
Olay Yeri Çevresinde Güvenlik Önlemleri
Olayın ardından İsrail Başkonsolosluğu çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Bölgeye giden yollar trafiğe kapatılırken, polis ekipleri olay yerinde incelemelerini sürdürüyor. Olay yerinde bulunan mermiler ve diğer deliller toplandı.
Soruşturma Başlatıldı
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, konuyla ilgili adli soruşturma başlattı. TEM Şube Müdürlüğü ekipleri, şüphelinin kimliği, saldırının nedenleri ve olası bağlantıları hakkında detaylı bir inceleme yürütüyor.
Olayın Ardından Alınan Önlemler
* Güvenlik Kontrolleri: İstanbul genelinde güvenlik güçleri tarafından ek güvenlik kontrolleri yapılıyor.
* Büyükelçiliklerin Güvenliği: Diğer yabancı misyonların güvenliği de artırıldı.
* Bilgi Paylaşımı: İstihbarat birimleri arasında bilgi paylaşımı yoğunlaştırıldı.
**Yetkililer, kamuoyunu sakin olmaya ve provokasyonlara gelmemeye çağırıyor. Soruşturmanın titizlikle yürütüldüğü ve tüm detayların aydınlatılacağı belirtildi.
İlk Yorum yapan siz olun!