Merhaba sevgili Arka Haber okurları! Bugün sizlere tarım ve hayvancılığın kalbinin attığı, Bursa'nın gözde ilçelerinden biri olan Mustafakemalpaşa'dan sesleniyorum. Bursa denince akla gelen tarım ve hayvancılık faaliyetleri, bu bölgede uzun yıllardır köklü bir şekilde devam ediyor. Bursa’nın verimli toprakları, iklimi ve geleneksel üretim yöntemleri sayesinde Mustafakemalpaşa ilçesi, tarım ve hayvancılık alanında Türkiye’nin önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir. İlçe halkı, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık ile geçimini sağlarken, özellikle sütün kalitesi ve hayvanlardan elde edilen etin lezzetiyle ünlüdür. Bunun yanı sıra, tarımsal üretimde de birçok farklı ürün yetiştirilmektedir. Zeytin, buğday, mısır ve sebze üretimi, ilçenin ekonomisine önemli katkılar sağlamaktadır. Bölgedeki tarımsal üretim kooperatifleri, üreticilere destek sağlamak ve üretimin sürdürülebilirliğini artırmak amacıyla önemli çalışmalar yapmaktadır. Bugün sizlere bu kooperatiflerden biri olan Mustafakemalpaşa ve Çevre Köyleri Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Tarımsal Kalkınma Kooperatifi bahsedeceğiz ve tam 24 yıldır bu kooperatifin başkanlığını yapan Kadir Kumsal ile gerçekleştirdiğimiz röportajı paylaşıyorum.
.jpg)
BURSA/MUSTAFAKEMALPAŞA (GÖRÜNTÜLÜ RÖPORTAJ)
NİLGÜN'CE SOHBETLER
RÖPORTAJ:NİLGÜN EGE
Nilgün Ege: Merhaba sevgili başkanım, bizi burada
misafir ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Kooperatifinizin çalışmaları
hakkında konuşacağız ama öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Kadir Kumsal: Ben Kadir Kumsal. Mustafakemalpaşa
doğumluyum, köyümüzde büyüdüm ve yıllarca yer altında maden işçiliği yaptım.
Emekli olduktan sonra hayvancılıkla ilgilenmeye başladım. Aslında hayvancılık
bizim ailemizde çocukluktan gelen bir uğraş. 24 yıldır da kooperatif başkanlığı
görevini sürdürüyorum.
Nilgün Ege: 24 yıldır kooperatif başkanısınız ve
hayvancılıkla iç içesiniz. Dünden bugüne hayvancılık nasıl değişti? Çifçiler ve
üreticiler ne durumda?
Kadir Kumsal: Maalesef dünden bugüne hayvancılık ve
tarımda çok büyük değişiklikler oldu ve çok geriye gittik. Öncelikle dış ülkeler
bize tuzak kurdu ormanların doğal bakıcısı olan keçiyi ormanın düşmanı gibi
gösterip bizim yetkilileri kandırarak keçiyi bitirdiler. Keçiyi bitirmek ile
orman yangınları çoğalttık. Eskiden keçi, tarımın ve hayvancılığın önemli bir parçasıydı
ormanların doğal bakıcısı ve bağ makasıydı. Keçi besiciliğinin kaldırılması hem ekonomiyi
hem de doğayı olumsuz etkiledi. Keçi sütü anne sütünden sonra gelir ve peyniri
sağlık açısından çok kıymetlidir. Bugün keçi sütünden üretilen birçok ürünün
iyileştirici etkileri var, insanlar şifa buluyor.
SİYASİ İRADE
Nilgün Ege: Peki dış ülkeler bizim yetkilileri kandırdı
diyorsunuz. Bizim yetkililer keçinin ve keçi sütünün değerli olduğunu bilmiyorlar
mıydı?
Kadir Kumsar: Kitapta okumakla olmuyor. Bu memlekette
kim milletvekili oluyor. Yüzde seksen avukatlar, fabrika sahiplerinin çocukları
parası olan milletvekili oldun. Siz hiç gördünüz mü çiftçiden köylüden milletvekili
olanı, ben görmedim. Ve tabandan gelmeden insanın ve hayvanın değerini
bilemezsin. Milletvekili çıkartıyoruz yatır parayı milletvekili ol deniliyor bu
memlekette. Milletvekili olmak için vekiller bir yatırıp vekil olduktan sonra
bin geri alıyorlar. Gördük dezenfektan firmalarını her kanal göstermiyor ama
bazı kanallar gösteriyor. Bütün milletvekillerine sesleniyorum; ’siz
çalışan işçinin sırtından işçinin alın terinden vekil oldun sen o işçi için ne
yapıyorsun o koltukta neden oturuyorsunuz?.. Buradan yine Efkan Ala ’ya
da sesleniyorum. Diş hastanesinin açılışına geldi birçok sözler verdi, tarımı iyileştireceğiz
dediği için oy attık ama yine bizi kandırdı. Telefon numarasını da kendi verdi
o zaman bana, en az on sefer aradım kendisini maalesef bir kere bile dönüş
yapmadı.’’
TARIMSAL ÜRETİMDE KARŞILAŞILAN ZORLUKLAR
Nilgün Ege: Peki başkanım, sadece hayvancılık
değil, tarımda da ciddi sıkıntılar yaşandığını biliyoruz. Tarımsal üretimde
hangi zorluklarla karşı karşıya kalınıyor?
Kadir Kumsar: Tarımda en büyük sorun maliyetlerin
sürekli artmasıdır. Örneğin, bir dönüm tarlada domates yetiştirmenin maliyeti
25 bin lirayı buluyor. Ancak çifçi, mahsulünü 18 bin liraya satabiliyor.
Aradaki fark, çiftçiyi borca sürüklüyor. Traktörüne, tarlasına el konulma
riskiyle karşı karşıya kalıyorlar. Özellikle büyük tarla sahipleri için bu
durum daha da ağır. Bankalara olan borçlar, mazot ve gübre fiyatlarındaki
artışlar çiftçiyi ciddi anlamda zorluyor. Örneğin domates ekimi maliyetli bir
iş ama kazancı beklenenin çok altında kalıyor. Çifçi borçlarını ödeyemez hale
geldi, traktörüne, tarlasına el konulma tehlikesiyle karşı karşıya şu an.
Şu an maliyetler oldukça yüksek ve yem fiyatları, nakliye
masrafları, elektrik gibi giderler sürekli artıyor. Bugün bir inek kesimi
yaptığımızda maliyeti 360 TL’yi buluyor. Bu maliyeti karşılamak için üretici
ciddi şekilde zorlanıyor. Eskiden daha uygun fiyatlara kıyma satardık, ama
bugün aynı kıyma 500 TL’nin altında satılamıyor.
Bu sorunlar sadece maliyetlerle sınırlı değil, aynı zamanda
ürünlerin piyasada değerinde satılamaması da büyük bir problem. Domates, biber
gibi ürünler maalesef pazarlarda hak ettiği değeri bulamıyor. Maalesef ki2024
yılı çifçinin ÖLÜM YILDÖNÜMÜ olmuştur.
Nilgün Ege: Başkanım birazda sütten konuşalım. Biraz
önce antibiyotikli sütleri tanklara almıyoruz ve bu sütler sokağa gidiyor
dediniz. Biz antibiyotikli sütü nasıl anlarız ve antibiyotikli sütten kaynaklı
brusella hastalığı nedir?
Kadir Kumsar: Antibiyotikli süt bizim geleceğimizi yok ediyor. Yine buradan sesleniyorum üreticilerimize antibiyotikli sütü vermesinler döksünler dökmeye kıyamıyorlarsa bize getirsinler parasını biz ödeyelim ve biz dökelim...
Brucella hastalığına gelince de genellikle brucella bakterisi nedeniyle ortaya çıkar ve genellikle enfekte hayvanlardan (özellikle sığır, koyun, keçi) insanlara geçer. Antibiyotikli süt, bu bakterinin varlığına işaret eder; eğer süt, uygun şekilde işlenmezse ve bakteriyi taşıyorsa, insanlarda brusella hastalığına yol açar bu hastalık, ateş, terleme, baş ağrısı ve kas ağrılarla kendini gösterir. Antibiyotikli sütlerin tüketimi bu tür riskler taşıdığından, sağlıklı ve güvenilir süt tedarikine ve sokaktan alınan sütlere çok dikkat etmek gerekir. Bu yüzden tanıdık güvenilir yerden süt almak önemlidir.
Nilgün Ege: Peki bu zor durumdan çıkış yolu nedir sizce?
Kadir Kumsal: Tarım ve hayvancılığın sürdürülebilir
olması için daha fazla destek şart. Çiftçinin emeği karşılık bulmalı,
maliyetler düşürülmeli. Ayrıca üretici ile tüketici arasında adil bir denge
kurulmalı ki hem çiftçi hem de tüketici zarar görmesin.
ÜRETİCİ VE TÜKETİCİ ARASINDAKİ BAĞ
Nilgün Ege: Tüketici açısından durumu nasıl
değerlendiriyorsunuz? Artan fiyatlar, tüketiciye nasıl yansıyor?
Kadir Kumsar: Tüketiciyi korumak da üreticiyi korumak
kadar önemli. Çünkü tüketici olmazsa üretici de olmaz. Ancak bugün emekli maaşı
13 bin lira olan bir vatandaş, nasıl geçinsin? Aynı şekilde asgari ücretle
çalışan bir aile, bu fiyatlarla nasıl alışveriş yapsın? Burada önemli olan
dengeyi kurmak ve hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyacak bir sistem
geliştirmek. Üreticinin kazandığı, tüketicinin de ulaşılabilir fiyata kaliteli
ürün alabildiği bir yapı kurulmalı.
SİYASİ İRADE VE ÇİFTÇİLERİN TALEPLERİ
Nilgün Ege: Bu durumda çiftçilerimizin talepleri neler?
Devletten ya da siyasilerden nasıl bir destek bekliyorlar?
Kadir Kumsar: Çiftçilerimizin en büyük talebi adil
fiyatlandırmadır. Ürettikleri malın hakkını alabilmek istiyorlar. Sadece
maliyetine üretim yapıyorlar ve bir kazanç elde edemiyorlar. Bu noktada
siyasilerin de sorumluluğu büyük. Tarımdan ve hayvancılıktan anlayan insanların
yönetime gelmesi gerekiyor. Bugün bakıyorsunuz, mecliste tarımdan gelen kaç
milletvekili var? Çok az. Halbuki bizim en büyük sorunlarımızdan biri bu.
Mecliste tarımdan gelen insanların sayısının artması gerekiyor ki sorunlarımız
doğru şekilde dile getirilsin ve çözüme kavuşsun.
Nilgün Ege: Son olarak, çiftçilere ya da bu
sektörde yer almak isteyen gençlere ne gibi bir mesaj vermek istersiniz?
Kadir Kumsar: Gençlere her zaman tavsiyem; çalışmak ve üretmekten vazgeçmemeleridir. Koşullar ne kadar zor olursa olsun, çiftçilik ve hayvancılık bu ülkenin bel kemiğidir. Gençler bu sektöre adım atarken bilgiyle, teknolojiyle ve azimle hareket etmeli. Bizim gibi eski nesillerden öğrendikleri tecrübeleri, yeni yöntemlerle harmanlamaları gerekiyor. Ancak bu şekilde tarım ve hayvancılık daha güçlü bir hale gelir.
Röportaj Yorumu: Tarım ve Hayvancılığın Zorlu Gerçekleri
Bu röportaj, Kadir Kumsar’ın samimi ve doğrudan üslubuyla, Türkiye'nin tarım ve hayvancılık sektöründeki sıkıntıları açık bir şekilde ortaya koyuyor. Kumsar’ın söyledikleri hem üreticilerin hem de tüketicilerin karşılaştığı sorunların derinliğini yansıtıyor. Kumsar,keçinin ekosistem içindeki yerini ve önemini vurgulayarak, dış etkenlerin yerel üretimi nasıl etkilediğini aktardı bizlere. Keçilerin ormanların doğal bakıcıları olduğunu belirtmesi, sadece ekonomik bir perspektifle değil, aynı zamanda çevresel bir bakış açısıyla da konuyu ele aldı. Bu noktada, hayvancılığın sadece bir ekonomik faaliyet olmadığını, aynı zamanda doğayla olan ilişkimizde de önemli bir rol oynadığını görüyoruz. Kumsar’ın siyasilerle ilgili eleştirileri ise, tarım ve hayvancılık alanında bilgi sahibi olan kişilerin meclisteki temsilinin ne kadar az olduğunu ortaya koyuyor. Bu durum, çiftçilerin sesinin duyulmasını ve ihtiyaçlarının karşılanmasını zorlaştırıyor. Kumsal, "kitapta okumakla olmuyor" derken, gerçek deneyim ve anlayışın ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Bu eleştiriler, tarım politikalarının oluşturulmasında hangi kriterlerin göz önünde bulundurulması gerektiği konusunda düşünmeye sevk ediyor. Artan maliyetler ve düşük satış fiyatları arasındaki dengesizlik, çiftçilerin sürdürülebilirliği tehlikeye atan en büyük sorun olarak öne çıktı. Özellikle üretim maliyetleri ile satış fiyatları arasındaki uçurum, çiftçilerin borç içinde boğulmasına neden oluyor. Kumsar, bu dengenin sağlanması gerektiğini belirtiyor, aksi halde hem üreticinin hem de tüketicinin zarar göreceği bir sistemin devam edeceğini ifade ediyor. Antibiyotikli süt konusu, sağlık açısından ciddi bir tehdit olarak vurgulanıyor. Kumsal’ın bu konudaki uyarıları, üreticilerin ve tüketicilerin dikkat etmesi gereken önemli bir meseleye parmak bastı. Sağlıklı gıda tedarikinin önemi, günümüzde her zamankinden daha kritik bir hale gelmiş durumda. Kumsal'ın gençlere verdiği mesaj, üretim ve çalışmanın önemine dair güçlü bir vurguyla bitiyor. Tarımın geleceği, gençlerin bu sektöre katılımı ve teknolojiyi kullanma becerileriyle doğrudan bağlantılı. Buda, sürdürülebilir bir tarım politikası oluşturmak için yenilikçi düşünce yapısına ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor.
Sonuç Olarak..
Bu röportaj, tarım ve hayvancılık sektörünün içinden geçtiği zorlukları anlamak açısından oldukça değerli. Kadir Kumsal’ın görüşleri, sadece üreticilerin sorunlarını değil, aynı zamanda toplumun genel ekonomik dengesini etkileyen bir dizi faktörü gözler önüne seriyor. Tarım ve hayvancılığın geleceği, bu sorunların çözülmesine yönelik atılacak adımlara bağlı. Bu nedenle hem ççilerin hem de tüketicilerin sesi daha fazla duyulmalı ve adil bir sistem kurulması için gereken değişiklikler bir an önce gerçekleştirilmelidir.
BRUSELLA NEDİR?
Brusella; hayvanlarda ve insanlarda hastalığa neden olabilen, hayvanlardan elde edilen pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleriyle çiğ etlerin tüketimi ve enfekte hayvanlarla temasla kişilere bulaşabilen bir bakteridir. Brusella bakterisinin insanda meydana getirdiği enfeksiyon hastalığına ise bruselloz adı verilir. Özellikle hayvanlarla yakın temasta çalışan kasaplar, hayvancılıkla uğraşan çiftçiler ve veterinerler bu hastalık için risk grubu içinde kabul edilir.
Brusella bakterisi insan vücudunda hemen her dokuda enfeksiyona neden olabilir. Bu nedenle, etkilediği organ veya vücut sistemine bağlı olarak çok çeşitli klinik belirtilerle ortaya çıkabilir. Brusellanın neden olduğu belirtiler farklı sağlık sorunlarında da görülebildiğinden, tanısının konulmasında güçlük yaşanabilir ve tedavi planlaması gecikebilir. Bu sebeple, risk grubundaki bireylerin hastalık hakkında doğru ve yeterli düzeyde bilgi sahibi olması oldukça önemlidir.
Brusella bakterisi insanlara temel olarak üç farklı yol üzerinden bulaşır:
Beslenme (ağız) yoluyla: Enfekte olan hayvanların çiğ etlerinin veya pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi sonucu bakteri insanlara geçebilir.
Solunum yoluyla: Bakteri hava yoluyla hayvanlardan insanlara taşınabilir.
Açık yaradan temas yoluyla: Kasaplar gibi hayvanların kanı ve çiğ etleriyle yoğun temas halinde olan kişilerde, cilt bütünlüğünün bozulduğu bölgelerden brusella bakterisi insan vücuduna geçebilir.
Bakterinin insandan insana bulaşması oldukça nadir görülse de kan yoluyla veya cinsel yolla bulaşın gerçekleşebileceği gözlemlenmiştir.
Brusella Belirtileri Nelerdir?
Brusella vücutta pek çok organda iltihaplanmaya yol açabildiğinden, hastalık seyrinde çeşitli klinik belirtilerle karşılaşılabilir. Bu hastalıkta belirtilerin ortaya çıkması 2 aya kadar sürebilir. Aşağıdaki semptomlar brusella enfeksiyonu vakalarında sıkla gözlemlenmiştir:
- Ateş ve titreme,
- Halsizlik – yorgunluk,
- Yaygın kas ve eklem ağrısı; bel veya sırt ağrıları, baş ağrısı, karın ağrısı,
- İştahsızlık ve kilo kaybı,
- Gece terlemeleri.
Kaynak: (https://www.medicana.com.tr)
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Aydın’da Kan Donduran Karar: Eşini Boğazını Keserek Öldüren Koca Serbest Bırakıldı!

Aydın’da Kan Donduran Karar: Eşini Boğazını Keserek Öldüren Koca Serbest Bırakıldı
Aydın’ın Koçarlı ilçesinde 3 yıl önce işlenen vahşi cinayet yeniden gündeme geldi. İddiaya göre, evliliklerinin üzerinden henüz iki ay geçmişken eşinin boğazını keserek öldüren koca, mahkeme kararıyla tahliye edildi.
Mahkeme, sanığın “akli dengesinin yerinde olmadığı” yönündeki raporu dikkate alarak, ceza ehliyeti bulunmadığına hükmetti. Bu karar doğrultusunda katil koca, serbest bırakıldı.
Olay, kadına yönelik şiddetle mücadelede alınan kararların tartışılmasına yol açarken, kamuoyunda büyük tepki topladı.
Hayatını kaybeden genç kadının ailesi, karara itiraz edeceklerini belirterek adaletin yeniden tecelli etmesini istedi. Olayla ilgili savcılığın kararı temyiz etmesi bekleniyor.
Adana’da Sahte Tapu Çetesi Çökertildi: 80 Milyon Liralık Vurgun Ortaya Çıktı!

Adana’da Sahte Tapu Çetesi Çökertildi: 80 Milyon Liralık Vurgun Ortaya Çıktı
Adana’da polis ekipleri, sahte tapu ve kiralama vaadiyle milyonlarca liralık dolandırıcılık yapan çeteye operasyon düzenledi. Kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtan şüphelilerin, hazineye ait arazileri ecrimisil yöntemiyle kiralayabileceklerini veya sahte tapularla satışını yapabileceklerini söyleyerek onlarca kişiyi dolandırdığı belirlendi.
Yaklaşık 80 milyon TL’lik vurgun yaptıkları tespit edilen 13 şüpheli, düzenlenen eş zamanlı operasyonlarla yakalanarak gözaltına alındı.
Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden bazılarının, geçmişte benzer dolandırıcılık suçlarından da kayıtlarının bulunduğu öğrenildi.
Polis ekipleri, vatandaşları bu tür sahte satış ve kiralama vaatlerine karşı uyararak, resmî işlemlerin yalnızca ilgili kurumlar üzerinden yapılması gerektiğini vurguladı. Soruşturma sürüyor.
Ankara'da Rüşvet Operasyonu: 9 Kişi Tutuklandı!

Ankara'da Rüşvet Operasyonu: 9 Kişi Tutuklandı
Ankara’da yürütülen geniş çaplı rüşvet soruşturması kapsamında önemli bir operasyon gerçekleştirildi. Emniyet birimleri tarafından yapılan çalışmalar sonucunda, rüşvet almak, vermek ve aracılık etmek suçlarından 33 şüpheli gözaltına alındı.
Yapılan sorgulama ve işlemlerin ardından 9 şüpheli çıkarıldıkları mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi, diğer şüpheliler ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Yetkililer, soruşturmanın titizlikle sürdüğünü ve kamu kurumlarında yolsuzluk ve rüşvetle mücadele kapsamında benzer operasyonların devam edeceğini belirtti.
Operasyonun, Ankara genelinde kamuda şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesini güçlendirmeyi hedeflediği ifade edildi.
Yeni Yasa Hazırlığı: Silah Bırakan Terör Örgütü Üyelerine Toplumsal Entegrasyon Fırsatı!

Yeni Yasa Hazırlığı: Silah Bırakan Terör Örgütü Üyelerine Toplumsal Entegrasyon Fırsatı
Türkiye’de terörle mücadelede yeni bir dönem başlıyor. Hükûmetin hazırladığı yasa taslağına göre, silah bırakan terör örgütü üyeleri, eğer herhangi bir suça karışmamışsa, toplumsal hayata karışabilecek. Amaç, uzun yıllardır süren terör faaliyetlerinden uzaklaşan bireylerin yeniden topluma kazandırılması ve barış sürecine katkı sağlanması.
Yeni düzenlemede ayrıca, suça bulaşmış örgüt mensupları için de infaz indirimi veya denetimli serbestlik gibi alternatifler değerlendiriliyor. Yetkililer, bu adımın hem rehabilitasyon sürecini hızlandıracağını hem de ülke genelinde huzurun pekişmesine katkı sağlayacağını belirtiyor.
Yasa tasarısının önümüzdeki dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) sunulması bekleniyor. Tasarının kabul edilmesi hâlinde, güvenlik güçlerine teslim olan ve suç işlememiş örgüt mensuplarının toplumsal yaşama uyumu için özel destek programları da hayata geçirilecek.
Bu adım, Türkiye’de terörle mücadelede yeni bir sayfa olarak değerlendiriliyor.
Amazon’dan Türk Bayrağına Büyük Saygısızlık!

“Bayrağıma Dokunma” Etiketi Sosyal Medyada Gündem Oldu
Dünyanın en büyük e-ticaret platformlarından Amazon, Türk milletinin kutsal değerlerine yönelik büyük bir saygısızlık skandalıyla gündeme geldi.
Şirketin global satış platformlarında Türk Bayrağı desenli paspas, giriş halısı, mutfak matı, banyo ve balkon ayaklığı gibi ürünlerin satışa sunulması, vatandaşlardan büyük tepki topladı.
Sosyal medyada kısa sürede yayılan #BayrağımaDokunmaAmazon etiketiyle binlerce kullanıcı boykot çağrısı yaptı.
Türk Bayrağı Ayaklar Altında Gösterildi
Tepkilerin odağında, ürün görsellerinde Türk Bayrağı’nın yere serilmiş şekilde ayak altına konumlandırılması yer aldı.
Vatandaşlar, “Bayrak onurumuzdur, yere serilmez, paspas olmaz!” diyerek Amazon’u kutsal değerlere saygısızlıkla suçladı.
“Bir Ürün Değil, Bir Değer Hedef Alındı”
Kullanıcılar, bu durumun yalnızca bir ticari ürün meselesi olmadığını, doğrudan milli sembollere yönelik kültürel bir duyarsızlık olduğunu vurguladı.
Bayrağın yalnızca bir kumaş değil; bağımsızlığın, şehitlerin ve milli birliğin simgesi olduğunu hatırlatan vatandaşlar, Amazon’un bu sembolü ticarileştirmesini “ahlaki sınırların aşılması” olarak değerlendirdi.
Tepkiler Çığ Gibi Büyüyor
Giderek artan tepkiler üzerine kullanıcılar, söz konusu ürünlerin Amazon’un dünya genelindeki tüm satış platformlarından kaldırılmasını ve şirketin Türk halkından resmi bir özür dilemesini talep etti.
Birçok kişi, “Artık Amazon’dan alışveriş yapmıyorum” diyerek boykot kampanyasına destek verdi.
Dijital Tepki Küresel Boyuta Ulaştı
#BayrağımaDokunmaAmazon etiketi yalnızca Türkiye’de değil, Avrupa ve Orta Doğu’daki Türk toplulukları arasında da yankı buldu.
Kısa sürede trend listelerinde yer alan etiket, Amazon’un kültürel hassasiyetlere duyarsızlığı tartışmasını yeniden gündeme taşıdı.
Gercüş’te Bağbozumu Coşkusu: Birlik, Emek ve Sevgi Aynı Sofrada Buluştu

Haber/Hasan Mesut Ekmen – Arka Haber Güneydoğu Bölge Temsilcisi
Batman’ın kadim ilçesi Gercüş’te, geleneksel hale gelen Bağbozumu Festivali bu yıl da büyük bir coşkuyla kutlandı.
Yüzlerce vatandaşın katıldığı festival, kardeşlik, üretim ve kültürün yeniden canlandığı anlamlı bir güne sahne oldu.
Festival; Gercüş Kaymakamı Muhammed Öztaş, Belediye Başkanı Gündüz Günaydın, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ümit Dursun, ilçe protokolü ve gönüllü ekiplerin büyük özverisiyle organize edildi.
Gercüş halkı, bir kez daha birlik ve dayanışmanın en güzel örneğini sergiledi.
Kaymakam Muhammed Öztaş: “Gercüş geçmişiyle onurlu, geleceğiyle umut dolu”
Gercüş Kaymakamı Muhammed Öztaş, festivalde yaptığı konuşmada halkın yüreğine dokunan sözler söyledi:
“Gercüş, tarih boyunca kardeşliğin, üretimin ve emeğin sembolü olmuş mübarek bir ilçedir.
Bağbozumu, emeğin alın terine dönüştüğü, insanların bir araya gelip bereketi paylaştığı bir gündür.
Her üzüm tanesinde bir emeğin, bir duanın, bir sevginin izi vardır.
Bugün çocuklarımızın kahkahaları, büyüklerimizin duaları, kadınlarımızın emeğiyle Gercüş yeniden hayat buldu.
Bu birlik oldukça, Gercüş hep güzel kalacaktır.”
Kaymakam Öztaş’ın sözleri uzun süre alkışlandı ve festival alanında duygu dolu anlar yaşandı.
Başkan Gündüz Günaydın: “Bu topraklarda sevgi, emek ve birlik yeşeriyor”
Gercüş Belediye Başkanı Gündüz Günaydın, konuşmasında festivali sadece bir kutlama değil, bir kültürel mirasın yeniden doğuşu olarak tanımladı:
“Bağbozumu Festivali, geçmişimize sahip çıkmanın ve geleceğe umutla bakmanın simgesidir.
Her yıl halkımızla omuz omuza olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.
Gercüş; insanıyla, kültürüyle, emeğiyle ayakta duran bir ilçedir.
Bu topraklarda sevgi, emek ve birlik her zaman yeşermeye devam edecektir.”
Başkan Günaydın’ın konuşması vatandaşlardan büyük alkış aldı.
Protokolden Yoğun Katılım
Festivale; Batman Valisi Ekrem Canalp, Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu, AK Parti Batman İl Başkanı Hüseyin Şansi, Gercüş İlçe Koordinatörü Temim Orhan, İl Encümeni M. Emin Soyvural ve çok sayıda davetli katıldı.
Misafirlere gösterdiği sıcak ilgisiyle dikkat çeken AK Parti Gercüş İlçe Başkanı İbrahim Torlak, konukları ağırlayarak örnek bir ev sahipliği sergiledi.
İlçe Başkanı İbrahim Torlak: “Gercüş halkı sevgisiyle fark yaratıyor”
Festivalin ardından açıklama yapan İbrahim Torlak, şu ifadeleri kullandı:
“Bugün Gercüş bir kez daha birlik ve kardeşlik içinde kenetlendi.
Sayın Kaymakamımız Muhammed Öztaş’a, Başkanımız Gündüz Günaydın’a, emek veren tüm kurumlarımıza ve halkımıza teşekkür ediyorum.
Gercüş halkı; sevgisiyle, misafirperverliğiyle ve kardeşliğiyle fark yaratmıştır.”
Halk Oyunları, Kemençe ve Çocukların Neşesiyle Dolu Bir Gün
Festival alanında yöresel halk oyunları, kemençe ezgileri ve çocuk etkinlikleriyle renkli anlar yaşandı.
Kadınların hazırladığı yöresel ürünler, misafirlere ikram edilirken; kemençenin tınısı, alkışlarla birleşti.
Gercüş, bu özel günde bir kez daha sevginin, emeğin ve kültürün kalbi oldu.
Adıyaman’da İşçiler Arasında Bıçaklı Kavga: 1 Yaralı, Zanlı Polisten Kaçtı!

Adıyaman’da İşçiler Arasında Bıçaklı Kavga: 1 Yaralı, Zanlı Polisten Kaçtı!
Adıyaman’da inşaatta çalışan iki işçi arasında çıkan tartışma kısa sürede kavgaya dönüştü. Kavga sırasında işçilerden biri, eline aldığı bıçakla arkadaşını yaraladı.
Olay, kent merkezinde bulunan bir inşaat alanında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, henüz bilinmeyen bir nedenle tartışmaya başlayan iki işçi arasında çıkan sözlü kavga büyüyerek bıçaklı kavgaya dönüştü. Kavgada bir işçi bacağından ve kolundan bıçakla yaralandı.
İhbar üzerine olay yerine polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Yaralı işçi, ambulansla Adıyaman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılarak tedavi altına alındı.
Bıçakla saldırıyı gerçekleştiren zanlı ise olayın ardından kaçarak kayıplara karıştı. Polis ekipleri, kaçan şüphelinin yakalanması için geniş çaplı çalışma başlattı.
Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.
Adıyaman’ın Göbeğinde Şok Hırsızlık! Telefoncuyu Taşlayıp Onlarca Telefon Çaldılar!

Adıyaman’ın Göbeğinde Şok Hırsızlık! Telefoncuyu Taşlayıp Onlarca Telefon Çaldılar
Adıyaman şehir merkezinde meydana gelen olayda, kimliği henüz belirlenemeyen kişi veya kişiler bir telefon mağazasına taşla saldırarak camı kırdı ve içeri girip değeri 100 bin TL’nin üzerinde olan çok sayıda cep telefonu çaldı.
Gece saatlerinde yaşanan olay, çevredeki güvenlik kameralarına saniye saniye yansıdı. Görüntülerde zanlıların dükkanın vitrin camını taşla kırarak içeri girdiği, kısa sürede raflardaki telefonları alıp olay yerinden uzaklaştığı görüldü.
Olayın ardından iş yeri sahibi sabah dükkana geldiğinde büyük bir şok yaşadı. Hırsızlık ihbarı üzerine bölgeye gelen polis ekipleri, çevrede geniş çaplı soruşturma ve inceleme başlattı.
Adıyaman İl Emniyet Müdürlüğü ekipleri, güvenlik kamerası görüntülerini inceleyerek hırsızların kimliğini tespit etmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Vatandaşlar ise şehrin en işlek noktasında böyle bir olayın yaşanmasına tepki göstererek, “Adıyaman’ın göbeğinde bu kadar rahat hırsızlık yapılabiliyorsa güvenlik zafiyeti var” yorumunda bulundu.
Siverek’in Beklediği Doktor Göreve Başladı!

Siverek’in Beklediği Doktor Göreve Başladı
Siverek Devlet Hastanesi’nde uzun süredir eksikliği hissedilen Nöroloji Uzmanı hasta kabulüne başladı.
İlçede nöroloji alanında yaşanan doktor eksikliği nedeniyle hastaların çevre illere gitmek zorunda kaldığı Siverek’te, yeni doktorun göreve başlaması vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı.
Siverek Devlet Hastanesi yetkilileri, yeni nöroloji uzmanının göreve başlamasıyla birlikte nörolojik rahatsızlıkların tanı ve tedavi süreçlerinde önemli bir rahatlama yaşanacağını belirtti.
Vatandaşlar, ilçeye yeni branş doktorlarının atanmasının sağlık hizmetlerinin kalitesini artıracağını ifade ederek yetkililere teşekkür etti.
Mesut Çavuş'dan Kahta Spora Teşekkür Mesajı!

Kahta Spor’dan Anlamlı Farkındalık Mesajı!
Bölgesel Amatör Lig’in 1. haftasında Kahta İlçe Stadı’nda oynanan Kahta Spor – Malatyaspor karşılaşması, yalnızca futbol heyecanına değil, anlamlı bir sosyal farkındalığa da sahne oldu.
Kahta Spor oyuncuları, sahaya “Maddeye Değil Hayata Bağlan” yazılı pankartla çıkarak toplumda bağımlılıkla mücadeleye dikkat çekti.
Sporun birleştirici gücünü toplumsal sorumluluk bilinciyle bir araya getiren bu davranış, taraftarlar ve izleyicilerden büyük takdir topladı.
Konuyla ilgili açıklama yapan UMFED Federasyonu Kahta İlçe Başkanı ve GENÇDER Derneği Kurucusu Mesut Çavuş, Kahta Spor’a teşekkür ederek şu ifadelere yer verdi:
“Gençlerimize umut olan, sporu ve sağlıklı yaşamı destekleyen bu anlamlı duruş için futbolcularımıza, teknik heyetimize ve yöneticilerimize minnettarız. Birlikte güçlü, birlikte umut doluyuz.”
Kahta Spor’un bu örnek davranışı, sporda toplumsal duyarlılığın önemini bir kez daha ortaya koydu.
İlk Yorum yapan siz olun!