Muğla’da Kemerköy Termik Santrali’nin çevre izin ve lisans iptali için açılan davanın duruşması bugün Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşma sonrası açıklama yapan avukat Pınar Gayretli, “Hukuken mahkeme heyetinin yapması gereken davamızı kabul edip çevre izin ve lisansının iptaline karar vermek. Bundan sonrasına hakimler karar verecek. İki seçenek olduğunu düşünüyorum, ya davamızı kabul etmeliler ya da dosyayı bilirkişiye göndermeliler. Başka bir seçenek olduğunu düşünmüyorum” dedi.

ESMA TURAN
(MUĞLA) - Muğla’da Kemerköy Termik Santrali’nin çevre izin ve lisans iptali için açılan davanın duruşması bugün Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde yapıldı. Duruşma sonrası açıklama yapan avukat Pınar Gayretli, “Hukuken mahkeme heyetinin yapması gereken davamızı kabul edip çevre izin ve lisansının iptaline karar vermek. Bundan sonrasına hakimler karar verecek. İki seçenek olduğunu düşünüyorum, ya davamızı kabul etmeliler ya da dosyayı bilirkişiye göndermeliler. Başka bir seçenek olduğunu düşünmüyorum” dedi.
Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) tarafından Kemerköy Termik Santrali’nin çevre izin ve lisans iptali için açılan dava bugün Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde görüldü.
Dava öncesi 104 kurum tarafından Sınırsızlık Meydanı’nda ortak basın açıklaması yapıldı. Açıklamaya CHP Muğla Milletvekilleri Gizem Özcan ve Cumhur Uzun, CHP Menteşe İlçe Başkanı Nail Kızıl, yöre halkı ve yaşam savunucuları da katıldı. Basın açıklamasının ardından yurttaşlar, slogan atarak Muğla 2. İdare Mahkemesi’ne yürüdü.
Davaya ilişkin mahkeme öncesinde bilgilendirme yapan Avukat Pınar Gayretli, şunları söyledi:
“20 yıl önce zaten Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce bu santralin kapatılmasına dair karar verildi ama ondan önce zaten 1996 yılında Aydın İdare Mahkemesi, santralin çevre ve halk sağlığı için tedavisi imkansız zararlar doğurduğu ve çevreyi kirletmemek için alması gereken önlemleri almadığına karar vermişti. Bu kararı Danıştay da onadı. Fakat Türkiye’de Danıştay kararının uygulamaması üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne gidildi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de bu kararın uygulamasına hükmetti fakat bu kararlar hala uygulanmıyor. Santral hala çevre mevzuatına uygun çalışmıyor. Bu davada bununla ilgili. Bu santralin çevre izin ve lisansı alabilmesi için çevre mevzuatına uygun olarak çalışıyor olması gerekli ama dosyaya sunulan belgeler de görüyoruz ki santral çevre mevzuatına uygun olmamasına rağmen sanki uygunmuş gibi kendisine verilen çevre izin ve lisans belgesi ile çalışmaya devam ediyor. Bu duruşma bu yüzden önemli.”
Gizem Özcan: “Muğla’da yaşama, ekosisteme, çevreye zarar veren hiçbir işletmeyi istemiyoruz”
CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan ise “Muğla’mız turizm, tarım ve kültür kenti. Dünyaya açılan bir kapı. O yüzden Muğla da yaşama, ekosisteme, çevreye zarar veren hiçbir işletmeyi istemiyoruz. Ülkemiz de doğaya zarar veren hiçbir işletmeyi istemiyoruz. Her şeyin ülkemizde adalete ihtiyacı olduğu gibi iklimin de adalete ihtiyacı var. İklim için de adalet diyoruz. Bu sesi, bu çığlığı, bugün Muğla'dan hep birlikte büyütüyoruz. Umuyorum ve diliyorum ki adalet tecelli edecek ve aklın ve bilimin ışığında kararlar yargıdan çıkacaktır” dedi.
Cumhur Uzun: “Çevresel etkisinin olumsuz olduğunu herkes hissediyor”
Santralin çevresel etkisinden bahseden CHP Muğla Milletvekili Cumhur Uzun da “Bu davada aslında çokça incelemeye gerek yok. Bölgeyi bilen sizler gibi bizler gibi herkes çevresel etkisinin olumsuz olduğunu, günlük yaşantısında çok net görüyor ve hissediyor durumda. O nedenle biz idare mahkemesinden bu yaşanmakta olan çevresel etkinin olumsuzluğunu esas alan değerlendirmeyi bir an önce yapmasını ve çevre değerlendirmesinin olumlu olduğu esasına bağlı olarak verilen ruhsatlandırma işleminin bir an önce sonlandırılmasını şiddetle ve hızla bekliyoruz” diye konuştu.
Daha sonra çevre örgütlerinden yapılan ortak açıklamayı ise Bahadır Altan okudu. Altan, şöyle konuştu:
“Hukuk, termik santrallerin kapatılması gerektiğini söylüyor. Gezegen, fosil yakıtların kullanımına son vermemiz gerektiğini gösteriyor. Sermayenin kâr hırsı tüm yaşam alanlarını yok ettikçe, kapitalist bu büyümenin sürdürülemez olduğu açığa çıkıyor. Doğa haklarını korumamızı bekliyor, iklim adalet istiyor. Kemerköy, Yeniköy ve Yatağan termik santrallerinin çevreye verdikleri zarardan ötürü kapatılması gerektiğine dair Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 20 yıl önce verdiği karar ortadayken bu üç termik santralin çalıştırılmasını bir an önce durdurun. Kemerköy Termik Santrali’nin çevre izninin iptali için görülecek duruşmada şirketin çevre izinlerinin iptal edilmesi ve adaletin tesis edilmesi için sesleniyoruz.
“Mahkeme heyeti olarak bu suça ortak olmayın”
İliç’teki altın madenine onay veren yargıçlar sadece o yörenin geri dönüşümü olmaksızın tahrip edilmesine izin vermenin altına imza atmadılar. Diri diri toprak altına gömülen 9 işçinin de ölüm fermanını imzaladılar. Muğla ve çevresinde on binlerce erken ölüme yol açabilecek bir karara değil yaşamı savunan bir karara imza atmasını bekliyoruz Muğla mahkemelerinden. Mahkeme heyeti olarak bu suça ortak olmayın, iktidarın Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarını uygulamamasına ortak olmayın, kararınızı gerçekler doğrultusunda verin. Hukuku adaletten yana işletin.”
Nejla Işık: “Kapatma kararı verilen bu santraller bir an önce kapansın”
Dernek Başkanı ve İkizköy Muhtarı Nejla Işık ise şunları söyledi:
"5 senedir bu mücadelenin içerisinde havamıza, suyumuza, toprağımıza, ormanımıza, yaşamımıza dokunma dedik. O köy de santralin baca gazından çıkan, bizim hep söylediğimiz, bizim hayatlarımızı öldürüyor. Bizi zehirliyor, kanser ediyor. Sularımızı zehirliyor, atıkları ile birlikte ormanlarımızı mahvediyor dediğimiz bu santrallere karşı artık yeter dediğimiz bir süreçteyiz. Bu santrallerin bacasından çıkan gazlar önce sağlık, kanser hastalığı, KOAH, ben kendim astım alerji hastasıyım. Bunu 5 senedir söylüyorum. Gözden kaçırılıyor ya da dikkate alınmıyor ama biz orada yaşadığımızı biliyoruz. Daha birkaç gün önce ben bağırsak kanserinden çok sevdiğim bir yakımı kaybettim. Artık biz sevdiklerimizi kaybetmek istemiyoruz. Ölüyoruz. Bunu duyun. Toprağımız zehirleniyor. Üretim yapamıyoruz. Biz 40 senedir bu santrallerin gölgesinde yaşadık, kapatma kararı verilen bu santrallere artık bir an önce kapansın.”
“Çevre izninin neden iptal edilmesine dair iddialarımızı kendi beyanlarıyla kanıtlamış oldular”
Dernek avukatı Pınar Gayretli, duruşmanın ardından ise şu açıklamayı yaptı:
“Dilekçelerimizde ayrıntılı bir şekilde dosyaya sunduğumuz tüm hususları heyete de idare mahkemesine de sözlü olarak ifade ettik. Kemerköy Termik Santrali’ni çevre mevduatına uyumlu olmamasına rağmen tanzim edilen çevre izin ve lisansının neden hukuka aykırı olduğunu tüm ayrıntılarıyla açıkladık. Davalı idare Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı vekiline ve ayrıca dosyaya müdahil olan santrali işletmekte olan YK Enerji’nin vekiline, çevre mühendisine ve inşaat mühendisine söz verdi. Uzun uzun anlattılar ve yaptıkları konuşmada bizim iddialarımızın ne kadar doğru olduğunu kanıtlar nitelikteydi. Bizim bu çevre izninin neden iptal edilmesine dair iddialarımızı kendi beyanlarıyla kanıtlamış oldular. Öncelikle çevre mevzuatına hala uyumlu olmadıklarını, buna dair yatırımlarının hala devam ettiğini açık bir şekilde söylediler. Bunun dışında dosyaya sundukları belgelerde çelişkiler olduğunu ifade etmiştik ve kendileri de bunları fark ettiklerini ifade ettiler. Kendilerini savunduklarını zannederken bunun gibi pek çok şeyi kabul ettiler. Dolayısıyla hukuken mahkeme heyetinin yapması gereken davamızı kabul edip çevre izin ve lisansının iptaline karar vermek.”
Nejla Işık: “Adalet arayışımız devam edecek”
Dernek Başkanı ve İkizköy Muhtarı Nejla Işık ise şunları söyledi:
“5 senedir olduğu gibi İkizköy için, iklim için, Muğla için, toprağımız, havamız, suyumuz, zeytinimiz için adalet arayışındayız. Adalet mülkün temeli. 15 gün içinde çıkacak kararla göreceğiz. 'Ağzımızla kuş tutsak yaranamayız' dedi karşı tarafın avukatı. Bizim köylülerin hiç işi gücü yok, parası da çok herhalde bunlarla uğraşıyor. Biz köyde ne yaşadığımızı biliyoruz lafı çok dolandırmaya gerek yok. Çok öfkeliyim şu anda, çok üzgünüm. Aylardır tozların altında bırakıldık bilerek. Bize bir baskıydı bu. Baca gazı arıtma cihazı kullandıklarını söylüyorlar, hepsi yalan biliyoruz. Biz yaşadığımızı biliyoruz. Geceleri havaya nasıl saldıklarını, bizi nasıl zehirlediklerini, hepimiz o kokuyu hissediyoruz. Zeytinlerimizin üzerindeki çiçeklerin o asit yağmurlarından nasıl döküldüğünü, şu an zeytin ağaçlarımızın üzerinde bir tane zeytin bulamayacağımızı biliyoruz. İstihdam ve enerji diyerek bu ikisiyle yıllardır karşımıza çıkıyorlar. Biz artık ‘ölelim enerji üretmeye devam etsinler’ diyoruz. Ölüyoruz diyoruz, kanser hastaları, koah hastaları, elimizde raporlarımız var onlar hala görmüyorlar. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Ne dedi Şengül yengemiz ‘Zeytinlerin üzerindeki tozdan bir şey göremiyoruz, dışarıya çamaşır asamıyoruz bunu görsünler. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı boşuna durmasın sandalyesinde gelsin İkizköy’de dursun. Bu kadar kolay konuşuyorlar ya bir gün gelip yaşasınlar bizimle birlikte o tozun, dumanın, zehrin içinde. Adalet arayışımız devam edecek.”
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Gercüş'e 3 Yeni Doktor Atandı: Başkan Günaydın ve Torlak’tan Milletvekili Nasıroğlu’na Teşekkür

BATMAN – 122. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü (DHY) kurası kapsamında Batman il genelinde açılan münhal kadrolar doğrultusunda, Gercüş ilçesine 3 yeni doktor ataması gerçekleşti.
Gercüş Belediye Başkanı Gündüz Günaydın ile AK Parti Gercüş İlçe Başkanı İbrahim Torlak, ilçeye doktor kazandırılması için uzun süredir yürüttükleri girişimlerin sonuç verdiğini belirterek, bu süreçte verdikleri destekten dolayı AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na teşekkürlerini ilettiler.
Yapılan atamalarla birlikte Gercüş Devlet Hastanesi’ne bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı, bir genel cerrahi uzmanı ile Yolağzı Aile Sağlığı Merkezi’ne bir aile hekimi görevlendirildi. Bu gelişme, sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve vatandaşların daha hızlı sağlık hizmetine ulaşması açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Başkan Günaydın,Ak Parti ilçe başkanı Torlak ve Batman Ak parti İl başkanı Hüseyin Şansi Batman'ın ve Gercüş’ün sağlık altyapısının güçlenmesi adına destek veren tüm kurumlara ve özellikle süreci yakından takip eden Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na bir kez daha teşekkür ettiklerini vurguladı.
Bakan Kurum, CHP Lideri Özgür Özel'e "Bandı Çıkarın, Etrafınıza Bakın"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişiklik Bakanı Murat Kurum, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik sert bir açıklamada bulundu. Kurum, Özel'in kendisi hakkında yaptığı iddialara tepki göstererek, "Özgür Bey, beni böyle yalan yanlış iftiralarla diline dolayacağına o gözlerindeki bandı çıkarsın ve etrafına bir baksın. Belki o zaman etrafındakileri etrafında yapılanları çok iyi görür" şeklinde bir uyarıda bulundu.
Kurum'un Açıklaması
Bakan Kurum, yaptığı açıklamada, CHP liderinin kendisine yönelik yönelttiği suçlamaların dayanaktan yoksun olduğunu vurguladı. Bu tür açıklamaların siyasi çekişmelerin bir parçası olarak değerlendirildiğini belirten Kurum, "Siyasi polemikler içinde gerçekleri çarpıtarak kamuoyunu yanıltmaya çalışmak kabul edilemez" dedi.
İddiaların Ardındaki Süreç
Son zamanlarda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişiklik Bakanlığı tarafından yürütülen projeler ve uygulamalarla ilgili bazı tartışmalar yaşanıyordu. Özellikle kentsel dönüşüm projeleri ve imar uygulamalarıyla ilgili olarak farklı kesimlerden eleştiriler geliyordu. Bu eleştirilerin ardından, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Bakan Kurum'a yönelik açıklamaları dikkat çekmişti.
Siyasi Analistler Ne Diyor?
Siyasi analistler, bu tür açıklamaların seçim dönemlerinde sıkça görüldüğünü ve siyasi rakiplerin birbirlerini zayıflatmaya çalıştıklarını belirtiyor. Bu tür söylemlerin, kamuoyunun dikkatini önemli konulardan uzaklaştırma potansiyeli taşıdığına dikkat çekiliyor. Ayrıca, siyasi nezaket ve saygı çerçevesinde tartışmanın sürdürülmesinin önemine vurgu yapılıyor.
Kamuoyuna Yönelik Mesaj
Bakan Kurum, açıklamasına kamuoyuna yönelik bir mesajla devam etti: "Kamuoyunu gerçeklerden uzaklaştırmak, yanlış bilgilendirmek gibi bir niyetimiz asla olamaz. Yapılan tüm çalışmalar, şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Amacımız, ülkemizin daha yaşanabilir ve güvenli bir geleceğe sahip olması için çalışmaktır."
Zafer Partisi Lideri Özdağ, Partililerine Sükunet Çağrısı Yaptı

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partililerine soğukkanlılık ve sükunet çağrısında bulundu. Son dönemde yaşanan olayların ardından oluşan gerginliğe karşılık, Özdağ, Türk milletinin Türk’e küseceği bir dönemin yaşanmadığını ve öfke yerine aklın rehberliğinde hareket etmenin önemini vurguladı.
Birlik ve Beraberlik Vurgusu
Özdağ, yaptığı açıklamada, Zafer Partisi’nin “Bilim, Birlik, Barış” ilke ve parolasıyla çıktığı yolda, Türk milliyetçileri, Atatürkçüler ve vatanseverlerle omuz omuza mücadele ettiklerini belirtti. Partililerine sakin olmaları yönünde çağrıda bulunan Özdağ, “Türk’ün Türk’e küseceği çağda değiliz. Öfkeye değil, akla ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
Göçmen Kaçakçılığına Karşı Dev Operasyon: 547 Düzensiz Göçmen Yakalandı

İçişleri Bakanlığı koordinesinde ülke genelinde gerçekleştirilen eş zamanlı denetimlerde, düzensiz göçmen kaçakçılığı organizatörleri ve düzensiz göçe yönelik operasyonlar yoğunlaştı. Yapılan açıklamaya göre, bu denetimlerde 21 göçmen kaçakçılığı organizatörü gözaltına alındı. Bu organizatörlerden 1'i yabancı uyruklu olduğu belirtildi.
Kimlik Kontrollerinde Büyük Sayı
Gerçekleştirilen denetimlerde, 420 bin 269 kişinin kimliği kontrol edildi. Bu sayının, Türkiye'de bulunan yabancı uyruklu vatandaşlar ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olmak üzere geniş bir yelpazeyi kapsadığı öğrenildi. Kimlik kontrolü yapılan şahısların, ülkeye yasal yollarla giriş yapmış olup olmadıkları, ikamet izinlerinin geçerliliği ve diğer yasal yükümlülükleri açısından detaylı bir incelemeden geçirildikleri belirtildi.
547 Düzensiz Göçmen Yakalandı
Yapılan denetimler sonucunda, 547 düzensiz göçmen yakalandı. Bu kişilerin, Türkiye'ye yasa dışı yollarla giriş yaptıkları ve ülkede bulundukları tespit edildi. Yakalanan düzensiz göçmenlerin, güvenlik güçleri tarafından gerekli işlemlerin başlatıldığı ve sınır dışı işlemlerinin süreceği ifade edildi.
Göçmen Kaçakçılığı Organizatörlerine Karşı Mücadele
İçişleri Bakanlığı, göçmen kaçakçılığı organizatörlerine karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Bu kapsamda, organize suç örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi, insan ticareti ve benzeri yasa dışı faaliyetlerin önlenmesi amacıyla çalışmalar aralıksız devam ediyor.
- Hedef: Göçmen kaçakçılığı organizatörlerinin yakalanması ve faaliyetlerinin engellenmesi.
- Kapsam: Ülke genelinde eş zamanlı denetimler.
- Sonuç: 21 göçmen kaçakçılığı organizatörünün gözaltına alınması ve 547 düzensiz göçmenin yakalanması.
İçişleri Bakanlığı, düzensiz göçün önlenmesi ve ülkenin güvenliğinin sağlanması için gerekli tüm önlemleri almaya devam edeceğini bildirdi.
KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Erdoğan'ın Katılımıyla Açılıyor

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) önemli bir kazanım olarak kabul edilen KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla resmi olarak hizmete girecek. Bu, bölge için modern ve işlevsel bir devlet yapısının oluşturulması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Külliyenin İnşası ve Önemi
KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, ülkenin yönetim merkezi olarak hizmet verecek geniş kapsamlı bir kompleks. Külliye, Cumhurbaşkanlığı ofisleri, toplantı salonları, resepsiyon alanları ve diğer destekleyici birimlerden oluşuyor. Projenin tamamlanması, KKTC'nin uluslararası arenadaki temsil yeteneğini güçlendirmesi ve devlet işlerinin daha verimli bir şekilde yürütülmesini sağlaması bekleniyor. Bu proje, KKTC'nin altyapı ve devlet yapılarının modernizasyonu yolunda atılan önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum'un Açıklaması
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin açılışının önemine dikkat çekerek, projenin Kıbrıs'a imza değeri taşıdığını belirtti. Bakan Kurum, "Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yarın açılışını yapacağımız bu külliye, KKTC'mize hayırlı olsun. Bu proje, devletimizin gücünü ve Kıbrıs'a olan bağlılığımızı gösteren önemli bir eserdir." şeklinde konuştu.
Külliyenin Özellikleri ve Kullanım Alanları
Külliye, modern mimari anlayışla tasarlandı ve enerji verimliliği ilkelerine uygun olarak inşa edildi. İçerisinde yer alan bazı önemli birimler şunlardır:
- Cumhurbaşkanı ofisleri
- Yüksek Koordinasyon Konseyi toplantı salonu
- Resmi resepsiyon alanları
- Konuk ağırlama birimleri
- Basın merkezi
Külliyenin geniş ve kullanışlı yapısı, devletin çeşitli birimlerinin daha etkin bir şekilde çalışmasına olanak sağlayacak. Ayrıca, uluslararası ziyaretlerde konukların ağırlanması ve resmi törenlerin düzenlenmesi için de uygun bir mekan sunuyor.
Geleceğe Yönelik Vizyon
KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin açılışı, ülkenin geleceğine yönelik önemli bir yatırım olarak değerlendiriliyor. Bu modern ve işlevsel devlet yapısı, KKTC'nin daha güçlü bir devlet olarak yoluna devam etmesine katkı sağlayacak. Külliyenin, Kıbrıs'ın siyasi ve ekonomik gelişimine olumlu etkileri olması bekleniyor.
Ekrem İmamoğlu, Yalan Haber Yayılımına Karşı Hukuki Süreç Başlatıyor

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart'tan beri devam ettiği iddia edilen "yalan haberler" nedeniyle hukuki süreç başlatma kararı aldı.
Hangi Haber Kanalları ve Kişiler Hedefte?
İmamoğlu'nun açıklamasına göre, bu yalan haberlerin yayılmasında rol aldığı iddia edilen kurumlar arasında A Haber, Akit TV, Sabah, TGRT TV, Ülke TV ve Kanal 24 bulunuyor. Ayrıca, Cem Küçük, Abdulkadir Selvi, Gürkan Hacır ve Ferhat Murat gibi isimlerin de bu süreçte yer aldığı belirtildi.
Neden Bu Karar?
Belediye Başkanı İmamoğlu, son dönemde kendisi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında çıkan haberlerin kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu ve bu durumun siyasi amaçlı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Bu nedenle, gerçeği çarpıtan ve itibarını zedelemeye çalışan bu yayınlara karşı hukuki yolların izleneceğini açıkladı.
Süreç Nasıl İşleyecek?
İmamoğlu'nun ekibi, söz konusu haberleri inceleyerek, hukuki danışmanlarla görüşerek, yasal sürecin nasıl yürütüleceğine karar verecek. İlgili kanallara ve kişilere savunma hakkı tanınacak ve ardından mahkemeye başvurulacak.
E5 Global Trade, Türkiye'nin Hammadde Üreticilerine Dijital İhracat Kapısını Açıyor

Dijital ticaretin yükselişe geçtiği küresel pazarda, Türkiye merkezli yeni bir platform dikkat çekiyor: E5 Global Trade.
Platformun kurucusu iş insanı Hakan Berktaş, yaptığı açıklamada hammadde üreticileri için geliştirdikleri sistemin “fabrikadan dünyaya satış” vizyonunu taşıdığını belirterek, bu girişimin yalnızca bir e-ticaret projesi değil, aynı zamanda bir ihracat devrimi olduğunu vurguladı.
Hammadde Üreticilerine Küresel Sahne
Demir, çelik, iplik, pamuk, ham deri, kauçuk, granül, kimyasal bileşikler gibi hammadde üreticilerine yönelik tasarlanan E5 Global Trade, aracısız ve doğrudan satış modeliyle dikkat çekiyor. Sistem, üreticiler ile dünyanın dört bir yanındaki potansiyel alıcıları dijital ortamda bir araya getiriyor.
Berktaş’a göre Türkiye’de binlerce hammadde üreticisi dünya pazarlarında görünmez halde:
“Bugün üretip raflara kaldıran değil, dünya pazarlarında görünür olan firmalar ayakta kalıyor. Biz bu platformla üreticilere sadece dijital bir vitrin değil, doğrudan ticaret imkânı da sunuyoruz.”
Çok Dilli Destek, Dijital Fuar, Otomatik Eşleşme
E5 Global Trade, klasik B2B platformlarının ötesinde birçok yenilikçi özellikle geliyor:
-
Otomatik çeviri ile çok dilli iletişim
-
SEO uyumlu görünürlükle hammadde bazlı kategori desteği
-
Ücretsiz üyelik ve fiyat/teklif sistemi
-
Taşeronluk ve ortak üretim taleplerine açık altyapı
-
7/24 açık dijital fuar konsepti
Bu özellikler, özellikle KOBİ’ler için büyük ihracat kapasitelerine ulaşma fırsatı yaratıyor.
“Fiziksel Sınırları Değil, Dijital Fırsatları Konuşmalıyız”
Berktaş’ın sözleri, Türkiye’de ihracatçıların karşılaştığı en büyük soruna da ışık tutuyor:
“Artık dünya ticaretinde sınırlar fiziki değil, dijital yetenekle belirleniyor. Bir KOBİ’nin Brezilya’daki alıcıya ulaşması yalnızca birkaç tık uzağında.”
E5 Global Trade, bu bakış açısıyla Türkiye'nin hammadde gücünü uluslararası sahneye taşımayı hedefliyor.
📌 Daha fazla bilgi ve üyelik için: www.e5globaltrade.com
İstanbul Halkının Çoğunluğu Kanal İstanbul Projesine Karşı

İstanbul Planlama Ajansı tarafından yapılan bir anket, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik kamuoyu algısını ortaya koydu. Ankete katılanların çoğunluğu projenin hayata geçirilmesine karşı çıktı.
Kamuoyu Algısı Net: Çoğunluk Karşıda
Anket sonuçlarına göre, İstanbul halkının %77'si Kanal İstanbul Projesi'ni desteklemiyor. Projeye karşı çıkanların oranı, destekleyenlerin oranından oldukça yüksek. Bir kısmı ise projeye ne destek veriyor ne de karşı çıkıyor.
Nötr ve Destekleyenler
Anket katılımcılarının %3'ü ne destekliyor ne de desteklemiyor şeklinde bir görüş belirtirken, sadece %19'u projeyi desteklediğini ifade etti.
Anketin Kaynağı
Bu veriler, İstanbul Planlama Ajansı tarafından yürütülen bir anket çalışması sonucunda elde edildi. Anketin detaylı sonuçları ilerleyen günlerde kamuoyuyla paylaşılacak.
Kadıköy'de Hayatını Kaybeden 15 Yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzinin Olayıyla İlgili Bilirkişi Raporu Açıklandı

İstanbul Kadıköy'de bıçaklanarak hayatını kaybeden 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzinin ölümüne ilişkin güvenlik kamerası görüntüleriyle ilgili bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda, tutuklu bulunan BB ve UB'nin yanı sıra, olay yerinde birlikte hareket ettikleri belirlenen 2 kişinin daha olduğu tespit edildi. Bu gelişme, olayın aydınlatılmasına yönelik soruşturmanın önemli bir aşamasını oluşturuyor.
Bilirkişi Raporunun Detayları ve Güvenlik Kamerası Görüntüleri
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Kadıköy'de 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzinin hayatını kaybettiği olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürütüyordu. Soruşturma kapsamında, olay yerindeki güvenlik kamera kayıtları bilirkişi incelemesine gönderildi. Hazırlanan bilirkişi raporunda, tutuklu BB ve UB'nin yanı sıra, olay anında ikisinin de yanında bulunan ve birlikte hareket ettikleri belirlenen 2 kişinin daha olduğu ifade edildi. Raporda, bu 2 kişinin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmaların devam ettiği belirtildi.
Soruşturma Süreci ve Son Gelişmeler
Olay, geçtiğimiz günlerde Kadıköy'de meydana gelmişti. BB ve UB, Minguzzini bıçakladıkları gerekçesiyle tutuklanmıştı. Güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesiyle, olayın şüphelilerinin yanında başka kişilerin de olduğu tespit edilmişti. Bu durum, olayın planlı mı yoksa anlık bir olay mı olduğu sorusunu beraberinde getirdi. Soruşturma kapsamında, şüphelilerin ifadeleri ve toplanan deliller doğrultusunda, olayın tüm detaylarının ortaya çıkarılması hedefleniyor.
Olayın Ardından
Mattia Ahmet Minguzzinin ölümü, Türkiye'de büyük yankı uyandırmıştı. Ailesi ve arkadaşları tarafından derin üzüntüyle anılan genç, sosyal medyada da geniş bir kitle tarafından hatırlanıyor. Yetkililer, olayın aydınlatılması için tüm gücünü seferber ederken, kamuoyunun da konuya hassasiyetle yaklaşması bekleniyor.
- Güvenlik kamerası görüntülerine göre, tutuklu BB ve UB'nin yanında 2 kişinin daha olay yerinde olduğu belirlendi.
- Bu 2 kişinin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmalar devam ediyor.
- Olayın planlı mı yoksa anlık mı gerçekleştiği soruşturma devam ettiği için henüz net değil.
Kanal İstanbul Projesi'ne İlişkin Açıklama

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kanal İstanbul projesiyle ilgili son açıklamasında projeden vazgeçilmediğini, ancak şu an için öncelikli bir gündem maddesi olmadığını belirtti. Uraloğlu, projenin doğru finansman kaynakları bulunduğunda mutlaka hayata geçirileceğini ifade etti.
Projenin Geçmişi ve Mevcut Durumu
Kanal İstanbul, Türkiye'nin İstanbul'un kuzeyinde yer alacak, Marmara Denizi ile Karadeniz'i birbirine bağlayacak yapay bir su yolu projesidir. Projenin amacı, İstanbul Boğazı'ndaki yoğunluğun azaltılması ve alternatif bir ulaşım hattı oluşturulmasıdır. Ancak, projenin çevresel etkileri, maliyeti ve fizibilitesi gibi konular nedeniyle uzun süredir tartışma konusu olmaktadır.
Projenin başlangıçta hedeflenen amacı, yılda yaklaşık 150 geminin Boğaz geçiş trafiğini azaltarak hem deniz ulaşımının verimliliğini artırmak hem de Boğaz'ın çevresel hassasiyetini korumaktır.
Bakan Uraloğlu'nun Açıklamaları
Bakan Uraloğlu, Kanal İstanbul projesinin şu an için öncelikli bir gündem maddesi olmadığını, ancak projenin tamamen rafa kaldırılmadığını vurguladı. Uraloğlu'nun açıklamaları şu şekilde: "Bugün gündemimizde değil ama günü geldiğinde doğru finansmanı bulduğumuzda mutlaka yapacağız."
İlk Yorum yapan siz olun!