CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Kurun, 22 yıldır AK Parti iktidarının eğitim sistemini bilinçli olarak, sistematik biçimde saldırdığını belirterek, "Tüm kademelerde, tüm paydaşlar için eğitim her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin niteliği bilinçli olarak düşürülmüştür" dedi.

(İZMİR)- CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun, 22 yıldır AK Parti iktidarının eğitim sistemine bilinçli olarak, sistematik biçimde saldırdığını belirterek, "Tüm kademelerde, tüm paydaşlar için eğitim her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin niteliği bilinçli olarak düşürülmüştür" dedi.
CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun ve il yönetimi yeni başlayan eğitim öğretim yılında yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında açıklama yaptı. CHP İzmir İl Başkanlığı’nda yapılan açıklamada, İl Kadın Kolları Başkanı Kurun, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin bu eğitim öğretim yılında uygulanmaya başlandığına dikkat çekti. AKP iktidarının eğitim sistemini getirdiği noktada, nitelikli eğitimin her çocuk için bir hak olmak yerine ailesinin imkanları el veren çocukların erişebildiği bir imtiyaz haline geldiğini ifade eden Kurun, “Devlet okulları, toplumun en yoksul ve çaresiz kesimlerinin çocuklarının AKP'nin eğitim politikalarına dolaysız maruz kaldığı mekanlara dönüşmüştür” diye konuştu.
Kurun, şunları söyledi:
“Bu yıl 1. 5. ve 9. sınıf öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz bir eğitim programı olmaktan öte iktidarın çağ dışı eğitim manifestosu olma niteliğini taşıyan, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile döneme başlıyorlar. İhtiyaç analizi ve pilot çalışması yapılmamış, hazırlanma ve onaylanma süreci katılımcı ve şeffaf yürütülmemiş, kaynakçası, bilimsel dayanakları ve yazarları belli olmayan, tüm uzmanların karşı çıkmasına rağmen onaylanan bu modele karşı Cumhuriyet Halk Partisi olarak idari işlemin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle Danıştay’da dava açtık. Öğrencilerimizin ve öğretmenlerimizin vakti ve emeği AKP'nin siyasi hırsları nedeniyle daha fazla ziyan edilmeden bir an önce eski programlara dönüleceğini umuyoruz.
"Okullarımız öğretmen ataması yapılmadan açılıyor"
Öğretmenlerimiz bir yandan AKP iktidarının eğitimde yarattığı tahribatla mücadele etmeye çalışırken, bir yandan da kendi haklarına yapılan bir saldırıyla karşı karşıyadır. Öğretmenlik Mesleği Kanunu Teklifi geçtiğimiz dönem meclise sunulmuş, partimizin milletvekillerinin gösterdiği başarılı muhalefet sonucunda görüşmeler ekim ayına ertelenmiştir. Teklif öğretmenlik mesleğini düzenleyecek nitelikte değildir; yalnızca atama bekleyen öğretmenleri elemek için hazırlanmıştır. Öğretmenlerin hakları tanımlanmamış, diğer eğitim çalışanlarıyla ilgili bir düzenleme yapılmamış, özel sektörde çalışan öğretmenlere yer verilmemiş, basamaklandırma sistemine çözüm sunulmamıştır. Amaç öğretmenlik mesleğinin itibarını yükseltmek, öğretmenlerimizin ve eğitim bileşenlerinin haklarını tanımlamak değil; öğretmenlerin diplomasını çalmaktır. Üstelik bu yıl okullarımız öğretmen ataması yapılmadan açılıyor. Danıştay’a açılan davayı bahane gösteren Bakanlık mülakat sonuçlarını açıklamayarak ve öğretmenlerin atamasını gerçekleştirmeyerek, yalnızca öğretmenleri değil, öğrencilerimizi de mağdur ediyor. Öğretmen açığı ücretli öğretmenlik adı altındaki emek sömürüsüyle kapatılmaya çalışılıyor. Öğrencilerimizin nitelikli eğitim hakkı ve öğretmenlerimizin özlük haklarının dışında okullarımızın durumu da ne yazık ki içler acısıdır.
"Okullar neredeyse özelleştirilmiş durumda"
22 yıllık AKP iktidar çocuklarımıza okullarımızda bir öğün yemek veremediği gibi, bir bardak temiz içme suyu bile sağlayamamaktadır. Okullarımız çocuklarımız için güvenli ve sağlıklı yerler olmanın çok uzağındadır. Kamusal, parasız ve eşit eğitim bitirilmiş, devlet okulları ailelerden alınan katkı payları sayesinde ayakta kalmaya çalışan özel okullara dönüşmüştür. Devlet yalnızca okulun binasını sağlayan, öğretmen maaşlarını veren, elektrik, su ve yakacak masrafını karşılayan konumdadır. Temizlik ve güvenlik görevlisinin maaşından boya badanaya, çatı tamirinden sınıfların bakımına, kırtasiye malzemelerinin ve temel hijyen malzemelerinin alımına dek diğer tüm konularda okullar neredeyse özelleştirilmiş durumdadır. Ailelerin katkı payı veremediği, yoksul bölgelerdeki okullarımız ve çocuklarımız, güvensiz, sağlıksız ve hijyenden yoksun okul binalarında eğitim almak zorunda bırakılmıştır. AKP iktidarının eğitim sistemini getirdiği noktada, nitelikli eğitim her çocuk için bir hak olmak yerine ailesinin imkanları el veren çocukların erişebildiği bir imtiyaz haline gelmiştir.
"Atanmayan öğretmen sorunu bilinçli olarak yaratılmıştır"
AKP iktidarında eğitim piyasalaşmış, özel okullar AKP tarafından sistematik şekilde desteklenmiştir. Atanmayan öğretmen sorunu özel okullara ucuz iş gücü sağlamak için bilinçli olarak yaratılmıştır. Uygulanan sınav sistemlerinin, kamu okullarında yaşanan nitelik kaybının ye eğitimde dinselleşmenin sonucunda, çocuklarının nitelikli, bilimsel ve laik eğitim almasını isteyen veliler çareyi özel okullarda bulmuştur. Devlet okulları, toplumun en yoksul ve çaresiz kesimlerinin çocuklarının AKP'nin eğitim politikalarına dolaysız maruz kaldığı mekanlara dönüşmüştür.
"MESEM'ler öldüğü bir projeye dönüşmüştür"
Mesleki ve teknik eğitimin itibarı giderek zedelenmiş, eğitimin niteliği düşürülmüş, bu okullar öğrenciler tarafından tercih edilmez hale gelmiştir. Mesleki ve teknik eğitim kurumları sosyoekonomik olarak dezavantajlı kesimlerden gelen akademik başarısı düşük öğrencilerin tercih ettiği okullar haline gelmiştir. '4 gün işe 1 gün okula' diye yoksul ailelerin çocuklarına tek alternatif haline getirilen MESEM'ler çocuklarımızın devlet eliyle ucuz ve güvencesiz iş gücü olarak kullanıldığı, çocuklarımızın yaralandığı ve öldüğü bir projeye dönüşmüştür. İSİG meclisi verilerine göre, 2024 yılının ilk 7 ayında MESEM programı kapsamında 9 çocuk iş cinayetlerinde hayatını kaybetmiştir.
"Eğitimin niteliği bilinçli olarak düşürülmüştür"
22 yıllık AKP dönemi iktidar genel olarak Cumhuriyet’le ve onun ulusal egemenlik anlayışıyla savaş halinde geçmiştir. Laik ve bilimsel eğitimden giderek uzaklaşılmıştır. Yönetici kadrolar devletin çalışanı değil, AKP'nin çalışanı haline getirilmiştir. Liyakatsiz kadrolaşma, mevzuat ve program değişiklikleri, protokol ve özel teşviklerle dini tarikatlarla ilişkili vakıf ve derneklerin eğitimin paydaşı yapılması, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eğitim-öğretim faaliyetlerinin daha fazla içine alınması yoluyla eğitim dinselleştirilmiştir. AKP iktidarı ve atanmış Bakanları, 22 yıldır eğitim sistemimize bilinçli olarak, sistematik biçimde saldırmaktadır. Tüm kademelerde, tüm paydaşlar için eğitim her geçen gün daha kötüye gitmektedir. Okul öncesinden yükseköğretime kadar eğitimin niteliği bilinçli olarak düşürülmüştür.
"Belediyelerimizde gerçekleştirilen başarılı projeler iktidarımızda yapacağımız işlerin habercisi"
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş Savaşı esnasında Maarif Kongresi’ni toplayarak eğitimin ne kadar önemli olduğunu göstermiştir. Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesine uygun olarak iktidarımızda eğitime yeterli bütçe ayrılacak ve sorunlar çözülecektir. Belediyelerimizde gerçekleştirilen başarılı projeler iktidarımızda yapacağımız işlerin habercisi niteliğindedir."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Gercüş'e 3 Yeni Doktor Atandı: Başkan Günaydın ve Torlak’tan Milletvekili Nasıroğlu’na Teşekkür

BATMAN – 122. Dönem Devlet Hizmeti Yükümlülüğü (DHY) kurası kapsamında Batman il genelinde açılan münhal kadrolar doğrultusunda, Gercüş ilçesine 3 yeni doktor ataması gerçekleşti.
Gercüş Belediye Başkanı Gündüz Günaydın ile AK Parti Gercüş İlçe Başkanı İbrahim Torlak, ilçeye doktor kazandırılması için uzun süredir yürüttükleri girişimlerin sonuç verdiğini belirterek, bu süreçte verdikleri destekten dolayı AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na teşekkürlerini ilettiler.
Yapılan atamalarla birlikte Gercüş Devlet Hastanesi’ne bir çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı, bir genel cerrahi uzmanı ile Yolağzı Aile Sağlığı Merkezi’ne bir aile hekimi görevlendirildi. Bu gelişme, sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi ve vatandaşların daha hızlı sağlık hizmetine ulaşması açısından önemli bir adım olarak değerlendirildi.
Başkan Günaydın,Ak Parti ilçe başkanı Torlak ve Batman Ak parti İl başkanı Hüseyin Şansi Batman'ın ve Gercüş’ün sağlık altyapısının güçlenmesi adına destek veren tüm kurumlara ve özellikle süreci yakından takip eden Milletvekili Ferhat Nasıroğlu'na bir kez daha teşekkür ettiklerini vurguladı.
Bakan Kurum, CHP Lideri Özgür Özel'e "Bandı Çıkarın, Etrafınıza Bakın"

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişiklik Bakanı Murat Kurum, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel'e yönelik sert bir açıklamada bulundu. Kurum, Özel'in kendisi hakkında yaptığı iddialara tepki göstererek, "Özgür Bey, beni böyle yalan yanlış iftiralarla diline dolayacağına o gözlerindeki bandı çıkarsın ve etrafına bir baksın. Belki o zaman etrafındakileri etrafında yapılanları çok iyi görür" şeklinde bir uyarıda bulundu.
Kurum'un Açıklaması
Bakan Kurum, yaptığı açıklamada, CHP liderinin kendisine yönelik yönelttiği suçlamaların dayanaktan yoksun olduğunu vurguladı. Bu tür açıklamaların siyasi çekişmelerin bir parçası olarak değerlendirildiğini belirten Kurum, "Siyasi polemikler içinde gerçekleri çarpıtarak kamuoyunu yanıltmaya çalışmak kabul edilemez" dedi.
İddiaların Ardındaki Süreç
Son zamanlarda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişiklik Bakanlığı tarafından yürütülen projeler ve uygulamalarla ilgili bazı tartışmalar yaşanıyordu. Özellikle kentsel dönüşüm projeleri ve imar uygulamalarıyla ilgili olarak farklı kesimlerden eleştiriler geliyordu. Bu eleştirilerin ardından, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in Bakan Kurum'a yönelik açıklamaları dikkat çekmişti.
Siyasi Analistler Ne Diyor?
Siyasi analistler, bu tür açıklamaların seçim dönemlerinde sıkça görüldüğünü ve siyasi rakiplerin birbirlerini zayıflatmaya çalıştıklarını belirtiyor. Bu tür söylemlerin, kamuoyunun dikkatini önemli konulardan uzaklaştırma potansiyeli taşıdığına dikkat çekiliyor. Ayrıca, siyasi nezaket ve saygı çerçevesinde tartışmanın sürdürülmesinin önemine vurgu yapılıyor.
Kamuoyuna Yönelik Mesaj
Bakan Kurum, açıklamasına kamuoyuna yönelik bir mesajla devam etti: "Kamuoyunu gerçeklerden uzaklaştırmak, yanlış bilgilendirmek gibi bir niyetimiz asla olamaz. Yapılan tüm çalışmalar, şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmaktadır. Amacımız, ülkemizin daha yaşanabilir ve güvenli bir geleceğe sahip olması için çalışmaktır."
Zafer Partisi Lideri Özdağ, Partililerine Sükunet Çağrısı Yaptı

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, partililerine soğukkanlılık ve sükunet çağrısında bulundu. Son dönemde yaşanan olayların ardından oluşan gerginliğe karşılık, Özdağ, Türk milletinin Türk’e küseceği bir dönemin yaşanmadığını ve öfke yerine aklın rehberliğinde hareket etmenin önemini vurguladı.
Birlik ve Beraberlik Vurgusu
Özdağ, yaptığı açıklamada, Zafer Partisi’nin “Bilim, Birlik, Barış” ilke ve parolasıyla çıktığı yolda, Türk milliyetçileri, Atatürkçüler ve vatanseverlerle omuz omuza mücadele ettiklerini belirtti. Partililerine sakin olmaları yönünde çağrıda bulunan Özdağ, “Türk’ün Türk’e küseceği çağda değiliz. Öfkeye değil, akla ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
Göçmen Kaçakçılığına Karşı Dev Operasyon: 547 Düzensiz Göçmen Yakalandı

İçişleri Bakanlığı koordinesinde ülke genelinde gerçekleştirilen eş zamanlı denetimlerde, düzensiz göçmen kaçakçılığı organizatörleri ve düzensiz göçe yönelik operasyonlar yoğunlaştı. Yapılan açıklamaya göre, bu denetimlerde 21 göçmen kaçakçılığı organizatörü gözaltına alındı. Bu organizatörlerden 1'i yabancı uyruklu olduğu belirtildi.
Kimlik Kontrollerinde Büyük Sayı
Gerçekleştirilen denetimlerde, 420 bin 269 kişinin kimliği kontrol edildi. Bu sayının, Türkiye'de bulunan yabancı uyruklu vatandaşlar ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olmak üzere geniş bir yelpazeyi kapsadığı öğrenildi. Kimlik kontrolü yapılan şahısların, ülkeye yasal yollarla giriş yapmış olup olmadıkları, ikamet izinlerinin geçerliliği ve diğer yasal yükümlülükleri açısından detaylı bir incelemeden geçirildikleri belirtildi.
547 Düzensiz Göçmen Yakalandı
Yapılan denetimler sonucunda, 547 düzensiz göçmen yakalandı. Bu kişilerin, Türkiye'ye yasa dışı yollarla giriş yaptıkları ve ülkede bulundukları tespit edildi. Yakalanan düzensiz göçmenlerin, güvenlik güçleri tarafından gerekli işlemlerin başlatıldığı ve sınır dışı işlemlerinin süreceği ifade edildi.
Göçmen Kaçakçılığı Organizatörlerine Karşı Mücadele
İçişleri Bakanlığı, göçmen kaçakçılığı organizatörlerine karşı mücadelesini kararlılıkla sürdürüyor. Bu kapsamda, organize suç örgütlerinin faaliyetlerinin engellenmesi, insan ticareti ve benzeri yasa dışı faaliyetlerin önlenmesi amacıyla çalışmalar aralıksız devam ediyor.
- Hedef: Göçmen kaçakçılığı organizatörlerinin yakalanması ve faaliyetlerinin engellenmesi.
- Kapsam: Ülke genelinde eş zamanlı denetimler.
- Sonuç: 21 göçmen kaçakçılığı organizatörünün gözaltına alınması ve 547 düzensiz göçmenin yakalanması.
İçişleri Bakanlığı, düzensiz göçün önlenmesi ve ülkenin güvenliğinin sağlanması için gerekli tüm önlemleri almaya devam edeceğini bildirdi.
KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Erdoğan'ın Katılımıyla Açılıyor

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) önemli bir kazanım olarak kabul edilen KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla resmi olarak hizmete girecek. Bu, bölge için modern ve işlevsel bir devlet yapısının oluşturulması açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Külliyenin İnşası ve Önemi
KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, ülkenin yönetim merkezi olarak hizmet verecek geniş kapsamlı bir kompleks. Külliye, Cumhurbaşkanlığı ofisleri, toplantı salonları, resepsiyon alanları ve diğer destekleyici birimlerden oluşuyor. Projenin tamamlanması, KKTC'nin uluslararası arenadaki temsil yeteneğini güçlendirmesi ve devlet işlerinin daha verimli bir şekilde yürütülmesini sağlaması bekleniyor. Bu proje, KKTC'nin altyapı ve devlet yapılarının modernizasyonu yolunda atılan önemli bir adım olarak kabul ediliyor.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Kurum'un Açıklaması
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin açılışının önemine dikkat çekerek, projenin Kıbrıs'a imza değeri taşıdığını belirtti. Bakan Kurum, "Saygıdeğer Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle yarın açılışını yapacağımız bu külliye, KKTC'mize hayırlı olsun. Bu proje, devletimizin gücünü ve Kıbrıs'a olan bağlılığımızı gösteren önemli bir eserdir." şeklinde konuştu.
Külliyenin Özellikleri ve Kullanım Alanları
Külliye, modern mimari anlayışla tasarlandı ve enerji verimliliği ilkelerine uygun olarak inşa edildi. İçerisinde yer alan bazı önemli birimler şunlardır:
- Cumhurbaşkanı ofisleri
- Yüksek Koordinasyon Konseyi toplantı salonu
- Resmi resepsiyon alanları
- Konuk ağırlama birimleri
- Basın merkezi
Külliyenin geniş ve kullanışlı yapısı, devletin çeşitli birimlerinin daha etkin bir şekilde çalışmasına olanak sağlayacak. Ayrıca, uluslararası ziyaretlerde konukların ağırlanması ve resmi törenlerin düzenlenmesi için de uygun bir mekan sunuyor.
Geleceğe Yönelik Vizyon
KKTC Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin açılışı, ülkenin geleceğine yönelik önemli bir yatırım olarak değerlendiriliyor. Bu modern ve işlevsel devlet yapısı, KKTC'nin daha güçlü bir devlet olarak yoluna devam etmesine katkı sağlayacak. Külliyenin, Kıbrıs'ın siyasi ve ekonomik gelişimine olumlu etkileri olması bekleniyor.
Ekrem İmamoğlu, Yalan Haber Yayılımına Karşı Hukuki Süreç Başlatıyor

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, 19 Mart'tan beri devam ettiği iddia edilen "yalan haberler" nedeniyle hukuki süreç başlatma kararı aldı.
Hangi Haber Kanalları ve Kişiler Hedefte?
İmamoğlu'nun açıklamasına göre, bu yalan haberlerin yayılmasında rol aldığı iddia edilen kurumlar arasında A Haber, Akit TV, Sabah, TGRT TV, Ülke TV ve Kanal 24 bulunuyor. Ayrıca, Cem Küçük, Abdulkadir Selvi, Gürkan Hacır ve Ferhat Murat gibi isimlerin de bu süreçte yer aldığı belirtildi.
Neden Bu Karar?
Belediye Başkanı İmamoğlu, son dönemde kendisi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi hakkında çıkan haberlerin kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu ve bu durumun siyasi amaçlı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Bu nedenle, gerçeği çarpıtan ve itibarını zedelemeye çalışan bu yayınlara karşı hukuki yolların izleneceğini açıkladı.
Süreç Nasıl İşleyecek?
İmamoğlu'nun ekibi, söz konusu haberleri inceleyerek, hukuki danışmanlarla görüşerek, yasal sürecin nasıl yürütüleceğine karar verecek. İlgili kanallara ve kişilere savunma hakkı tanınacak ve ardından mahkemeye başvurulacak.
E5 Global Trade, Türkiye'nin Hammadde Üreticilerine Dijital İhracat Kapısını Açıyor

Dijital ticaretin yükselişe geçtiği küresel pazarda, Türkiye merkezli yeni bir platform dikkat çekiyor: E5 Global Trade.
Platformun kurucusu iş insanı Hakan Berktaş, yaptığı açıklamada hammadde üreticileri için geliştirdikleri sistemin “fabrikadan dünyaya satış” vizyonunu taşıdığını belirterek, bu girişimin yalnızca bir e-ticaret projesi değil, aynı zamanda bir ihracat devrimi olduğunu vurguladı.
Hammadde Üreticilerine Küresel Sahne
Demir, çelik, iplik, pamuk, ham deri, kauçuk, granül, kimyasal bileşikler gibi hammadde üreticilerine yönelik tasarlanan E5 Global Trade, aracısız ve doğrudan satış modeliyle dikkat çekiyor. Sistem, üreticiler ile dünyanın dört bir yanındaki potansiyel alıcıları dijital ortamda bir araya getiriyor.
Berktaş’a göre Türkiye’de binlerce hammadde üreticisi dünya pazarlarında görünmez halde:
“Bugün üretip raflara kaldıran değil, dünya pazarlarında görünür olan firmalar ayakta kalıyor. Biz bu platformla üreticilere sadece dijital bir vitrin değil, doğrudan ticaret imkânı da sunuyoruz.”
Çok Dilli Destek, Dijital Fuar, Otomatik Eşleşme
E5 Global Trade, klasik B2B platformlarının ötesinde birçok yenilikçi özellikle geliyor:
-
Otomatik çeviri ile çok dilli iletişim
-
SEO uyumlu görünürlükle hammadde bazlı kategori desteği
-
Ücretsiz üyelik ve fiyat/teklif sistemi
-
Taşeronluk ve ortak üretim taleplerine açık altyapı
-
7/24 açık dijital fuar konsepti
Bu özellikler, özellikle KOBİ’ler için büyük ihracat kapasitelerine ulaşma fırsatı yaratıyor.
“Fiziksel Sınırları Değil, Dijital Fırsatları Konuşmalıyız”
Berktaş’ın sözleri, Türkiye’de ihracatçıların karşılaştığı en büyük soruna da ışık tutuyor:
“Artık dünya ticaretinde sınırlar fiziki değil, dijital yetenekle belirleniyor. Bir KOBİ’nin Brezilya’daki alıcıya ulaşması yalnızca birkaç tık uzağında.”
E5 Global Trade, bu bakış açısıyla Türkiye'nin hammadde gücünü uluslararası sahneye taşımayı hedefliyor.
📌 Daha fazla bilgi ve üyelik için: www.e5globaltrade.com
İstanbul Halkının Çoğunluğu Kanal İstanbul Projesine Karşı

İstanbul Planlama Ajansı tarafından yapılan bir anket, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik kamuoyu algısını ortaya koydu. Ankete katılanların çoğunluğu projenin hayata geçirilmesine karşı çıktı.
Kamuoyu Algısı Net: Çoğunluk Karşıda
Anket sonuçlarına göre, İstanbul halkının %77'si Kanal İstanbul Projesi'ni desteklemiyor. Projeye karşı çıkanların oranı, destekleyenlerin oranından oldukça yüksek. Bir kısmı ise projeye ne destek veriyor ne de karşı çıkıyor.
Nötr ve Destekleyenler
Anket katılımcılarının %3'ü ne destekliyor ne de desteklemiyor şeklinde bir görüş belirtirken, sadece %19'u projeyi desteklediğini ifade etti.
Anketin Kaynağı
Bu veriler, İstanbul Planlama Ajansı tarafından yürütülen bir anket çalışması sonucunda elde edildi. Anketin detaylı sonuçları ilerleyen günlerde kamuoyuyla paylaşılacak.
Kadıköy'de Hayatını Kaybeden 15 Yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzinin Olayıyla İlgili Bilirkişi Raporu Açıklandı

İstanbul Kadıköy'de bıçaklanarak hayatını kaybeden 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzinin ölümüne ilişkin güvenlik kamerası görüntüleriyle ilgili bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda, tutuklu bulunan BB ve UB'nin yanı sıra, olay yerinde birlikte hareket ettikleri belirlenen 2 kişinin daha olduğu tespit edildi. Bu gelişme, olayın aydınlatılmasına yönelik soruşturmanın önemli bir aşamasını oluşturuyor.
Bilirkişi Raporunun Detayları ve Güvenlik Kamerası Görüntüleri
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Kadıköy'de 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzinin hayatını kaybettiği olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürütüyordu. Soruşturma kapsamında, olay yerindeki güvenlik kamera kayıtları bilirkişi incelemesine gönderildi. Hazırlanan bilirkişi raporunda, tutuklu BB ve UB'nin yanı sıra, olay anında ikisinin de yanında bulunan ve birlikte hareket ettikleri belirlenen 2 kişinin daha olduğu ifade edildi. Raporda, bu 2 kişinin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmaların devam ettiği belirtildi.
Soruşturma Süreci ve Son Gelişmeler
Olay, geçtiğimiz günlerde Kadıköy'de meydana gelmişti. BB ve UB, Minguzzini bıçakladıkları gerekçesiyle tutuklanmıştı. Güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesiyle, olayın şüphelilerinin yanında başka kişilerin de olduğu tespit edilmişti. Bu durum, olayın planlı mı yoksa anlık bir olay mı olduğu sorusunu beraberinde getirdi. Soruşturma kapsamında, şüphelilerin ifadeleri ve toplanan deliller doğrultusunda, olayın tüm detaylarının ortaya çıkarılması hedefleniyor.
Olayın Ardından
Mattia Ahmet Minguzzinin ölümü, Türkiye'de büyük yankı uyandırmıştı. Ailesi ve arkadaşları tarafından derin üzüntüyle anılan genç, sosyal medyada da geniş bir kitle tarafından hatırlanıyor. Yetkililer, olayın aydınlatılması için tüm gücünü seferber ederken, kamuoyunun da konuya hassasiyetle yaklaşması bekleniyor.
- Güvenlik kamerası görüntülerine göre, tutuklu BB ve UB'nin yanında 2 kişinin daha olay yerinde olduğu belirlendi.
- Bu 2 kişinin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmalar devam ediyor.
- Olayın planlı mı yoksa anlık mı gerçekleştiği soruşturma devam ettiği için henüz net değil.
Kanal İstanbul Projesi'ne İlişkin Açıklama

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kanal İstanbul projesiyle ilgili son açıklamasında projeden vazgeçilmediğini, ancak şu an için öncelikli bir gündem maddesi olmadığını belirtti. Uraloğlu, projenin doğru finansman kaynakları bulunduğunda mutlaka hayata geçirileceğini ifade etti.
Projenin Geçmişi ve Mevcut Durumu
Kanal İstanbul, Türkiye'nin İstanbul'un kuzeyinde yer alacak, Marmara Denizi ile Karadeniz'i birbirine bağlayacak yapay bir su yolu projesidir. Projenin amacı, İstanbul Boğazı'ndaki yoğunluğun azaltılması ve alternatif bir ulaşım hattı oluşturulmasıdır. Ancak, projenin çevresel etkileri, maliyeti ve fizibilitesi gibi konular nedeniyle uzun süredir tartışma konusu olmaktadır.
Projenin başlangıçta hedeflenen amacı, yılda yaklaşık 150 geminin Boğaz geçiş trafiğini azaltarak hem deniz ulaşımının verimliliğini artırmak hem de Boğaz'ın çevresel hassasiyetini korumaktır.
Bakan Uraloğlu'nun Açıklamaları
Bakan Uraloğlu, Kanal İstanbul projesinin şu an için öncelikli bir gündem maddesi olmadığını, ancak projenin tamamen rafa kaldırılmadığını vurguladı. Uraloğlu'nun açıklamaları şu şekilde: "Bugün gündemimizde değil ama günü geldiğinde doğru finansmanı bulduğumuzda mutlaka yapacağız."
İlk Yorum yapan siz olun!