Türkiye, Arap Birliği Zirvesi'nde Alınan Filistin Kararlarını Olumlu Buldu Bahreyn'in başkenti Manama'da gerçekleşen 33. Arap Birliği Zirvesi'nde Filistin ile ilgili alınan kararlar, Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından memnuniyetle karşılandı. Bakanlık tarafından yapılan yazılı açıklamada, Bahreyn Deklarasyonu'nda belirtilen Filistin'le ilgili kararların İsrail'in Gazze'de devam eden şiddetini sonlandırma ve Filistin sorununa kalıcı bir çözüm getirme konularında önemli katkı sağlayacağına inanıldığı belirtildi.

Arap Birliği'nin Filistin Kararı Türkiye Tarafından Memnuniyetle Karşılandı

Uluslararası Toplumun Somut Katkıları Bekleniyor
Ayrıca, Bakanlık açıklamasında, bu kararların uygulanması sürecinde Birleşmiş Milletler ve uluslararası toplumdan somut katkılar sunulmasının beklendiği dile getirildi. Zirve sonrasında Bahreyn Kralı ve Arap Birliği Genel Sekreteri tarafından düzenlenen basın toplantısında, Gazze'de başlatılması gereken acil ateşkes ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasına yönelik uluslararası barış konferansı çağrısı yapıldığı bildirildi.


 Gazze'deki Saldırılar Kınandı
Üye ülke liderlerinin de zirve sonuç bildirgesinde İsrail'in Gazze'deki "acımasız saldırılarını" ve uluslararası hukuku ihlallerini şiddetle kınadığı ifade edildi. Gazze'de sivillerin ve sivil tesislerin hedef alınması, kuşatma politikaları, açlık ve zorla yerinden edilmeler gibi konularda gösterilen tepkiler vurgulandı.



 İsrail'in Refah Saldırıları Tepki Çekti

Liderler, ayrıca İsrail'in yapılan saldırıların 1 milyon mülteciye ev sahipliği yapan Refah'a kadar ulaşması ve bunun beraberinde getirdiği insani felaketi kınadı. Refah Sınır Kapısı'nın İsrail güçleri tarafından ele geçirilmesi ve buna bağlı olarak insani yardım akışının durmasına yönelik tepkiler de dile getirildi.


 İki Devletli Çözüm Çağrısı ve BM'nin Rolü

İki devletli çözüm hayata geçirilene kadar, işgal altındaki Filistin topraklarına Birleşmiş Milletler Geçici Görev Güçlerinin konuşlandırılması çağrısında bulunan liderler, Filistin'in Birleşmiş Milletler'e tam üyeliğinin ve bu yöndeki adımların atılmasının önemine işaret etmişler. Bu sorumluluğun Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne ait olduğunu vurgulamışlardır.