İSİG MECLİSİ'NDEN 'TEKSTİL İŞKOLU İŞ CİNAYETLERİ' RAPORU: “2013 YILINDAN BUGÜNE EN AZ 364 TEKSTİL İŞÇİSİ 'İŞ CİNAYETLERİ'NDE HAYATINI KAYBETTİ”

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, BİRTek-SEN üyesi Özak Tekstil işçilerinin direnişinin 23'üncü gününde işçilere destek vermek için 'Tekstil İşkolu İş Cinayetleri Raporu'nu yayınladı. Raporda, “2013 yılından bugüne en az 364 tekstil işçisi 'iş cinayetleri'nde hayatını kaybetti. İşkolundaki kadın işçi ölümü tüm işkolları baz alındığında Türkiye ortalamasının üç katıdır. Bu durum kadın işçilere dönük politikaların oluşturulması ve öne çıkarılması zorunluluğunu göstermektedir” bulgusuna yer verildi.

İSİG MECLİSİ'NDEN 'TEKSTİL İŞKOLU İŞ CİNAYETLERİ' RAPORU: “2013 YILINDAN BUGÜNE EN AZ 364 TEKSTİL İŞÇİSİ 'İŞ CİNAYETLERİ'NDE HAYATINI KAYBETTİ”

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, BİRTEK-SEN üyesi Özak Tekstil işçilerinin direnişinin 23'üncü gününde işçilere destek vermek için 'Tekstil İşkolu İş Cinayetleri Raporu'nu yayınladı. Raporda, “2013 yılından bugüne en az 364 tekstil işçisi 'iş cinayetleri'nde hayatını kaybetti. İşkolundaki kadın işçi ölümü tüm işkolları baz alındığında Türkiye ortalamasının üç katıdır. Bu durum kadın işçilere dönük politikaların oluşturulması ve öne çıkarılması zorunluluğunu göstermektedir” bulgusuna yer verildi.

İSİG Meclisi, bugün Şanlıurfa Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Birleşik Tekstil, Dokuma ve Deri İşçileri Sendikası’na (BİRTEK-SEN) üyesi Özak Tekstil'de çalışan işçilerin, fabrikada baskı ve tehdit olduğu gerekçesi ile başlattıkları eyleme destek olmak için 'Tekstil İşkolu İş Cinayetleri Raporu'nu yayınladı.

Raporda şu bulgulara yer verildi:

ÖZAK TEKSTİL’İN İŞÇİLERİ 23 GÜNDÜR DİRENİŞTE”

Özak Tekstil Şanlıurfa’nın en büyük işletmesi, 'İSO ikinci 500' listesinde yer alıyor ve Levi’s başta olmak üzere çok sayıda ünlü marka için üretim yapıyor. İşte bu ‘çok kazanan’ firmanın, Özak Tekstil’in işçileri 23 gündür direnişte. Peki neden?

Şanlıurfa’da yaklaşık 700 işçinin çalıştığı Özak Tekstil'de 500 işçi, haklarını aramadığı gerekçesiyle (ücret, yemek, servis vd.), Hak-İş'e bağlı Öz-İplik-İş sendikasından istifa ederek bağımsız BirTek-Sen'e üye oldu. Bunun üzerine patron ve eski sendikanın baskısıyla işçiler istifa ettirilmeye çalışıldı, bir kadın işçi işten çıkarıldı, işçiler iş durdurdu, patron jandarmayı çağırarak işçileri dışarı çıkarmak istedi ve direniş başlamış oldu.

İlerleyen günlerde sendika yönetici ve uzmanları, işçiler jandarma tarafından defalarca coplanarak, biber gazı ve tazyikli su sıkılarak gözaltına alındı. Valilik, şehrin genelinde eylem yasağı getirdi. Fabrikanın olduğu sokağa giriş yasaklandı. İşçilere (özellikle kadınlara) baskı, tehdit ve mobbing uygulandı. Yeni işçi alım ilanları yayınlandı. İşçiler, bekledikleri OSB’deki camiden müftü tarafından çıkarılmak istendi ve cami kapısına kilit vuruldu. Yani fiilen ‘işçilere karşı bir OHAL ilan edildi’…

Bu süreçte işçiler fabrikada üretimi tamamen durdururken gerek fabrika önünde gerek Rabia meydanında direnişlerine devam ettiler. Türkiye’nin birçok şehrinde ve Almanya’da Özak Tekstil işçileri ile dayanışma eylemleri gerçekleştirildi. Direniş sürüyor…

Türkiye ekonomisinde üretim, istihdam ve ihracatta yer tutan sektörlerinden bir tanesi tekstil ve konfeksiyondur. Sektör başlıca üç bölümden oluşmaktadır: Tekstil, sektör cirosunun yaklaşık yüzde 50’sini; giyim, sektör cirosunun yaklaşık yüzde 30’unu; deri ve ayakkabı ise, sektör cirosunun yaklaşık yüzde 20’sini temsil etmektedir.

“TÜRKIYE’NİN HAZIR GİYİM İHRACAT PAZARININ YÜZDE 70’İ AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNDEN OLUŞMAKTADIR”

Dünyanın en büyük beşinci tekstil üretici ve ihracatçısı konumundaki Türkiye’nin hazır giyim ihracat pazarının yüzde 70’i Avrupa Birliği ülkelerinden oluşmaktadır. Tekstil ve hammaddeleri sektörü; COVID-19 pandemisi, Rusya-Ukrayna savaşı, tedarik ve değer zincirlerinde yaşanan sorunlar, enerji maliyetlerinde artış ve küresel iktisadi durgunluk nedeniyle olumsuz etkilendiği bir döneme girmiştir. Başta hazır giyim ve konfeksiyon olmak üzere birçok sektör, yüzde 10’ları aşan kayıp yaşamıştır. Tekstil patronlarının 2022 yılında 15 milyar dolarlık ihracat hedefi 2021 yılına göre yüzde 0,6’lık artışla 12,9 milyar dolar civarında kalmıştır. 2023 yılının ilk aylık rakamları incelendiğinde ise 5,9 milyar dolarlık sektör ihracatı geçen yılın aynı dönemine göre yine düşüş göstermiştir. Tekstil ve hammaddeleri sektör ihracatının Türkiye’nin genel ihracatı içerisindeki pay oranı yüzde 4,6’dır ve ihracatta öne çıkanlar dokuma, teknik tekstiller ve ipliktir.

“YAKLAŞIK 35’TEN FAZLA TÜRK TEKSTİL ŞİRKETİ, 1,5 MİLYAR DOLARLIK YATIRIMLA ÜLKENIN TEKSTİL VE KONFEKSİYON PAZARININ ÜÇTE BİRİNİ YÖNETMEKTEDİR”

Türkiye’deki tekstil ve hazır giyim şirketlerinin satışları genel olarak Euro bazında, maliyetleri ise Dolar bazında olduğundan ötürü döviz kurlarındaki hareketlilik pazar, ücretler ve enerji maliyetlerini etkilemektedir. Tekstil patronları imkânları dâhilinde üretimi enerji ve işçilik maliyetlerinin daha düşük olduğu ülkelere kaydırarak daha yüksek kâr ve satış hedeflemektedir. En fazla tercih edilen ülkelerden birisi, ABD ile Serbest Ticaret Anlaşması bulunan Mısır’dır. Burada faaliyet gösteren yaklaşık 35’ten fazla Türk tekstil şirketi, 1,5 milyar dolarlık yatırımla ülkenin tekstil ve konfeksiyon pazarının üçte birini yönetmektedir. Ayrıca 500 milyon dolarlık yeni yatırım öngörülmektedir.

2013 YILINDAN BUGÜNE EN AZ 364 TEKSTİL İŞÇİSİ 'İŞ CİNAYETLERİ'NDE HAYATINI KAYBETTİ”

Yüzde 77’sini ulusal basından; yüzde 23’ünü ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, sendikalar ve yerel basından öğrendiğimiz bilgilere dayanarak tespit ettiğimiz kadarıyla, 2013 yılında 37 işçi, 2014 yılında 35 işçi, 2015 yılında 12 işçi, 2016 yılında 44 işçi, 2017 yılında 27 işçi, 2018 yılında 28 işçi, 2019 yılında 35 işçi, 2020 yılında 54 işçi, 2021 yılında 33 işçi, 2022 yılında 32 işçi ve 2023 yılının ilk on bir ayında 27 işçi olmak üzere; 2013 yılından bugüne en az 364 tekstil işçisi 'iş cinayetleri'nde hayatını kaybetti.

Tekstil işkolunda iş cinayetlerinin cinsiyetlere göre dağılımı şöyle: 81 kadın ve 283 erkek işçi hayatını kaybetti… İşkolundaki kadın işçi ölümü tüm işkolları baz alındığında Türkiye ortalamasının üç katıdır. Bu durum kadın işçilere dönük politikaların oluşturulması ve öne çıkarılması zorunluluğunu göstermektedir.