Van TV'de Orhan Olgun ile Ekstra Gündem programına konuk olan Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, ilçeye dair projelerini anlatarak ilk etapta sosyal ve yeşil alan projelerini hayata geçireceklerini söyledi. Esenyurt'u 21. yüzyıla yakışır bir ilçe haline getireceklerinin altını çizen Başkan Özer, burada rantçı değil halkçı ve örnek bir belediyecilik inşa edeceklerini vurguladı.

ESENYURT
Esenyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, Van TV ekranlarında yayınlanan Orhan Olgun ile Ekstra Gündem programının canlı yayın konuğu oldu. Esenyurt'tan yapılan yayında ilçeyle ilgili vizyon projelerini anlatan Başkan Özer, ilk süreçte ilçede 10 yeni park ve 5 kreş açacaklarını söyledi. Esenyurt'taki rantçı anlayışı değiştireceklerinin altını çizen Başkan Özer; "Kapılarımıza 'rüşvet alan da veren de melundur' yazacağız. Bunları ortadan kaldırmamız lazım. Evet, bir kent rant yaratır ama bu rantı halka dağıtmanız gerekiyor, birinin cebine değil. Dolayısıyla bir kente gittiğinizde o kentin yolları düzgünse, binalar düzgün dizilmişse, hava koridorları ve kent meydanları varsa o kent sağlıklı ve gelişmiş bir kenttir. Rant halka dağıtılmıştır. Bu yüzden biz Esenyurt'u yolları düzgün, binaları çürük dişler gibi dizilmemiş, hava koridorları olan, parkları ve bahçeleri olan, kent meydanları olan, kadınların, çocukların rahatça gezebilecekleri yerlerin olduğu, mutluluk ve refah düzeyinin yüksek olduğu bir yer haline getireceğiz" dedi.
"Tüm Esenyurt'un belediye başkanıyım"
Programda ilk olarak adaylaşma süreci ve seçim döneminde yaptığı çalışmaları anlatan Prof. Dr. Ahmet Özer şöyle konuştu: "Esenyurt 57 ilden, 7 büyükşehirden daha büyük bir ilçe. Resmi nüfusu 1 milyon, gayri resmi nüfusu 1,5 milyon. Dolayısıyla bu büyüklükte olan bir ilçeyi 35 günde gezmek ve halkla kucaklaşmak durumunda kaldım. Günde 18 saat çalıştım. Bazen 20, bazen 25 program yapıyorduk. Biz Esenyurtluları sevdik, onlar da bizi sevdi. Zaten Esenyurt bana göre Türkiye'nin kaderinin mühürlendiği bir ilçe. Sebebi şu; Esenyurt küçük bir İstanbul, İstanbul ise küçük bir Türkiye. Dolayısıyla Esenyurt'u kazanan İstanbul'u kazanacak. İstanbul'u kazanan da Türkiye'yi kazanacak. O nedenle Türkiye'nin seçiminin kaderi Esenyurt'ta mühürlenmişti. Biz bu mührü burada kırmak durumundaydık. Bütün Türkiye'nin de gözü kulağı, diğer partilerin de ilgisi Esenyurt'a oldu. Halkımız burada 10 buçuk puan fark yaratarak kara propaganda yürütenlere en büyük şamarı vurdu. Çünkü ben o halktaki ilgiyi gördüm. Ben, Esenyurt'u gelip kucakladıktan sonra bizimle projelerini yarıştıramayanlar telaşa kapıldılar. Projelerimiz, bilgimiz ve birikimimizle öne çıktıktan sonra Esenyurtlular iyi ki bu aday geldi ve bizi kucakladı dedi. Kesin bir zaferle bizi seçtiler. Ben bize oy vermiş vermemiş bütün Esenyurt halkına teşekkür ediyorum. Ben artık sadece bana oy verenlerin değil, bütün Esenyurt'un belediye başkanıyım."
"Örnek bir belediyecilik modeli inşa edeceğiz"
Esenyurt'ta örnek bir belediyecilik modeli inşa edeceklerini belirten Başkan Özer, "Seçildiğim günden beri de bayram seyran demeden günde 17, 18 saat çalışmalarımı sürdürüyorum. Çünkü halkımız sözünü söyledi bize teveccüh gösterdi. Şimdi söz söyleme sırası bizde. Bizimde sözümüzü söyleme biçimimiz hizmet olacak. O yüzden beyaz bir sayfa açtık. Bu beyaz sayfayı birlikte yazacağız. Esenyurt'a hizmet edeceğiz. Esenyurt'a örnek bir belediyecilik modeli inşa edeceğiz. Esenyurt'un birçok sorunu var. Birincisi bir kere hızlı yapılaşma meydana gelmiş. Özellikle 30, 40 yıl içerisinde büyük bir nüfus akınına uğramış. Bu hızlı nüfus artışı vahşi bir kentleşme meydana getirmiş. 2004'ten sonra Ak Parti yönetiminde burada neredeyse hiç yeşil alan bırakılmadan bir yapılaşmaya gidilmiş. Dolayısıyla Esenyurt, adeta betondan kulelere çevrilmiş durumda.
Ben sosyolog ve kent uzmanı olduğum için Esenyurt'u gezdikten ve bu tabloyu gördükten sonra dedim ki; ben Esenyurt olsaydım acaba nasıl dile gelirdim. Çünkü Esenyurt, bir zamanlar yemyeşil, her tarafı bağ bahçe olan bir yer. Kısa sürede bu hale geliyor. Daha çok aç gözlü kurtlar gibi kentin rantlarına saldırılıyor ve insan odaklı değil beton odaklı bir yapılaşmaya gidiliyor. Şöyle dile gelirdim: 'Benim adım Esenyurt. Genç ve güzeldim. Bir tarafım yeşil bir tarafım maviyle çalkalanırdı. Sonra birileri geldi, birileriyle birlik oldu ve benim ak göğsüme beton kuleleri dikti. Soluğum kesildi, kör oldum. Bağırdım, duyan olmadı. Artık bana güzel diyen yok biliyorum. Hoşça kal güzel kentim, hoşça kal Esenyurt'um.' Ama tam bu noktada biz yetiştik. Bu makus talihi Esenyurtlularla birlikte yenmeye çalışacağız. Demek ki birinci ana sorunumuz; kent planlamasından kaynaklanan çarpık yapılaşma ve bu yapılaşmanın getirmiş olduğu ulaşım problemi. Bununla beraber bir park ve otopark problemi ortaya çıkmış. Bu üçlü aslında bir paket olarak düşünüldüğünde Esenyurt'un en önemli ana sorunlarından diye düşünebiliriz" diye konuştu.
"Burayı bir silikon vadisi haline getirmek istiyorum"
İlçenin ikinci ana sorununun insan kaynağıyla yani eğitim ve sağlıkla ilgili sorunlar olduğuna dikkati çeken Başkan Özer şu ifadeleri kullandı: "Mesela Türkiye'nin en büyük ilçesinde çocuklarımız 60, 70 kişilik sınıflarda okuyor. Koca ilçede 1 tane devlet hastanesi var. Şimdi çağımız kalkınma çağı. Kalkınmanın en değerli kaynağı insan. İnsanı değiştirip dönüştürmenin en etkili yolu ise eğitim-öğretim ve sağlıktır. Bu iki şeyi yapmadığınız takdirde siz geleceğinizi kendi ellerinizle heba etmiş olursunuz. Maalesef Esenyurt bağımlılık ve kadın cinayetleriyle anılmış. Bunlar küçük de olsa reyting uğruna büyütülmüş. Hatta bazıları buraya 'Esencılıs' adını takmış. Esenyurt bunu hak etmiyor. Biz hemen bu durumu düzelteceğiz. Ayrıca bizim çevre ve ekolojiyle ilgili sorunumuz var. Dünyada kişi başına düşmesi gereken yeşil alan miktarı 10 metrekare ama burada 72 cm. Bizim bunu mutlak suretle çözmemiz lazım.
Esenyurt enlerin şehri. En büyük, en çok göç alan şehir. Mesela Esenyurt'ta 101 tane dil konuşuluyor. 81 ilden insan burada yaşıyor. Ülkenin ve dünyanın dört bir yanından buraya göç olmuş. Esenyurt küçük bir Birleşmiş Milletler gibi. Dolayısıyla ben bu bağlamda baktığımda bir medeniyetler buluşması gibi diyorum. Güzel enlerimiz de var. En çok fabrikanın olduğu yeriz. İstanbul sanayisinin yüzde 25'i Esenyurt'ta, Türkiye'nin GSMH'nın yüzde 6'sını burası karşılıyor. Fakat bu hiç gündeme gelmemiş. Bu nedenle bir 'Matematik Köyü' projem var. Burayı bir silikon vadisi haline getirmek istiyorum. İlçenin güçlü yanlarını geliştirdiğimiz takdirde zayıf yanlarını üretimi artırarak, katma değeri yüksek ürünler üreterek ortadan kaldırabiliriz."
"Gençler bizim geleceğimiz"
İlçede gençlerle ilgili de önemli projeleri hayata geçireceklerini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Özer, "Burası en fazla genç nüfusun bulunduğu bir ilçe. Ama biz gençliğimizi kahve köşelerine, bağımlılığa kurban etmeyeceğiz. Onları oradan çekip alarak hem nitelikli üretim gücü haline getireceğiz hem de istihdam edeceğiz. Eğitimlerine ve sağlıklarına da katkıda bulunacağız. Gençlerimiz bizim geleceğimiz. Kendi gençliğine sahip çıkamayanların asla bir geleceği olamaz. Ayrıca Esenyurt kadın nüfusunun en yoğun olduğu ilçelerden biri. Kadın varsa hayat vardır. Bizim kadınla ve gençlikle ilgili projelerimiz var. Bunlar bizim kırmızı çizgilerimiz. Orta Doğu ülkelerini gezdikten sonra laikliğin bizim için ne kadar önemli olduğunu gördüm. En başta kadının üretim sürecinde önü açık. O ülkelerde kadın var ama üretimde önü kapalı. Hâlbuki siz kadına olanak verirseniz o, ülkeyi ileri götürebilecek en önemli potansiyellerden biridir. Bizim bu potansiyelimiz var ama yeterince kullanamamışız. Şimdi onun önünü açacağız" şeklinde konuştu.
"Hayalim; Esenyurt'u barış ve kardeşlik şehri haline getirmek"
Esenyurt'u barış ve kardeşlik şehri haline getirmek istediğini belirten Başkan Özer şunları ekledi: "Güçlü yanlarımızı kullanarak negatif yanlarımızı kısa süre içerisinde ortadan kaldıracağız. Bu anlamda ben Esenyurt halkına hep şunu söyledim. Benim bir hayalim var; Esenyurt'u bir barış ve kardeşlik şehri haline getirmek. Çünkü Esenyurt'ta 81 ilden insan yaşıyor. Kürt var, Türk var, Alevi var, Çerkez var... Ayrıca dünyanın dört bir yanından gelmiş insanlar var. Bütün bu insanları bir barış ve kardeşlik projesi içerisinde bir araya getirirsek, bu projeyi aynı zamanda Türkiye'ye hediye edersek Türkiye'nin birikmiş sorunlarının da önünü açabiliriz. Mesela Türkiye'nin yıllardır çözülmemiş bir Kürt sorunu var. Bunun çözümünde belki de Batı'dan başlayarak Doğu'ya gidebiliriz."
"43 mahalleye kreş yapacağız"
İlçede 30 binden fazla konut mağdurunun bulunduğunu ve bu sorunların çözümüyle ilgili bir ekip oluşturduğunu söyleyen Başkan Özer, ilçenin iptal edilen imar planlarıyla ilgili çalışmalar başlattıklarını ifade etti. Başkan Özer, "Hem yapılaşmayla ilgili sorunları çözüp hem de ilçedeki sosyal projelere ağırlık vereceğiz. Mesela kreşler açacağız. İlk etapta 5 kreşle başlayacağız, sonra 43 mahallemizin de hemen hepsinde kreş açacağız. Anneler işe, çocuklar kreşe gidecek. Nüfusumuzun yüzde 15'i emekli. Onlarla ilgili yaşam evi yapacağız. Yaşlılarımızla ilgili geriatri merkezi projemiz var. Çünkü kendi yaşlısına bakmayan bir toplum kendi geleceğini kendi eliyle mahvetmiş olur" dedi.
"Üretim mekanizmalarını hayata geçireceğiz"
İlk etapta kentin öncelikli ihtiyaçlarına cevap verecek projelerin yapımına başlayacağını vurgulayan Başkan Özer, "Mesela bir aşevi projemiz var. Onu bir an önce hayata geçirip kent lokantaları açmayı planlıyorum. İnsanlar açken, karnı doymazken devlet de sosyal devlet olmaktan çıkmışken bu sosyal projeleri belediyeler yerine getirmeli. Mesela Esenkart'ımız var. Yarından itibaren Esenyurt'taki ihtiyaç sahibi vatandaşlara bunu dağıtıyoruz. Onlar bu kartla kendi ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Mesela kadınlarla ve engellilerle ilgili projelerimiz var. Kadınlarla ilgili üretim mekanizmalarını hayata geçireceğiz. Onlar ürettiklerini belediye aracılığıyla kazanca dönüştürerek ekonomik özgürlüklerini kazanacaklar. Bütün bu sosyal projeleri hayata geçirdiğimizde buradaki insanları bir nebze de olsa rahatlatacağız. Ayrıca bizim yeni doğanlara hoş geldin bebek setimiz var. Yine bizim okula giden dar gelirli ailelerin çocuklarına beslenme setimiz var. Öğrenci yurtlarımız, burslarımız ve kırtasiye yardımlarımız var. Önce belediyede kadrolarımızı oluşturup sonra da bunları hayata geçireceğiz" şeklinde konuştu.
"Kültür ve sanata çok büyük önem veriyorum"
Esenyurt'u kültür ve sanat şehri haline getireceğine dikkati çeken Başkan Özer, "Kültür ve sanata çok büyük önem veriyorum. Burayı kültür ve sanat şehri yapmak istiyorum. Bu anlamda yerel sanatçılara destek sağlayacağız. Altyapı, ulaşım, köprüler, yollar, parklarla ilgili büyük vadilerle ilgili çalışmalarımız var. Bugün 10 mahallemizde park yapılmasıyla ilgili talimat verdim. Biz aynı zamanda millî sporcular yetiştiren bir belediyeyiz. Dün Mersin'de yapılan triatlon yarışlarında dünya şampiyonu ilçemizden çıktı. Biz özellikle kentlileşmeyi sağlayabilmemiz için iki şeye önem vermek zorundayız. Biri kültür ve sanat, diğeri de spor faaliyetleri. Tesis altyapısı olarak bunu yapacağız hem de altyapıdan başlayarak şampiyonlar yetiştireceğiz. Sosyal projeleri, yeşil alan projelerini en acil projeler olarak görüyorum, hemen hayata geçireceğiz. Kültür-sanatla ilgili festivallerimizi sürdüreceğiz ve yeni festivaller yapacağız. Yani çok büyük laflar edip hiçbir şey yapmamak yerine mütevazi olup taş üstüne taş koyacağız. Esenyurt'a dokunacağız. Esenyurt'un sorunlarını kademeli olarak çözeceğiz ve Esenyurt'u 5 yıl içerisinde herkesin gururla Esenyurtluyum diyebileceği bir kent haline getireceğiz" ifadelerini kullandı.
"Daha adil daha eşitlikçi ve erişilebilir bir belediye olacağız"
İlçedeki rantçı anlayışı değiştireceklerinin altını çizen Başkan Özer şöyle devam etti: "Üretimi artırarak katma değeri yükselteceğiz. Bunu toplumsal barış içerisinde yapacağız. Yeşil bir Esenyurt, yaşanılabilir bir Esenyurt, yoksulun olmadığı bir Esenyurt yaratacağız. Kardeşlik ve barış şehri olacak burası, huzur kenti olacak. Tüm bunları kadrolarımızla yapacağız. Çalışan herkesin başımızın üzerinde yeri var, kimsenin ekmeğiyle oymayacağız. Kadrolarımızın liyakatli, disiplinli, saygılı olmasına bakacağız. Halk onun velinimetidir. Bugün git yarın gel demeyecek. Bu belediye kimsenin babasının malı değil. Belediye başkanı halkın parasıyla halka hizmet eden kişidir. Bunu bir minnet aracına dönüştüremez. Bugüne kadar sanki halka bir lütufta bulunuluyormuş gibi hizmet yapılmış. Daha adil daha eşitlikçi daha kapsayıcı ve erişilebilir bir belediye olacağız. Halkımıza üstten bakmayacağız. Tevazu içinde olacağız. Meclis üyelerimiz, başkan yardımcılarımızla sahada halkımızın yanında olacağız. Halkı ilgilendiren işlerde sıfır tolerans ile çalışacağız. Her ihtiyaçlarını karşılayacağız. Çünkü halkın belediyesiyiz. Biz halkın parasıyla halka hizmet etmeye gelen insanlarız. İki şeyin peşindeyim; birincisi halkın gönlünün profesörü olmak. İkincisi ise bu geçici dünyadan geçip giderken halkının gönlünde bir yer edinmek. Bizim burada yapacağımız hizmetler aynı zamanda Türkiye'nin yararına olacak."
"İBB ile ortak çalışmalar yürüteceğiz"
İBB ile de ortak çalışmalar yürüteceklerini belirten Başkan Özer, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na desteklerinden dolayı teşekkür ederek sözlerini şöyle sürdürdü: "İBB'de Ekrem İmamoğlu gibi vizyoner, kapsayıcı bir lider var. Bize de çok sıcak bakıyor. Dolayısıyla sayın İmamoğlu'nun da bizimle uyum içerisinde çalışması Esenyurt'a hizmet olarak akacak. Örneğin metro, Mahmutbey Esenyurt hattı var. Bu hattın hızlandırılması için elimizden geleni yapacağız. Hız-ray projesi var. Tüyap fuar alanında başlayan Esenyurt cumhuriyet Meydanı'ndan geçen, Başakşehir üzerinden 50 dakikada Sabiha Gökçen'e giden bir proje. Özelde Esenyurt'un genelde de İstanbul'un trafiğini rahatlatacak bir proje. Mesela 'Park Et Devam Et' projelerimiz var. Aracını cep otogarlarına park ederek metrobüs terminallerimizle devam edecek."
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
E5 Global Trade, Türkiye'nin Hammadde Üreticilerine Dijital İhracat Kapısını Açıyor

Dijital ticaretin yükselişe geçtiği küresel pazarda, Türkiye merkezli yeni bir platform dikkat çekiyor: E5 Global Trade.
Platformun kurucusu iş insanı Hakan Berktaş, yaptığı açıklamada hammadde üreticileri için geliştirdikleri sistemin “fabrikadan dünyaya satış” vizyonunu taşıdığını belirterek, bu girişimin yalnızca bir e-ticaret projesi değil, aynı zamanda bir ihracat devrimi olduğunu vurguladı.
Hammadde Üreticilerine Küresel Sahne
Demir, çelik, iplik, pamuk, ham deri, kauçuk, granül, kimyasal bileşikler gibi hammadde üreticilerine yönelik tasarlanan E5 Global Trade, aracısız ve doğrudan satış modeliyle dikkat çekiyor. Sistem, üreticiler ile dünyanın dört bir yanındaki potansiyel alıcıları dijital ortamda bir araya getiriyor.
Berktaş’a göre Türkiye’de binlerce hammadde üreticisi dünya pazarlarında görünmez halde:
“Bugün üretip raflara kaldıran değil, dünya pazarlarında görünür olan firmalar ayakta kalıyor. Biz bu platformla üreticilere sadece dijital bir vitrin değil, doğrudan ticaret imkânı da sunuyoruz.”
Çok Dilli Destek, Dijital Fuar, Otomatik Eşleşme
E5 Global Trade, klasik B2B platformlarının ötesinde birçok yenilikçi özellikle geliyor:
-
Otomatik çeviri ile çok dilli iletişim
-
SEO uyumlu görünürlükle hammadde bazlı kategori desteği
-
Ücretsiz üyelik ve fiyat/teklif sistemi
-
Taşeronluk ve ortak üretim taleplerine açık altyapı
-
7/24 açık dijital fuar konsepti
Bu özellikler, özellikle KOBİ’ler için büyük ihracat kapasitelerine ulaşma fırsatı yaratıyor.
“Fiziksel Sınırları Değil, Dijital Fırsatları Konuşmalıyız”
Berktaş’ın sözleri, Türkiye’de ihracatçıların karşılaştığı en büyük soruna da ışık tutuyor:
“Artık dünya ticaretinde sınırlar fiziki değil, dijital yetenekle belirleniyor. Bir KOBİ’nin Brezilya’daki alıcıya ulaşması yalnızca birkaç tık uzağında.”
E5 Global Trade, bu bakış açısıyla Türkiye'nin hammadde gücünü uluslararası sahneye taşımayı hedefliyor.
📌 Daha fazla bilgi ve üyelik için: www.e5globaltrade.com
İstanbul Halkının Çoğunluğu Kanal İstanbul Projesine Karşı

İstanbul Planlama Ajansı tarafından yapılan bir anket, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Kanal İstanbul Projesi’ne yönelik kamuoyu algısını ortaya koydu. Ankete katılanların çoğunluğu projenin hayata geçirilmesine karşı çıktı.
Kamuoyu Algısı Net: Çoğunluk Karşıda
Anket sonuçlarına göre, İstanbul halkının %77'si Kanal İstanbul Projesi'ni desteklemiyor. Projeye karşı çıkanların oranı, destekleyenlerin oranından oldukça yüksek. Bir kısmı ise projeye ne destek veriyor ne de karşı çıkıyor.
Nötr ve Destekleyenler
Anket katılımcılarının %3'ü ne destekliyor ne de desteklemiyor şeklinde bir görüş belirtirken, sadece %19'u projeyi desteklediğini ifade etti.
Anketin Kaynağı
Bu veriler, İstanbul Planlama Ajansı tarafından yürütülen bir anket çalışması sonucunda elde edildi. Anketin detaylı sonuçları ilerleyen günlerde kamuoyuyla paylaşılacak.
Kadıköy'de Hayatını Kaybeden 15 Yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzinin Olayıyla İlgili Bilirkişi Raporu Açıklandı

İstanbul Kadıköy'de bıçaklanarak hayatını kaybeden 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzinin ölümüne ilişkin güvenlik kamerası görüntüleriyle ilgili bilirkişi raporu tamamlandı. Raporda, tutuklu bulunan BB ve UB'nin yanı sıra, olay yerinde birlikte hareket ettikleri belirlenen 2 kişinin daha olduğu tespit edildi. Bu gelişme, olayın aydınlatılmasına yönelik soruşturmanın önemli bir aşamasını oluşturuyor.
Bilirkişi Raporunun Detayları ve Güvenlik Kamerası Görüntüleri
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Kadıköy'de 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzinin hayatını kaybettiği olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürütüyordu. Soruşturma kapsamında, olay yerindeki güvenlik kamera kayıtları bilirkişi incelemesine gönderildi. Hazırlanan bilirkişi raporunda, tutuklu BB ve UB'nin yanı sıra, olay anında ikisinin de yanında bulunan ve birlikte hareket ettikleri belirlenen 2 kişinin daha olduğu ifade edildi. Raporda, bu 2 kişinin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmaların devam ettiği belirtildi.
Soruşturma Süreci ve Son Gelişmeler
Olay, geçtiğimiz günlerde Kadıköy'de meydana gelmişti. BB ve UB, Minguzzini bıçakladıkları gerekçesiyle tutuklanmıştı. Güvenlik kamerası görüntülerinin incelenmesiyle, olayın şüphelilerinin yanında başka kişilerin de olduğu tespit edilmişti. Bu durum, olayın planlı mı yoksa anlık bir olay mı olduğu sorusunu beraberinde getirdi. Soruşturma kapsamında, şüphelilerin ifadeleri ve toplanan deliller doğrultusunda, olayın tüm detaylarının ortaya çıkarılması hedefleniyor.
Olayın Ardından
Mattia Ahmet Minguzzinin ölümü, Türkiye'de büyük yankı uyandırmıştı. Ailesi ve arkadaşları tarafından derin üzüntüyle anılan genç, sosyal medyada da geniş bir kitle tarafından hatırlanıyor. Yetkililer, olayın aydınlatılması için tüm gücünü seferber ederken, kamuoyunun da konuya hassasiyetle yaklaşması bekleniyor.
- Güvenlik kamerası görüntülerine göre, tutuklu BB ve UB'nin yanında 2 kişinin daha olay yerinde olduğu belirlendi.
- Bu 2 kişinin kimliklerinin belirlenmesi için çalışmalar devam ediyor.
- Olayın planlı mı yoksa anlık mı gerçekleştiği soruşturma devam ettiği için henüz net değil.
Kanal İstanbul Projesi'ne İlişkin Açıklama

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Kanal İstanbul projesiyle ilgili son açıklamasında projeden vazgeçilmediğini, ancak şu an için öncelikli bir gündem maddesi olmadığını belirtti. Uraloğlu, projenin doğru finansman kaynakları bulunduğunda mutlaka hayata geçirileceğini ifade etti.
Projenin Geçmişi ve Mevcut Durumu
Kanal İstanbul, Türkiye'nin İstanbul'un kuzeyinde yer alacak, Marmara Denizi ile Karadeniz'i birbirine bağlayacak yapay bir su yolu projesidir. Projenin amacı, İstanbul Boğazı'ndaki yoğunluğun azaltılması ve alternatif bir ulaşım hattı oluşturulmasıdır. Ancak, projenin çevresel etkileri, maliyeti ve fizibilitesi gibi konular nedeniyle uzun süredir tartışma konusu olmaktadır.
Projenin başlangıçta hedeflenen amacı, yılda yaklaşık 150 geminin Boğaz geçiş trafiğini azaltarak hem deniz ulaşımının verimliliğini artırmak hem de Boğaz'ın çevresel hassasiyetini korumaktır.
Bakan Uraloğlu'nun Açıklamaları
Bakan Uraloğlu, Kanal İstanbul projesinin şu an için öncelikli bir gündem maddesi olmadığını, ancak projenin tamamen rafa kaldırılmadığını vurguladı. Uraloğlu'nun açıklamaları şu şekilde: "Bugün gündemimizde değil ama günü geldiğinde doğru finansmanı bulduğumuzda mutlaka yapacağız."
Ekrem İmamoğlu: “Telef Ettiklerinizi Millet Unutmaz”

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarına sosyal medya üzerinden sert bir yanıt verdi. Erdoğan’ın sözlerini “Türk siyasi tarihinin en dehşet verici itiraflarından biri” olarak niteleyen İmamoğlu, “Artık ağzındaki baklayı çıkardın” ifadelerini kullandı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, isim vermeden kendisini hedef aldığı düşünülen “telef oldular, telef olacaklar” açıklamasına yazılı bir açıklamayla karşılık verdi. İmamoğlu, Cumhurbaşkanı'nın bu sözlerinin yalnızca bir adaya değil, milyonlarca seçmene ve millete yönelik bir tehdit olduğunu belirtti.
İmamoğlu’nun açıklamasında şu çarpıcı ifadeler yer aldı:
“Cumhurbaşkanının ‘telef oldunuz, telef olacaksınız’ sözü, Türk siyasi tarihinin en dehşet verici itiraflarından biridir. Erdoğan, rakiplerini saf dışı bırakmak için her yolu denediğini ve deneyeceğini açıkça ilan etmiştir.”
“Telef Edilen, Bu Ülkenin Değerleridir”
İmamoğlu açıklamasında, esas telef olanın halkın yaşamı, demokrasinin temelleri ve ekonominin kendisi olduğunu vurguladı. İşte dikkat çeken diğer ifadeleri:
“Telef olan Türk ekonomisidir, iştir, aştır, ekmektir. Telef olan demokrasi ve hukuktur. Telef olan, emeklisinden çiftçisine kadar milyonlarca insanın hayatıdır.”
Açıklamasında geçmişte AK Parti’ye destek veren kesimleri de unutmayan İmamoğlu, şu sözlerle seslendi:
“Telef olan; ‘milletin hizmetkârı’ diyerek yola çıkıp bir kenara atılan Ak Partili kadrolardır. Telef olan, her musibete rağmen Erdoğan’ı yıllarca sırtlayan Ak Partili seçmenin umutlarıdır.”
“Ne Telef Olacağız, Ne de Kimseyi Telef Edeceğiz”
İmamoğlu, sözlerinin sonunda umutlu bir mesaj vererek, Erdoğan’ın bu “kötücül aklının” ülkeye verdiği zararın farkında olduklarını ifade etti ve şu ifadelerle açıklamasını tamamladı:
“Allah’ın izni, milletin desteğiyle ne telef olacağız, ne de kimseyi telef edeceğiz. Bu ülkeyi bu zihniyetten kurtarıp, birlikte düze çıkaracağız.”
Ali Yerlikaya: 1 Mayıs’ta 409 Kişi Gözaltına Alındı

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kapsamında ülke genelinde düzenlenen etkinliklerde toplam 409 kişinin gözaltına alındığını açıkladı.
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 1 Mayıs 2025 tarihinde 78 ilde 286 binden fazla vatandaşın katılımıyla toplam 212 etkinlik düzenlendiğini belirtti. Yerlikaya, İstanbul'da 407, Tokat'ta 1 ve Van'da 1 kişi olmak üzere 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet nedeniyle toplam 409 kişinin gözaltına alındığını bildirdi.
Yerlikaya açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Taksim Meydanı’na çelenk sunma ve Kazancı Yokuşu’na karanfil bırakma etkinliği kapsamında 13 sendikanın öncülüğünde 817 kişinin katılımıyla 13 farklı etkinlik gerçekleştirildi. 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nün güvenli bir şekilde geçmesi adına ülke genelinde 122 bin 777 polisimiz görev yaptı. Büyük bir özveriyle çalışan tüm güvenlik güçlerimize teşekkür ediyorum."
CHP'den İmamoğlu İçin 50 Bin Kişilik Seferberlik: Sandık Temsilcileri Sahaya İniyor

CHP'den İmamoğlu İçin 50 Bin Kişilik Seferberlik: Sandık Temsilcileri Sahaya İniyor
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), tutuklu yargılanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için kapsamlı bir saha kampanyasına hazırlanıyor. Parti, 15 Mayıs Perşembe günü Marmara Cezaevi önünde yapılacak imza seferberliği kapsamında 50 bin 521 mahalle temsilcisini sahaya indiriyor.
Her Sandığa Bir Sorumlu: İmamoğlu İçin İmza Toplanacak
CHP’li kurmayların aktardığına göre, partinin seçim hazırlıkları çerçevesinde bu hafta sonuna kadar Türkiye genelindeki 191 bin sandık için asil ve yedek sorumlular da belirlenecek. 15 Mayıs’tan itibaren sahaya inecek temsilcilerin ilk görevi, Ekrem İmamoğlu’nun serbest bırakılması için başlatılan imza kampanyasını hızlandırmak olacak.
Her sandık sorumlusu kendi bölgesindeki seçmenlerle birebir görüşerek imza toplayacak, bu imzalar mahalle temsilcileri aracılığıyla genel merkeze ulaştırılacak.
Erken Seçim Talebi Artıyor
CHP kaynaklarına göre, halk arasında erken seçim isteği ciddi şekilde yükselişte. Parti kurmayları, geçtiğimiz yıl %17 civarında olan erken seçim talebinin, 31 Mart seçimlerinden sonra %69 seviyesine ulaştığını belirtiyor. CHP, bu halk talebine siyasi önderlik etmeye hazır olduklarını vurguluyor.
Seçim Tatbikatı Sonbaharda
CHP, bu süreçte sadece sandık organizasyonlarıyla yetinmiyor. Parti programı, hükümet vizyonu ve Cumhurbaşkanı adayı dahil tüm hazırlıkların yapıldığı ifade edildi. Sonbaharda bir seçim tatbikatı planlanırken, seçim sonrası sürece dair yönetim kadrosu ve programlarının da hazır olduğu belirtildi.
Özgür Özel'den Yozgatlı Çiftçilere Destek
CHP lideri Özgür Özel, İmamoğlu’na destek protestolarına traktörleriyle katılan Yozgatlı çiftçilere kesilen park cezalarını ödeyerek dikkat çekti. CHP Yozgat İl Başkanlığı’nın takibinde yürütülen süreçte, ilk etapta 11 cezanın Özel tarafından ödendiği, diğer cezaların da tebliğ edildikçe ödeneceği açıklandı.
Sıradaki Miting Konya’da
CHP’nin “Millet İradesine Sahip Çıkıyor” mitinglerinin bir sonraki adresi Konya. 4 Mayıs Cumartesi günü saat 14.00’te Kılıçarslan Kent Meydanı’nda düzenlenecek mitingde, yine Ekrem İmamoğlu’na özgürlük çağrısı yapılacak. Mitingde su sorunu yaşayan çiftçiler, kamyoncular ve TIR şoförlerinin sıkıntılarına dikkat çeken mesajların verilmesi
Kaynak:odatv
TÜİK Açıkladı: 2025 Yılı İlk Çeyrekte Turizm Geliri %5,6 Arttı

İşte TÜİK’in açıkladığı 2025 yılı
TÜİK Açıkladı: 2025 Yılı İlk Çeyrekte Turizm Geliri %5,6 Arttı
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2025 yılı Ocak-Mart dönemine ait Turizm İstatistiklerini yayımladı. Buna göre, yılın ilk üç ayında turizm geliri geçen yılın aynı dönemine göre %5,6 artarak 9 milyar 451 milyon 244 bin dolar olarak gerçekleşti.
Kişisel Harcamalar Önde
Ziyaretçilerden elde edilen gelirin 9 milyar 323 milyon 872 bin doları doğrudan ziyaretçilerin harcamalarından, 127 milyon 373 bin doları ise transfer yolcuların katkısından oluştu. Ziyaretçilerin harcamalarının %23,6'sını yurt dışında ikamet eden Türk vatandaşları yaptı.
Harcamaların 8,1 milyar doları kişisel harcamalar, 1,2 milyar doları ise paket tur harcamaları oldu.
Ziyaretçi Sayısı %1,2 Arttı
Türkiye'yi ziyaret eden kişi sayısı ise bir önceki yılın aynı dönemine göre %1,2 artışla 9 milyon 121 bin 152 kişiye yükseldi. Bu kişilerin 2 milyon 219 bin 38’i, yurt dışında ikamet eden vatandaşlardan oluştu.
Bu dönemde geceleme yapan yabancı ziyaretçilerin gecelik ortalama harcaması 99 dolar, yurt dışı ikametli Türk vatandaşlarının ise 67 dolar olarak kayıtlara geçti.
Harcamalar En Çok Yeme-İçme ve Ulaştırmaya
Turizm gelirinin harcama türlerine göre dağılımında, yeme-içme %24,7, uluslararası ulaştırma %15,9 ve paket tur harcamaları %13,1 pay aldı. Geçen yılın aynı dönemine göre paket tur harcamaları %20,8, yeme içme harcamaları %15,7 ve iç ulaştırma harcamaları %8,9 arttı.
Turistlerin Yarısı Türkiye’ye Eğlenmeye Geliyor
Ziyaretçilerin %52,5’i "gezi, eğlence, sportif ve kültürel faaliyetler" amacıyla Türkiye’ye geldi. Bunu %26,7 ile "akraba ve arkadaş ziyareti", %10,3 ile "alışveriş" izledi. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının %65,7’si ise en çok “akraba ve arkadaş ziyareti” amacıyla Türkiye’ye geldi.
Turizm Gideri %37,6 Arttı
Yurt dışında ikamet eden vatandaşların Türkiye dışı seyahatleri de artış gösterdi. 2025 yılı ilk çeyrekte turizm gideri %37,6 artarak 2 milyar 448 milyon 212 bin dolara ulaştı. Bunun 1 milyar 907 milyon doları kişisel, 541 milyon doları ise paket tur harcamaları oldu.
Yurt Dışına Çıkışlar Arttı
Yurt dışına çıkan Türk vatandaşlarının sayısı da %6 artışla 2 milyon 596 bin 225 kişiye ulaştı. Kişi başı ortalama harcama ise 943 dolar olarak
Sahte Boşanmayla Yetim Aylığı Alanlara Büyük Şok: 9 Bin Kişi Tespit Edildi, Maaşlar Faiziyle Geri İstenecek!

Türkiye’de sosyal güvenlik sistemini kötüye kullananlara karşı yürütülen geniş çaplı denetimler sonuç verdi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, yaptığı açıklamada, sahte boşanma yoluyla yetim aylığı alarak devleti zarara uğratan 9 bin kişinin tespit edildiğini duyurdu.
Bu kişilerden 7 bin 400'ü hakkında adli ve mali işlem başlatıldı. Haksız yere alınan maaşların faiziyle birlikte geri ödenmesi için çalışmalar hızlandırıldı.
Sahte Boşanma Nedir, Nasıl Yapılıyor?
Mali müşavir İsmet Çetinkaya'nın verdiği bilgiye göre, sahte boşanma; resmi olarak boşanmış görünmesine rağmen fiilen evliliğin sürdürülmesi ve bu yolla yetim aylığı gibi sosyal haklardan haksız şekilde yararlanılması anlamına geliyor.
Özellikle dul kalan kadınlar, vefat eden ebeveynlerinden maaş alabilmek amacıyla mahkeme kararıyla boşanıp, boşandıkları eşleriyle aynı evde yaşamaya devam ediyorlar.
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ise yapılan ihbarlar doğrultusunda çevre taramaları, adres kontrolleri ve mali incelemelerle bu tür sahte boşanmaları tespit ediyor.
Faiziyle Geri Alınacak: Sahte Boşanmanın Cezası Ne?
Tespit edilen sahte boşanmalarda alınan maaşlar faiziyle birlikte geri isteniyor.
Uygulanan cezai işlemler şu şekilde işliyor:
-
Haksız yere alınan tüm maaşların ana parası ve faiziyle birlikte iadesi isteniyor.
-
Haksız şekilde faydalanılan sağlık hizmetlerinin de bedeli talep ediliyor.
-
Ödeme yapılmaması durumunda kişilerin mal varlıklarına haciz uygulanıyor.
-
Savcılığa suç duyurusunda bulunularak dolandırıcılık suçlamasıyla adli süreç başlatılıyor.
9 Bin Kişi Belirlendi, 7.400'üne Soruşturma Açıldı
Bakan Vedat Işıkhan’ın açıklamasına göre, SGK denetimleri sonucu sahte boşanmayla yetim aylığı aldığı belirlenen 9 bin kişi tespit edildi.
Bu kişilerden 7 bin 400'ü hakkında hukuki işlem başlatıldı. Haksız alınan ödemelerin tahsili için ise hızla işlemler sürdürülüyor.
Adalet Bakanlığı ile koordineli şekilde yürütülen süreçte, dolandırıcılık ve kamu zararına sebebiyet verme suçlarından da ceza davaları açılması bekleniyor.
Ev Kadınlarına Erken Emeklilik Müjdesi
Öte yandan Bakan Işıkhan, ev kadınlarına yönelik emeklilik kolaylığı getirecek düzenlemelerin de sürdüğünü duyurdu.
Yeni düzenlemeye göre:
-
Ev kadınları isteğe bağlı sigorta ile prim ödeyebilecek.
-
5400 gün prim ve 61 yaş şartıyla emeklilik imkânı tanınacak.
-
Prim ödemelerinin üçte biri devlet tarafından karşılanacak.
Bu düzenleme ile özellikle evde çalışan kadınların sosyal güvenceye daha kolay erişmesi hedefleniyor.
Devlet Bahçeli: “CHP Kriz, Kavga ve Kaosun Adıdır”

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son grup toplantısında ve yazılı açıklamalarında, Türkiye'nin karşı karşıya olduğu iç ve dış tehditlere dikkat çekerek, özellikle CHP'nin politikalarını ağır bir dille eleştirdi.
Bahçeli, ülkenin güvenliğini, istikrarını ve sosyal barışını hedef alan kampanyalara karşı milletin uyanık olması gerektiğini vurguladı.
"Türkiye, her cepheden tehdit edilmektedir. CHP, kriz, kavga ve kaosun merkezine dönüşmüştür." sözleriyle sert çıktı.
"Dalga Boyu Yüksek Münakaşalar Türkiye’yi Karıştırmak İstiyor"
Devlet Bahçeli konuşmasının başında, toplumun sinir uçlarını hedef alan kasıtlı kışkırtmaların arttığına dikkat çekerek şöyle dedi:
"Dalga boyu yüksek münakaşalarla, dibi bulunmayan münasebetsizliklerle, Türkiye’de güven ve istikrar ortamı kundaklanmak istenmektedir. Sistemli ve gayri ahlaki taktiklerle karışıklık çıkarılmaya çalışılmaktadır."
Bahçeli, özellikle dış güçler tarafından yönlendirilen içerideki unsurların aktif hale geçtiğini ve ülkenin huzuruna kastettiklerini ifade etti.
"Türkiye’nin Egemenlik Haklarına CHP Kafa Tutuyor"
Bahçeli, tehditlerin artık aleni bir boyuta ulaştığını ve Türkiye’nin egemenlik haklarının hedef alındığını belirterek, CHP’yi açıkça suçladı:
"Bu tehdit alçaktır, ahlaksızdır. Kanun tanımayan, demokratik erdemleri takmayan bir güruh devletin egemenlik haklarına fütursuzca kafa tutmaktadır."
Cumhuriyet Halk Partisi’ni "provokasyon partisi" olarak tanımlayan Bahçeli, CHP’nin milli değerleri çiğnediğini ileri sürdü.
"CHP, Türkiye’nin Kaynayan Kazanıdır"
Bahçeli, CHP'nin mevcut yönetimini hedef alarak şu ifadeleri kullandı:
"CHP, kanayan yaradır, kaynayan kazandır, kaybolan zamandır. Doğru ile yanlış, helal ile haram, haysiyet ile habaset yer değiştirmiştir. CHP’de sapla saman karışmıştır."
Bu açıklamasıyla Bahçeli, CHP yönetiminin değer erozyonuna uğradığını, milli ve manevi değerlerden koptuğunu savundu.
"Türkiye’nin İç ve Dış Cephede Beş Ana Gündemi Var"
Bahçeli, Türkiye’nin şu anda beş büyük meseleyle karşı karşıya olduğunu belirterek bu gündemleri sıraladı:
1. Terörsüz Türkiye Hedefine Karşı Direnç
Bahçeli, CHP’nin ve yanında hizalanan partilerin terörün sona ermesinden rahatsızlık duyduğunu iddia etti:
"CHP ve şürekası terörsüz bir Türkiye’den rahatsızdır. Terör başka, Kürt kardeşlerimiz başkadır. Bu ayrımı yapmayanlar vatan hainidir."
Özgür Özel’in Mersin’de yaptığı konuşmayı da "fitne" olarak nitelendirdi.
2. Gazze ve Filistin’deki Soykırıma Karşı Türkiye’nin Duruşu
Bahçeli, İsrail’in Gazze’de gerçekleştirdiği katliamlara değinerek, Türkiye'nin Filistin’in yanında olduğunu belirtti:
"Türkiye, mazlum Filistin halkının yanındadır. Gazze'de yapılan soykırıma sessiz kalmayacağız."
Bahçeli, CHP’yi Gazze konusunda yeterli duyarlılığı göstermemekle suçladı.
3. Türkiye’yi Karıştırmak İsteyen Sosyal ve Ekonomik Provokasyonlar
Ekonomik sorunların siyasal provokasyonlara dönüştürülmek istendiğine dikkat çeken Bahçeli, şunları söyledi:
"Ekonomide inişler çıkışlar normaldir. Ancak CHP ve işbirlikçileri, sokakları karıştırmak için fırsat kollamaktadır."
Türkiye’nin bu provokasyonları aşacak güçte olduğunu belirtti.
4. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ndeki Yolsuzluk İddiaları
Bahçeli, İBB yönetimini çok sert ifadelerle eleştirdi:
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni saran rüşvet ve yolsuzluk skandalları Türk milletinin gözünden kaçmamaktadır. CHP’nin maskesi düşmüştür."
Özellikle Ekrem İmamoğlu’nun lüks otellerde gizli toplantılar yapmasını ve kamu kaynaklarının kötüye kullanılmasını sert dille kınadı.
5. İstanbul ve Deprem Gerçeği
Marmara Denizi’nde yaşanan son depreme de değinen Bahçeli, İstanbul’un geleceğine sahip çıkılması gerektiğini vurguladı:
"İstanbul gözbebeğimizdir. Cumhur İttifakı, İstanbul’u depreme dayanıklı hale getirecek. Cumhuriyetimizin gözbebeği olan bu şehir sahipsiz değildir."
Kentsel dönüşüm konusunda CHP’li belediyeleri eleştirdi ve İstanbul halkına güvence verdi.
"Yeni Bir Dünya Kurulurken Türkiye Lider Ülke Olacak"
MHP Lideri Devlet Bahçeli, açıklamasının sonunda Türk milletine moral vererek şunları söyledi:
"Yeni bir dünya kuruluyor. Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizde sapma yoktur. CHP gibi kriz, kavga ve kaos üreten yapılar bu kutlu yürüyüşte yer alamayacaktır."
Bahçeli, Türkiye'nin küresel güç olma yolunda ilerlediğini ve Türk milletinin bahtının açılacağını vurguladı.
İlk Yorum yapan siz olun!