Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, İstanbul Büyükşehir ve ilçe Belediye Başkan Adayları tanıtım toplantısında İBB Başkan adaylarının Azmi Karamahmutoğlu olduğunu açıkladı. Özdağ, "Artık İstanbul, birbirinden çok farklı olmayan iki zihniyet arasında sıkışmaya mahkum değil. Bu iki zihniyet de İstanbul’da şimdiye kadar onlarca yıldan beri aynı müteahhitlerle çalıştılar. Bu iki zihniyet de İstanbul’u aynı çıkar gruplarına peşkeş çektiler, İstanbul’un kaynaklarını sömürdüler. İstanbulluları deprem karşısında savunmasız bıraktılar. AKP adayı Murat Kurum, 'Kentsel dönüşüm' diyor. Hangi kentsel dönüşüm? Şu rezerv alan yasası dediğiniz Türklerin elinde kalan son pahalı, kıymetli arazileri ele geçirmek için yasa ile yapacağınız kentsel dönüşüm mü? Son 5 seneyi nöbetçi Cumhurbaşkanı adayı olarak geçiren Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin sorunlarını çözmek CHP’ye eş genel başkanlık yapmaktan İstanbul’un hiçbir sorunu ile ilgilenemedi. İlgilenmeye de niyetinin olmadığını görüyoruz. Biz böyle bir ortamda İstanbul’da zafere Başbuğ Türkeş’in son Ülkü Ocakları Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu ile birlikte yürüyoruz. 'İstanbul’da ne imamın zamanı ne kurumun zamanı, İstanbul’da artık Azmin zamanı'" dedi.

Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, İstanbul Büyükşehir ve ilçe Belediye Başkan Adayları tanıtım toplantısında İBB Başkan adaylarının Azmi Karamahmutoğlu olduğunu açıkladı. Özdağ, "Artık İstanbul, birbirinden çok farklı olmayan iki zihniyet arasında sıkışmaya mahkum değil. Bu iki zihniyet de İstanbul’da şimdiye kadar onlarca yıldan beri aynı müteahhitlerle çalıştılar. Bu iki zihniyet de İstanbul’u aynı çıkar gruplarına peşkeş çektiler, İstanbul’un kaynaklarını sömürdüler. İstanbulluları deprem karşısında savunmasız bıraktılar. AKP adayı Murat Kurum, 'Kentsel dönüşüm' diyor. Hangi kentsel dönüşüm? Şu rezerv alan yasası dediğiniz Türklerin elinde kalan son pahalı, kıymetli arazileri ele geçirmek için yasa ile yapacağınız kentsel dönüşüm mü? Son 5 seneyi nöbetçi Cumhurbaşkanı adayı olarak geçiren Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin sorunlarını çözmek CHP’ye eş genel başkanlık yapmaktan İstanbul’un hiçbir sorunu ile ilgilenemedi. İlgilenmeye de niyetinin olmadığını görüyoruz. Biz böyle bir ortamda İstanbul’da zafere Başbuğ Türkeş’in son Ülkü Ocakları Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu ile birlikte yürüyoruz. 'İstanbul’da ne imamın zamanı ne kurumun zamanı, İstanbul’da artık Azmin zamanı'" dedi.
Zafer Partisi, İstanbul Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adayları tanıtım toplantısı düzenledi. İstanbul’da bir otelde düzenlenen aday tanıtım toplantısına Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ, Zafer Partisi İstanbul İl Başkanı Erdoğan Erhan, parti temsilcileri, ilçe belediye başkan adayları ve partililer katıldı. Aday tanıtım toplantısında konuşan Özdağ, şunları söyledi:
"UYARILARIN DİKKATE ALINMADIĞINI GÖRÜYORUZ"
Bugün ne yazık ki ülkemiz için üzüntülü bir gün. PKK terör örgütü tarafından yapılan saldırı ile çok sayıda şehit verdik. Birçok gazimiz var. Bir başka alçakça saldırından sonra yaptığımız uyarıların dikkate alınmadığını gördük. Bugün, İstanbul’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlığında güvenlik zirvesi yapılacakmış. Bu güvenlik zirvesi öncesinde biz de Türk kamuoyuna bu konuda alınması gereken önlemleri tekrar hatırlatmak istiyoruz. Bugün güvenlik zirvesinde bir araya gelecek devlet yöneticilerinin de güvenlik bürokratlarının da ve AKP’li yöneticilerin de bu uyarılardan ders çıkarması gerektiğini düşünüyoruz.
"PKK/PYD İLE MÜCADELE BUGÜNKÜ ANLAYIŞLA ASLA BAŞARI İLE SONUÇLANDIRILAMAZ"
Terörle mücadele eğer doğru bir konsept üzerinde yürütülmez ise başarılı sonuç alınması ne yazık ki mümkün değildir. Uzun yıllardan bu yana PKK ile yapılan mücadelenin stratejik bir anlayışa dayanmadığı sadece operasyonel ve taktik bir anlayışla gerçekleştiği görülmektedir. İktidar terörle mücadelesini stratejik bir anlayışa dayandırmadığı için sadece operasyonel düzeyde Suriye’nin ve Irak’ın kuzeyinde terörist öldürme sayısına dayalı bir anlayışla mücadele ettiği için Türkiye’ye yönelik tehdit her geçen gün büyümektedir. Söylenilen şey Türkiye sınırları içerisinde PKK’lı sayısının azaldığı doğrultusundadır. Bunun hiçbir önemi yok çünkü PKK şu anda Suriye’nin kuzeyinde kendi devletini kuruyor. PKK/PYD bir devlet oluşumu içerisindeler. Bu devletin altyapısını NATO müttefiki ABD oluşturuyor. Eskiden gizli yapılan yardımlar artık ABD Kongresi’nden çıkan kararlarla büyük, milyonlarca dolarlık para tahsisleriyle, yardım paketleriyle gerçekleştiriliyor. Hal böyleyken Suriye’nin kuzeyinde önümüzdeki süreçte Türkiye’ye yönelik bir saldırı için hazırlanan ve bu saldırının ilk deneylerini şu anda Kuzey Irak’ta ve Suriye’de yapmakta olan PKK/PYD ile mücadele bugünkü anlayışla asla başarı ile sonuçlandırılamaz. Arkasındaki, yanındaki bölgesel ve küresel bütün müttefiklerle yeniden yüzleşecek şekilde bir stratejik anlayışa oturtmamız ve mücadeleyi bu zeminde vermemiz gerekiyor.
"EĞİTİME ÇIKMAYI ‘İBADET YAPACAĞIM’ DİYE REDDEDEN RÜTBELİ VAR"
Bu konuşmalar ışığında bugün yapılacak güvenlik zirvesine önerilerimiz şu zemindedir: Türkiye karşı karşıya olduğu tehditleri etkili bir şekilde durduracak ve sınır güvenliği sağlayacak asker sayısına sahip değildir. Asker sayısının hızla artırılması ve eğitimlerin yoğun bir şekilde seviyesinin ve kalitesinin yükseltilmesi gerekmektedir. Askeri sağlık sisteminin derhal kurulması gerekiyor. Yüz yıllardan beri çarpışmayan, savaşa girmeyen İsviçre ordusunun bile askeri hastaneleri varken her gün çarpışan, her gün gazi ve şehit veren TSK’nın askeri hastaneleri neden yok? Derhal askeri hastanelerin kurulması gerekiyor. Bunun her platformda takipçisi olmaya devam edeceğiz. Bırakın askeri hekimler çocuklarımızın hayatını kurtarsın. Askeri yargı, TSK’da terör örgütlerinin değişik dini grupların disiplini sarması karşısında devreye sokulacak şekilde yeniden kurulmak zorundadır. Düşünebiliyor musunuz, eğer sosyal medyadaki haberler doğruysa eğitime çıkmayı ‘ibadet yapacağım’ diye reddeden rütbeli var. Bu kabul edilebilir bir şey değildir. Eğitim, askerlikte zaten ibadetin kendisidir.
"BİZ TANITIM PROGRAMIMIZI İPTAL ETMEYECEĞİZ"
Gecenin ilerleyen saatlerinde Divan’dan arkadaşlarım ve il başkanımız beni arayarak bugün diğer siyasi partilerin de bazı programları olduğunu, onların bu tanıtım programlarını iptal ettiklerini bizim de iptal edip etmemeyi düşünmemiz gerektiğini ifade ettiler. Ben de onlara şu cevabı verdim, 'Biz, tanıtım programımızı iptal etmeyeceğiz. Bu program vesilesiyle terörle mücadele için yapılması gerekenleri tekrar Türk halkının gündemine taşıyacağız.' Daha birkaç gün önce Kuzey Irak’ta askerlerimizi şehit eden PKK’lı teröristlerin siyasi destekçisi DEM’i ziyaret ederek bundan sonra görüşmelerimiz şeffaf ve açık olacaktır diyen Atatürk’ün olmayan CHP’nin bugün toplantısını iptal etmesini hiç anlamlı bulmuyoruz. Eğer iptal etmeniz gereken bir şey varsa Özgür Özel, DEM’e olan ziyaretlerinizdir. AKP de iptal etmiş. AKP’nin de iptal etmesi gereken bir başka büyük teröristin Şeyh Sait’in Diyarbakır’da 12 kilometrelik bulvara kayyım tarafından isminin verilmesini iptal etmesidir.
"İSTANBUL ADETA BİR ÜLKE"
İstanbul, 19 milyonluk gece nüfusu ve etrafında oluşan şehirlerden gündüz bu şehre çalışmaya gelenlerle 21-22 milyona kadar nüfusu yükselen bir süper şehir. Avrupa’nın birinci dünyanın 15’inci en kalabalık şehri. Aslında bir şehir değil İstanbul. İstanbul adeta bir ülke. Bu küçük coğrafyada üç tane Bulgaristan yaşıyor. Ülkemizin toplam nüfusunun yüzde 20’si bu şehirde yaşıyor. Ülkemizin en büyük 100 sanayi kuruluşunun 42’si İstanbul’da. Toplanan vergilerin yüzde 40’ı İstanbul’dan toplanıyor. İstanbul’un sınırları içerisinde 2 milyon bina 5 milyon konut var. 20 yaşında büyük olan konutların sayısı 3.5 milyon. Nüfus artışı ile ilgili yapılaşma bu şekilde devam ederse ülkemizde her yıl doğacak olan 750 – 800 bin civarındaki yeni konut ihtiyacının yarısı İstanbul’da ortaya çıkacak. İstanbul, göç alan ve göç veren bir şehir. Ne kadar Türk geliyorsa o kadar Türk vatandaşı da İstanbul’dan gidiyor.
"BÜYÜK İSTANBUL DEPREMİ ÖNÜMÜZDEKİ EN BÜYÜK RİSK BU ŞEHİR İÇİN"
Kuzey Anadolu fay hattı Marmara Denizi’nden geçiyor. Bu nedenle başta 17 Ağustos 1999 Gölcük ve 12 Kasım 1999 Düzce depremleri İstanbul’u ağır şekilde etkiledi. Özellikle 17 Ağustos depremi İstanbul’da pek çok bölgede ölümlü sonuçlar doğurdu. Bu iki deprem İstanbul’umuzda çok daha büyük ve yaklaşmakta olan bir depremin de habercisi. İstanbul, ülkemizin ekonomik, kültürel, finansal merkezi. Büyük İstanbul depremi önümüzdeki en büyük risk bu şehir için. 7 ve üzerinde bir deprem olma ihtimali yüzde 65. İstanbul, patlamaya yakın bir nükleer bombanın üzerinde oturuyor. 1990 depreminden sonra bu şehrin depreme karşı güçlendirilmesi için toplanan vergilerin hepsi AKP tarafından çarçur edildi. Deprem sonrasında insanların kaçacakları alanlar AVM’ler peşkeş çekildi.
"İSTANBUL’UN KAYNAKLARINI SÖMÜRDÜLER"
Artık İstanbul, birbirinden çok farklı olmayan iki zihniyet arasında sıkışmaya mahkum değil. Bu iki zihniyet de İstanbul’da şimdiye kadar onlarca yıldan beri aynı müteahhitlerle çalıştılar. Bu iki zihniyet de İstanbulluların değil müteahhitlerin çıkarlarını savundular. Bu iki zihniyet de İstanbul’u aynı çıkar gruplarına peşkeş çektiler, İstanbul’un kaynaklarını sömürdüler. İstanbulluları deprem karşısında savunmasız bıraktılar. Şimdi gerçek farkı yaratmak için Türkiye’de ve İstanbul’da Zafer zamanı diyoruz. AKP adayı Murat Kurum, 'Kentsel dönüşüm' diyor. Hangi kentsel dönüşüm? Şu rezerv alan yasası dediğiniz Türklerin elinde kalan son pahalı, kıymetli arazileri ele geçirmek için yasa ile yapacağınız kentsel dönüşüm mü? Son 5 seneyi nöbetçi Cumhurbaşkanı adayı olarak geçiren Ekrem İmamoğlu, Türkiye’nin sorunlarını çözmek CHP’ye eş genel başkanlık yapmaktan İstanbul’un hiçbir sorunu ile ilgilenemedi. İlgilenmeye de niyetinin olmadığını görüyoruz. Biz böyle bir ortamda İstanbul’da zafere Başbuğ Türkeş’in son Ülkü Ocakları Genel Başkanı Azmi Karamahmutoğlu ile birlikte yürüyoruz. 'İstanbul’da ne imamın zamanı ne kurumun zamanı, İstanbul’da artık Azmin zamanı.'
Özdağ’dan sonra İBB adayı Azmi Karamahmutoğlu yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"BU DELİKANLILAR BİRER SAYIDAN İBARET DEĞİLLERDİR"
Buradaki toplantımız mahalli idareler seçimleriyken yerelde kalamayıp bir metropol olan İstanbul, ulusal siyasetten de soyutlanamadı. Bugünkü yerel programları etkiledi. Pençe-Kilit Harekat bölgesinde dün 9 yiğit evladımızı şehit verdik. Bir ayı doldurmadan önce 12 yiğit evladımızı daha şehit vermiştik. Bunları böylece söyleyip geçmek istemedim çünkü bu delikanlılar birer sayıdan ibaret değildir. Bunlar birer hayattır, evlattır, ailedir, vatandır. Dün şehit olan askerlerimizden Kemal Batur, Serkan Sayın, Müslüm Özdemir, Emrullah Gülmez, Gökhan Delen, Hakan Gün, Ahmet Köroğlu, Murat Atar, Muahmmed Tunahan Evcin’in şehadetinin saygıyla eğiliyorum. Vermiş oldukları canların bedeli olan davanın devam edeceğini yani vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünün devamı için aynı mücadelenin sözünü vererek huzur içinde uyumalarını niyaz ediyorum. Ailelerine yüksek sabırlar diliyorum.
"İSTANBULLULARIN KARŞISINA ÜÇÜNCÜ YENİ, GÜÇLÜ BİR SEÇENEK OLARAK ÇIKMAYA KARAR VERDİK"
31 Mart günü gerçekleşecek olan yerel seçimler İBB yerelinde seçmenin iki denenmiş politik ekolü arasına sıkıştırılarak bu iki siyasal akımdan, yönetimden birini tercih etmesi şeklinde önümüze getirildi. Bu alışkanlık malumunuz Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve genel seçimlerde başlamış olan çoğunlukçu, toptancı bir yaklaşıma dönüşmüş vaziyette. Günümüz modern demokrasilerin reddettiği arızalı bulduğu bir yaklaşımdır çoğunlukçu demokrasi yaklaşımı. Bu anlayışa itiraz ettiğimiz için modern demokrasinin ideal kıldığı çoğulcu demokrasiden yana olduğumuz için İstanbul seçmeni karşısına birbirinin aynısı olan, zıt görünseler de son 20 yıl içerisinde, 30 yıl içerisinde, AKP adıyla 2004’ten alırsak son 20 yıl fakat Recep Tayyip Erdoğan belediyeciliği olarak ele alırsak son 30 yıl içerisinde birbirinin halef selefi olan bu iki belediyecilik anlayışının karşısın biz İstanbulluların karşısına üçüncü yeni, güçlü bir seçenek olarak çıkmaya karar verdik.
"ADETA BİR KABİLE DEVLETİN KASABASI GÖRÜNÜMÜNE BÜRÜNMÜŞTÜR":
3 imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul’un korunması gereken toplumsal yapısı, dokusu ve kültürü korunmak bir yana adeta linç edilmiştir. Özellikle AKP belediyeciliği döneminde linç edilmiş ve başlayan mülteci ve kaçaklar eliyle kentin nüfus yapısı, demografik yapısı bozularak 4 milyon yani bir Baltık cumhuriyeti büyüklüğünde bir nüfus kentimize yerleştirilmiş ve bu 4 milyon kaçak ve göçmen marifetiyle kentin sosyal dokusu, yapısı, kültürel dokusu bozulmuş, 3 imparatorluğa başkentlik yapmış bir kentin varisi olarak değil de adeta bir kabile devletinin kasabası görünümüne bürünmüştür. Kaçaklar, mülteciler istikrarlı bir şekilde gelemeye devam ediyor. Gelmiş olanlar da istikrarlı bir şekilde devam ediyorlar. Bu istikrarın temeli var. Seçimlerin genel karakteristiğidir, seçmen istikrardan yana oy kullanır. Macera aramaz. Çoğunlukla oyunu istikrardan yana kullanırken sükunet ve sakinlik ister. Değişiklikten çekinir, ürker. O yüzdendir 2004 yılından itibaren AKP belediye yönetimini ele aldığında bunu 2019 yılına kadar sürdürebilmiştir.
"İMAMOĞLU BELEDİYECİLİĞİ BİZDEN BİR 5 YIL DAHA İSTEMEKTEDİR"
Kentin hiçbir sorununa çözüm getiremediği halde otopark kaynaklı trafik sorununa çözüm getiremediği halde İstanbul ahalisi istikrardan yana oy kullanmıştır. İstanbul ahalisinin girmiş olduğu plajlar, örneğin Ataköy plajı misalinde olduğu gibi plajın kumsallarında beton perdeler gerilmiş, devasa gökdelenler yükseltilmiş ve plaj İstanbullulardan çalışmış olduğu halde yine de İstanbul halkı istikrardan yana oy kullanmaya devam etmiştir. İBB’nin sizlerin ödemiş olduğu atık su vergilerinden toplanan kuruşlarla, çöp vergilerinden toplanan kuruşlarla, emeklinin bütün birikimiyle sahip olduğu emlaktan toplanan kuruşlarla oluşan devasa 18 milyar dolarlık İBB bütçesi yağmalatılmıştır. 15 yıl boyunca AKP belediyeciliğinde bu yağmalatılmış ve bütçe eksiye götürülmüştür. Takip eden Ekrem İmamoğlu belediyeciliğinde ise 18 milyar doların hesabı verilirken bir emekli öğretmenin kendi bütçesi ile kurabileceği kreş ve anaokulları önümüze gelmiş, 100 küsür anaokulu ve kreş açtık diye bütçenin nerelere harcandığına dair önümüze muhasebe olmuştur. Ekrem İmamoğlu belediyeciliği iş üretememiş. Çözüm getiremediği sorunlarda ve hizmetlerde bahaneyi merkezi hükümete ve Bakanlıklara atmıştır. Aynı İmamoğlu sistem, rejim değişmediği halde yine bir 5 yıl daha istikrar sürsün diye yönetime talip oluyor. Yine o aciz, kudretsiz belediyeciliğini sürdürebilsin diye. Hava kararınca kentin sokaklarında gezemeyen insanlarımız, karanlıkla beraber evlerine çekilebilsinler diye İmamoğlu belediyeciliği bizden bir 5 yıl daha istemektedir.
"YÖNETİME TALİBİZ BU ADALETSİZLİĞİ GİDERECEĞİZ"
Kent içi yaşam kalitenizi yükselteceğiz. Vergilerimizle inşa edilmiş İstanbul’daki altyapı yatırımlarından kentsel hizmet olanaklarına ve ulaşımdan yararlanmaya kadar İstanbul halkının ve Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarının değerlerinden yani biz vergilerimizle az önce kuruş kuruş nasıl toplandığını söylediğim vergilerimizle inşa ettiğimiz bu hizmetlerin bu altyapı imkanlarının meydana gelmesinde hiçbir katkısı bulunmamış olanlardan farklı olacaktır. Mülteciler ve sığınmacılar İstanbul kentinin hiçbir altyapısında, üstyapısında hizmet imkanlarında, kamusal alanlarında hiçbir katkısı olamadan bizler gibi eşit oranda, eşit maliyetle yararlanmaktadır. Bu, adaletsizliktir. Bu, yönetimde adaletsizliktir. Bunu gidermek için yönetime talibiz. Bu adaletsizliği gidereceğiz. Bu nasıl giderilir? Anlattığım, önerdiği yeni bir uygulama değil. Bu uygulama hali hazırda küçük bir alan için turistlere var. Turistler ören yerlerine, müzelere bilet alıp girerken Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından daha yüksek bir ücret öderler. Daha pahalı alırlar o biletleri. Bunun uygulaması vardır. Yeni bir şey söylüyor değilim. Sadece Türkiye’ye ve İstanbul’a kaçak göçmen, mülteci olarak gelmeyi cazip olmaktan çıkarmamız hatta caydırıcı hale gelmemiz için bunları yapmayı teklif ediyorum. 4 milyon mülteci sorununu da tersine çevirmek İstanbul’a doğru olan akını tersine göçe çevirmek için bunları öneriyorum.
"MÜLTECİLERİN TÜRK HALKININ KONFORUNA ENGEL OLMASINI İZİN VERMEYECEĞİZ"
Mültecilere, kaçaklara verilen sosyal yardımlar kesilecek. Bu sosyal yardımlar yokluk içerisinde olan bir halkın toplanan vergileri ile ödeniyor. Vergilerimizden oluşan belediye bütçesini ziyan ettirmeyeceğiz. Yasal hakkı olmadığı halde iş yeri açabilmiş olan kaçaklara ve sığınmacılara iş yeri açma ruhsatı vermeyeceğiz. Verilmiş olanları yeniden gözden geçireceğiz. Halka açık tesislerden sahil, plaj, park, bahçe gibi Türk halkının konforlu bir şekilde yararlanması gereken bu tesislerden yararlanmasını sağlayacağız ve mültecilerin Türk halkının bu konforuna engel olmasına izin vermeyeceğiz. Anadolu ve Avrupa yakası sahillerinde İstanbul halkı dolaşırken, çocukları ile otururken ne cinsel ne fiziki ne sözlü hiçbir tacize maruz kalmayacaktır. Bunun yolu yöntemi her ne ise Zafer Partisi belediyeciliği adına İstanbul halkına söz veriyorum. Hormonlu bir şekilde artan İstanbul nüfusunu sağlıklı bir şekilde seyreltebilmek için evvela kaçak ve göçmenlerden başlayabilmek için bir hanede, evde çok sayıda mülteci nüfusunun kalmasına izin vermeyeceğiz. İkametgah usulünde sınırlamalar getireceğiz.
"İMAMOĞLU VE AKP BELEDİYECİLİĞİNDE 20 YILDIR KALDIRIM KÜLTÜRÜ YOK"
Alacağımız sosyal, maddi ve fiziki önlemlerle güçlü, kudretli kent yönetiminde söz sahibi olan sözünü dinleten bir belediyecilik anlayışıyla eski güzel günlerde olduğu gibi çocuklarımız, gençlerimiz İstanbul’un sokak ve caddelerinde gündüz yahut gece saati, hava karardığında ya da şafak söktüğünde gezip dolaşabilecek. Zafer Partisi belediyeciliğinde genç kızlarımız hava karardıktan sonra kendin caddelerinde güven içinde dolaşabilecekler. İmamoğlu belediyeciliği veya AKP belediyeciliği ile 20 yıldır İstanbul’da kaldırım kültürü yok. Bu şu demek; Türkiye’mizi yakın dönemde 4 büyük üniversitesinin yapmış olduğu ortak bir çalışmasının raporuna göre kaldırımların sürekliliği, güvenliği ve konforu gibi kriterlerin ele alındığı yürünebilirlilik endekslerinde İstanbul en yüksek puanın 5 olduğu bu endekste 2 puanın altında. Listenin en dibinde olmayı İstanbul hangi ülkelerle paylaşıyor? 5 ülke ile paylaşıyor. Hindistan’dan Mumbai. Kenya’dan Nairobi. Mısır’dan Kahire ve Abu Dabi. İstikrar adına oy kullanacak olan İstanbullu seçmen bu kentlerle aynı kaderi paylaşmak üzere oy kullanacaktır. Bu endeksin en üstünde olan iller; Oslo, Londra, Zürih, Amsterdam, Kopenhag, Münih, Berlin, Paris. İste, Zafer Partisi bu ilk 10’da olmayı, aynı refah düzeyinde, kalitede yaşamayı vaat ediyor”
Zafer Partisi’nin diğer adayları ise şöyle:
Adalar Belediye Başkan Adayı Hüseyin Avni Borluk,
Kadıköy Belediye Başkan Aday Tuğrul Kihtir,
Maltepe Belediye Başkan Adayı Sibel Zeren,
Tuzla Belediye Başkan Adayı Akın Gürkan,
Ümraniye Belediye Başkan Adayı Jülide Sarıkaya Kurtoğlu,
Bayrampaşa Belediye Başkan Adayı Tarkan Güler,
Beyoğlu Belediye Başkan Adayı Selim Aydın Gümüşdal,
Pendik Belediye Başkan Adayı Kürşat Dağ,
Avcılar Belediye Başkan Adayı Umut Basmacı,
Bahçelievler Belediye Başkan Adayı Ulaş Öztürk,
Bakırköy Belediye Başkan Adayı Türker Tolga Topaloğlu,
Beylikdüzü Belediye Başkan Adayı Özcan Aksu,
Büyükçekmece Belediye Başkan Adayı Yaşar Öztürk,
Küçükçekmece Belediye Başkan Adayı Emre Met.
Yorumlar
Yorum Yapın
İlginizi Çekebilir
Enerji Bakanı Bayraktar: “Suriye’ye 3 Ay İçinde Doğal Gaz Gönderilecek”
Kilis üzerinden Halep’e gaz, Halep’te elektrik üretimi başlayacak

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye'nin Suriye'ye yönelik yeni enerji adımını duyurdu. Bakan Bayraktar, önümüzdeki 3 ay içinde Kilis üzerinden Halep’e günlük 6 milyon metreküp doğal gaz gönderileceğini açıkladı.
Verilecek doğal gazın, Halep’teki mevcut doğal gaz çevrim santralinde elektrik üretimi amacıyla kullanılacağı belirtildi.
Altyapı çalışmaları başladı
Bakan Bayraktar, Suriye tarafında doğal gaz boru hattına ilişkin altyapı çalışmalarının başladığını vurgularken, Türkiye’nin mevcut gaz hattının Kilis’e kadar uzandığını ve sürecin hızla ilerlediğini söyledi.
Elektrik arzı da artacak: 800 MW hedefi
Halep'e şu anda yaklaşık 200 megavatlık elektrik tedariki yapıldığını belirten Bayraktar, bu kapasitenin önümüzdeki dönemde 700–800 megavata çıkarılmasının hedeflendiğini söyledi. Türkiye'nin, sadece enerji ihracatıyla değil, aynı zamanda Suriye'nin kendi enerji kaynaklarını da ekonomiye kazandırması yönünde katkı sunduğunu ifade etti.
“Suriye'de normalleşme Türkiye’nin önceliği”
Bayraktar, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Suriye’de hayatın normale dönmesi, hem Türkiye’nin güvenliği hem de bölgenin istikrarı açısından önemlidir. Enerji altyapısına katkımız sadece ticari değil, stratejik bir iş birliğinin parçasıdır.”
Dışişleri Bakanlığı'ndan Sudan Uyarısı: “Zorunlu Olmadıkça Seyahat Etmeyin”
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Sudan'daki kötüleşen güvenlik koşulları nedeniyle vatandaşları uyardı

Dışişleri Bakanlığı, 8 Mayıs 2025 tarihinde yaptığı yazılı açıklamayla, Sudan’a yönelik seyahatlerin elzem olmadıkça ertelenmesini istedi. Açıklamada, Sudan’da güvenlik durumunun daha da kötüleştiği belirtilerek, 27 Aralık 2023 tarihli Seyahat ve Güvenlik Duyurusu’nun halen geçerli olduğu hatırlatıldı.
Sudan’da bulunan vatandaşlara: “Mümkün olan en hızlı şekilde ayrılın”
Bakanlık açıklamasında, halen Sudan’da bulunan Türk vatandaşlarının tedbirli olmaları, eğer kalmaları zorunlu değilse, ülkeden ayrılmaları gerektiği vurgulandı. Özellikle Port Sudan’dan hâlâ sınırlı sayıda ticari uçuşun gerçekleştiği belirtilerek, hava, kara ya da deniz yoluyla en hızlı ve güvenli tahliyenin yapılması önerildi.
Tahliyeler için iletişim numaraları paylaşıldı
Açıklamada, gelişmelerin Bakanlığın ve Hartum Büyükelçiliği’nin resmi web siteleri ile sosyal medya hesaplarından takip edilmesi gerektiği ifade edilirken, acil durumlarda iletişim kurulabilecek telefon numaraları da duyuruldu:
-
Hartum Büyükelçiliği Acil Durum Hattı: +249 90 094 2738
-
Konsolosluk Çağrı Merkezi: +90 312 292 29 29
Dışişleri Bakanlığı’ndan Vatandaşlara Uyarı:
📌 Elzem olmadıkça Sudan’a seyahat etmeyin.
📌 Sudan’da bulunan vatandaşlar, ticari uçuşlar veya diğer güvenli yollarla ülkeden ayrılmalı.
📌 Gelişmeleri resmi kaynaklardan ve sosyal medyadan takip edin.
📌 Acil durumlarda doğrudan irtibat kurun.
Büyükçekmece Belediyesi'nden 'Yolsuzluk Soruşturması' İddialarına Yalanlama: "Gerçeği Yansıtmamaktadır"
Savcılık yazısı bilgi talebidir, suçlama veya soruşturma değildir

Büyükçekmece Belediyesi hakkında yolsuzlukla ilgili soruşturma başlatıldığı” iddiaları, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belediyeye gönderilen resmi belge ile yeniden gündeme gelirken, Büyükçekmece Belediyesi’nden konuya dair yazılı bir açıklama geldi.
Belediye, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirterek, ilgili yazının yalnızca bilgi talebi içerdiğini, herhangi bir suçlama ya da yargılama süreci olmadığını vurguladı.
Başsavcılıktan 10 yıllık ruhsat ve iskan listesi talebi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından 07.05.2025 tarihli yazıda, Büyükçekmece Belediyesi’nden 01.01.2015 – 07.05.2025 tarihleri arasında inşaat ruhsatı verilen tüm projelerin listesi, bu projelerde görev yapan firmalar veya kişiler, iskan alıp almadıkları gibi detaylı verilerin hazırlanarak teslim edilmesi istendi.
Belediye: “Gerekli bilgi usulüne uygun iletilecek”
Büyükçekmece Belediyesi’nden yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından belediyemize gönderilen 07.05.2025 tarihli yazı ile, 01.01.2015 – 07.05.2025 tarihleri arasında ruhsat ve iskan verilen tüm inşaat projelerinin listesi talep edilmiştir.
İstenen bilgiler, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na usulüne uygun şekilde hazırlanarak iletilecektir.”
Açıklamada, bu bilgi talebinin, kamuoyunda yansıtıldığı şekilde bir "yolsuzluk soruşturması" olmadığının altı çizilerek, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi adına bu açıklamanın yapıldığı belirtildi.
Bayrampaşa Belediyesi, İstanbul Deprem Dönüşümü Toplantısına Katıldı

İstanbul'da deprem riskine karşı yürütülen çalışmaların değerlendirildiği önemli bir toplantıya Bayrampaşa Belediyesi de katılım sağladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul Valisi Davut Gül ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Nuri Aslan'ın da katılımıyla gerçekleşen İstanbul Deprem Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı, depremle dayanıklı şehirler inşa etme hedefinde önemli adımların atılmasına katkı sağladı.
Toplantının Amacı ve Katılımcılar
İstanbul'da deprem riskine karşı yürütülen çalışmaların kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesi ve geleceğe yönelik stratejilerin belirlenmesi amacıyla düzenlenen toplantı, kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve uzmanların katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantının temel amacı, deprem sonrası iyileştirme çalışmalarının etkinliğini ölçmek ve gelecekteki depremlere karşı daha hazırlıklı olmak için gerekli önlemleri belirlemektir.
Bayrampaşa Belediyesi'nin Katılımı ve Önemi
Bayrampaşa Belediyesi, İstanbul'un deprem riski yüksek ilçelerinden biri olması nedeniyle, deprem dönüşümü çalışmalarına büyük önem vermektedir. Bu doğrultuda, belediye ekipleri tarafından ilçede bulunan yapı stokunun deprem güvenliği açısından değerlendirilmesi, riskli yapıların tespit edilmesi ve dönüşüm projelerinin hayata geçirilmesi için çalışmalar yürütülmektedir. Toplantıya katılım, Bayrampaşa Belediyesi'nin depremle dayanıklı bir ilçe oluşturma hedefinde kararlılığını göstermektedir.
Deprem Dönüşümü Çalışmalarının Kapsamı
Deprem dönüşümü çalışmaları, sadece binaların güçlendirilmesi veya yeniden inşası ile sınırlı değildir. Bu çalışmalar, aynı zamanda:
- İlçe genelindeki altyapının (yollar, su şebekesi, kanalizasyon vb.) depreme dayanıklı hale getirilmesi
- Riskli alanların belirlenmesi ve bu alanlarda yapılaşmanın önlenmesi
- Halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve hazırlıklı hale getirilmesi
- Acil durum planlarının hazırlanması ve tatbikatların düzenlenmesi
- Riskli yapıların hızlı bir şekilde dönüştürülmesi için teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi
- Deprem sigortası yaptırılmasının yaygınlaştırılması
- Yeni binaların deprem yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmesi
- Halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi ve hazırlıklı hale getirilmesi için eğitim programlarının düzenlenmesi
Geleceğe Yönelik Stratejiler
Toplantıda, geleceğe yönelik stratejiler ve eylem planları hakkında görüşmeler yapıldı. Bu kapsamda, aşağıdaki konular önceliklendirildi:
Bayrampaşa Belediyesi, İstanbul'un depremle dayanıklı bir şehir olması için yapılacak çalışmalara destek vermeye devam edecektir.
Anneler Günü Coşkusu Avcılar'da Yaşandı: Özel Mum Atölyesi

Avcılar Belediyesi, Anneler Günü'nü kutlamak amacıyla Beş Nokta Otizm Derneği işbirliğiyle anlamlı bir etkinlik düzenledi. Belediye, kıymetli anneleri bir araya getirerek özel bir mum atölyesi gerçekleştirdi. Bu etkinlik, annelerin hem keyifli vakit geçirmesini hem de özel bir hatıra oluşturmasını sağladı.
Anlamlı İş Birliği: Beş Nokta Otizm Derneği ile Ortak Çalışma
Avcılar Belediyesi'nin Beş Nokta Otizm Derneği ile gerçekleştirdiği bu ortak çalışma, sosyal sorumluluk anlayışının bir göstergesi olarak değerlendirildi. Etkinlikte, anneler kendi elleriyle tasarladıkları mumları yaparak unutulmaz bir deneyim yaşadılar. Bu sayede anneler, hem yaratıcılıklarını ortaya koyma fırsatı buldular hem de özel bir hediye hazırladılar.
Mum Atölyesi'nde Annelerin Yaratıcılığı Ön Planda
Etkinlikte anneler, profesyonel rehberlik eşliğinde çeşitli mum yapım tekniklerini öğrendiler. Mumların renkleri, kokuları ve süslemeleri, annelerin kişisel zevklerine göre belirlendi. Anneler, bu özel anları ölümsüzleştirmek için mumlarını kendi tasarımlarıyla şekillendirdiler.
Annelerin Yüzündeki Mutluluk: Unutulmaz Hatıralar
Mum atölyesi, anneler için hem eğlenceli hem de duygusal bir deneyim oldu. Anneler, mum yapım sürecinde birbirleriyle sohbet ederek, deneyimlerini paylaşarak ve birlikte keyifli vakit geçirerek unutulmaz anılar biriktirdiler. Ortaya çıkan mumlar, annelerin özel günlerini hatırlatacak anlamlı hatıralar olarak kalacak.
Avcılar Belediyesi'nin Sosyal Sorumluluk Projeleri
Avcılar Belediyesi, sosyal sorumluluk projeleriyle toplumun farklı kesimlerine destek vermeye devam ediyor. Bu tür etkinlikler, belediyenin vatandaşlarla kurduğu güçlü bağın ve toplumsal yaşamı zenginleştirme çabasının bir parçası olarak görülüyor.
- Avcılar Belediyesi, Anneler Günü'ne özel bir etkinlik düzenledi.
- Beş Nokta Otizm Derneği ile iş birliği yapıldı.
- Anneler, özel bir mum atölyesinde kendi tasarımlarını yaptı.
- Etkinlik, anneler için unutulmaz bir deneyim oldu.
Gaziosmanpaşa Belediyesi, Dünya Engelliler Haftası'nda Gençlerle Bir Araya Geldi

Gaziosmanpaşa Belediyesi, 10 16 Mayıs tarihleri arasında kutlanan Dünya Engelliler Haftası kapsamında özel gereksinimli gençleri Belediye Meclisi'nde ağırladı. Bu anlamlı etkinlik, kapsayıcı ve sosyal yerel yönetim anlayışının bir göstergesi olarak düzenlendi.
- Engelsiz park alanları ve rampaların yaygınlaştırılması
- Toplu taşıma araçlarının erişilebilir hale getirilmesi
- Belediye hizmet binalarının engellilere uygun hale getirilmesi
- Engelli vatandaşlar için özel eğitim ve rehabilitasyon programlarının desteklenmesi
Engelli Gençlerin Sesine Kulak Veriliyor
Belediye Meclisi'nde düzenlenen etkinlikte, özel gereksinimli gençler, belediye yetkilileriyle bir araya gelerek düşüncelerini ve beklentilerini paylaştı. Bu toplantı, Gaziosmanpaşa Belediyesi'nin engelli vatandaşların yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarına verilen önemin bir yansıması olarak değerlendiriliyor. Belediye, gençlerin sesine kulak vererek, onların ihtiyaçlarını daha iyi anlamayı ve bu doğrultuda projeler geliştirmeyi hedefliyor.
Daha Erişilebilir Bir Gaziosmanpaşa İçin Çalışmalar Devam Ediyor
Gaziosmanpaşa Belediyesi, engelli vatandaşların yaşamını kolaylaştıracak çeşitli çalışmalar yürütüyor. Bu çalışmalar arasında:
Belediye Başkanı, engelli vatandaşların topluma tam olarak katılımını sağlamak için belediye olarak ellerinden geleni yapacaklarını vurguladı. Bu kapsamda, engelli bireylerin sosyal, kültürel ve ekonomik hayata aktif olarak katılmalarını teşvik edecek projelerin hayata geçirilmesi planlanıyor.
Kapsayıcı Bir Yerel Yönetim Anlayışı
Gaziosmanpaşa Belediyesi, yerel yönetim anlayışını sadece hizmet sunmaktan öte, tüm vatandaşları kucaklayan, onların ihtiyaçlarını önceliklendiren ve yaşam kalitelerini artırmaya yönelik çalışmalarla şekillendiriyor. Bu etkinlik, belediyenin kapsayıcı bir toplum yaratma vizyonunun önemli bir parçası olarak kabul ediliyor. Belediye, tüm vatandaşların eşit fırsatlara sahip olduğu, ayrımcılığın olmadığı bir Gaziosmanpaşa için çalışmaya devam edeceğini belirtiyor.
İstanbul Deprem Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı Yapıldı

İstanbul'da, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İstanbul Valisi Davut Gül ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Nuri Aslan'ın katılımıyla İstanbul Deprem Dönüşümü Değerlendirme Toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, deprem riskine karşı alınması gereken önlemler ve İstanbul'un daha güvenli hale getirilmesi amacıyla yürütülen çalışmalar değerlendirildi.
Silivri Belediyesi'nin Katılımıyla Deprem Direnci Çalışmaları Ele Alındı
Toplantıya, Silivri Belediyesi'ni Belediye Başkan Yardımcısı Tan Kıroğlu temsil etti. Kıroğlu, Silivri'nin depreme karşı dayanıklılığını artırmaya yönelik devam eden projeleri hakkında bilgi verdi. Bu projeler arasında, mevcut binaların güçlendirilmesi, yeni konut projelerinde deprem yönetmeliklerine uyum, ve riskli bölgelerin tespit edilerek iyileştirilmesi gibi çalışmalar yer aldı.
Silivri Belediyesi, depreme karşı hazırlık çalışmalarına büyük önem veriyor. Bu kapsamda, binaların güvenliğini sağlamak ve vatandaşları korumak için çeşitli adımlar atılıyor. Örneğin, riskli binaların tespiti ve güçlendirilmesi konusunda çalışmalar hızla ilerliyor.
İş Birliğiyle Güçlü Bir Kent Oluşturma Hedefi
Toplantıda, İstanbul'un genelinde olduğu gibi Silivri'nin de depreme karşı daha dirençli hale getirilmesi için iş birliğinin önemi vurgulandı. Bakanlık, Valilik ve Belediyeler arasındaki koordinasyon sayesinde, daha etkili ve sürdürülebilir çözümlerin ortaya çıkabileceği belirtildi.
- Mevcut binaların deprem güvenliği açısından değerlendirilmesi
- Riskli bölgelerin belirlenerek yeniden imar çalışmalarının başlatılması
- Yeni konut projelerinde deprem yönetmeliklerine sıkı sıkıya uyulması
- Vatandaşları bilinçlendirme ve eğitim programlarının düzenlenmesi
Silivri Belediye Başkan Yardımcısı Tan Kıroğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, "Silivri'mizin geleceğini güvence altına alacak adımlar atmaya devam ediyoruz. Depreme karşı güçlü bir kent oluşturmak için iş birliğiyle hareket ediyoruz" şeklinde konuştu.
Esenyurt'ta Kentsel Dönüşüme Hız Verilecek: Yeni İmar Planı Onaylandı

Esenyurt Belediyesi, 2023 yılında verilen mahkeme kararı sonucu iptal edilen Esenyurt TEM Güneyi 1/1000 ölçekli 4. Etap Uygulama İmar Planı'nın yeniden oluşturulması çalışmalarını tamamladı. Bu kapsamda, Esenyurt TEM Güneyi 4. Etap 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı, belediye tarafından onaylandı. Bu gelişme, bölgedeki kentsel dönüşüm projelerinin hızlanması için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
Planın Kapsadığı Alanlar ve Nüfus Bilgileri
Onaylanan imar planı, 9 mahalleyi kapsayan geniş bir alanı etkiliyor. Bu mahalleler arasında Yunus Emre, Akşemsettin, Namık Kemal, Turgut Özal, Saadetdere, Balıkyolu, İncirtepe, Zafer ve İnönü yer alıyor. 573 hektarlık bir alanda bulunan bu bölge, yaklaşık 210.300 kişilik bir nüfusa ev sahipliği yapıyor. İmar planı, bu yoğun nüfuslu bölgenin daha düzenli ve modern bir yapıya kavuşmasına katkı sağlayacak.
İmar Planı Süreci ve Kurum Görüşleri
Esenyurt Belediyesi, imar planını hazırlarken 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı kararlarına ve ilgili kurumların görüşlerine dikkatle riayet etti. İmar planı, iki kısım halinde hazırlandı ve detaylı incelemelerin ardından onaylandı. Bu süreç, planın bölgenin ihtiyaçlarını ve geleceğini dikkate alarak oluşturulmasını sağladı.
Kentsel Dönüşüm ve Depreme Dayanıklı Yapılar
Onaylanan imar planının en önemli hedeflerinden biri, bölgedeki kentsel dönüşümü hızlandırmak. Yakın zamanda yaşanan depremler, güvenli ve depreme dayanıklı yapılar oluşturmanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Esenyurt Belediyesi, bu doğrultuda depreme dirençli şehirler oluşturma amacıyla çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Bu imar planı, bölge sakinlerinin güvenliğini ve yaşam kalitesini artırmayı hedefliyor.
Sonraki Adımlar ve Beklentiler
Esenyurt Belediyesi, onaylanan uygulama imar planını İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne gönderecek. Büyükşehir Belediyesi'nin onayı alındıktan sonra plan askıya çıkacak. Bu sürecin ardından, bölgedeki kentsel dönüşüm projeleri için zemin hazırlanacak ve vatandaşların beklentilerinin karşılanması hedeflenecek. Esenyurt Belediyesi, bölge sakinlerine daha iyi bir yaşam alanı sunmak için çalışmalarına devam edeceğini belirtti.
Beylikdüzü Belediyesi’nden Hem Üretime Hem Dayanışmaya Destek: Yaşam Bahçesi’nde Yaz Fideleri Toprakla Buluştu

Beylikdüzü
Belediyesi “Yaşam Bahçesi” projesiyle, hem tarımsal üretime, hem de sosyal
dayanışmaya katkı sunuyor. Beş yılda 450 tonun üzerinde mahsul elde edilen projede,
Gıda Bankası aracılığıyla 40 bini aşkın ihtiyaç sahibi haneye ulaşıldı. Belediyenin
aşevine de meyve sebze sağlayan Yaşam Bahçesi’nde yaz mevsiminin ilk fideleri
toprakla buluştu.
Beylikdüzü
Belediyesi’nin ihtiyaç sahibi ailelerin temiz ve güvenli gıdaya erişmesini
sağlamak amacıyla ilçeye kazandırdığı Yaşam Bahçesi’nde yaz mevsiminin ilk
fideleri dikildi. Yaşam Vadisi 3. Etap’a teğet 20 dönümlük bir alanda yer alan
Bahçe’de mevsim sebze ve meyvelerinden domates, bostan patlıcanı, kemer
patlıcan, salatalık, kabak, kavun, karpuz ve biber çeşitleri dâhil olmak üzere
toplam 10 çeşit ürünün ekimi yapıldı. Bu yıl, ekonomik şartlar ve vatandaşların
talebi doğrultusunda pembe domates ve kıvırcık da yetiştirilen ürünler arasına
eklendi.
“Kimyasal kullanmıyoruz, su
tasarrufuna önem veriyoruz”
Çalışmalar
hakkında bilgi veren Yaşam Bahçesi’nin sorumlusu Ferruh Balcıoğlu, zararlı
tarım ilaçlarını kullanmadan sağlıklı şartlarda üretim yaptıklarının altını
çizdi. Balcıoğlu şunları söyledi: “Mayıs ayının ilk haftasında havaların
ısınmasıyla ekimimizi gerçekleştiriyoruz. Yaklaşık 30-35 gün sonra kabak ve
salatalık hasadımız başlar. Devam eden günlerde ise domates, biber vd.
ürünlerin hasadına başlarız. Normal şartlarda, mevsim çok sert geçmezse, 45-50
ton üretim yapabiliyoruz. Toplanan ürünler her sabah hasat edildikten sonra
buradan gıda bankasına ve aşevine gönderiliyor. Ziraat teknikerlerimiz,
mühendislerimiz, peyzaj mimarlarımız bugün buradalar. Sizin de gördüğünüz gibi,
ürüne özel damla sulama sistemiyle su tasarrufu sağlarken verimi de
artırıyoruz. Bakanlık serbest bırakmış olsa bile pestisit, herbisit benzeri
kimyasalları kesinlikle kullanmıyoruz. Önünde durduğumuz bu parsel, başkanımız
Mehmet Murat Çalık’ın isteğiyle oluşturduğumuz bir parseldir. Hobi bahçemizde
ata tohumlarından elde ettiğimiz fideleri de buraya ekiyoruz. Başkanımız her
yıl fidan dikimine bizzat katılır, elleriyle fidan dikerdi. Bu yıl gelemedi ama
fidanlar yetiştiğinde burada olacak inşallah.”
Özgür Özel :“Güç Gösterisi Bitti, Şimdi Panik Evresindeler”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, Beyazıt Meydanı’nda düzenlenen etkinlikte gençlere teşekkür ederek başladığı konuşmasında, Ekrem İmamoğlu’na yönelik soruşturma ve dijital erişim engeli kararlarını sert sözlerle eleştirdi.
“Ekrem Başkan, karanlığa karşı iki yüz bine yakın gençle birlikte o meydanı aydınlattı” diyen Özel, Türkiye'nin demokrasi mücadelesinde kritik bir dönemeçten geçtiğini ifade etti.
“Mussolini yöntemine benzer bir hırsla tutukluluk uygulanıyor”
Özgür Özel, görüşmeler gerçekleştirdiği isimler arasında Ekrem İmamoğlu, Murat Çelik, Tayfun Kahraman ve Can Atalay gibi isimlerin yer aldığını hatırlatarak, İmamoğlu’na yönelik tutukluluğun hukuki değil, siyasi bir hamle olduğunu söyledi:
“Suçlandığı suçların yatarı yok. Buna rağmen, bir ön infaz yöntemi gibi uygulanan bu tutukluluk süreci, hukuk devleti açısından büyük bir utançtır.”
“Twitter hesabını bile kapattılar, tahrik suçu bahanesiyle”
Özgür Özel, İmamoğlu’nun sosyal medya hesabına erişimin engellenmesini “dijital darbe” olarak niteledi. “Şikayetçi olun, sesinizi yükseltin” gibi anayasal hakları savunan bir mesajın, Türk Ceza Kanunu’nun 214. maddesi gerekçesiyle erişim engeline maruz kaldığını belirten Özel:
“Bu, anayasanın askıya alınmasıdır. Protesto hakkı suç değildir. Düşünce ve ifade özgürlüğü, evrensel bir haktır. Bu hesap kapatma kararı, kamu düzeni bozulabilir diye alındı. Bozulmuş değil, bozulabilir diye.”
“İktidar güç evresinden panik evresine geçti”
Özgür Özel, iktidarın son dönemde attığı adımları dört aşamada özetledi:
-
Güç gösterisi: Gözaltılar, tutuklamalar.
-
Toplumsal şok: Halkın sindirilmesi.
-
El yükseltme evresi: Belediye dosyaları, MASAK raporları, şirketlere el koyma teşebbüsleri.
-
Panik evresi: Aileye ve özel hayata yönelen saldırılar.
Özel, “İdrak evresine geçmeleri gerekiyor. Bu yapılanlar Ekrem İmamoğlu’na, muhalefete değil, doğrudan devlete ve ülkeye zarardır” dedi.
“Ekrem İmamoğlu her yerde” kampanyası başlatıldı
Konuşmasında, Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medya yasağını delmek amacıyla yeni bir kampanya başlatıldığını duyuran Özel:
“Sayın Mansur Yavaş, ‘Bundan sonra hesabım Ekrem Beye aittir’ diyerek dayanışma örneği gösterdi. İmamoğlu'nun mesajları artık yeni açılan uluslararası hesabı üzerinden paylaşılacak. Herkes bu mesajları #İmamoğluHerYerde etiketiyle yaymalı.”
“Bu ülkede adalete güveni yüzde 20’ye düşürdüler”
Özel, yaşanan sürecin Türkiye’de adalete olan güveni yerle bir ettiğini belirtti:
“Yalanları savcı eliyle yayıyorsanız, sonra da ispatlayamıyorsanız, elli gündür iddianame bile yazamıyorsanız, yarın doğru bir şey söyleseniz kim inanacak? Bu devlete en büyük kötülüğü siz yapıyorsunuz.”
“Ekrem İmamoğlu’na yapılanlar iftira, biz bu dijital darbeye direniriz”
CHP lideri, iktidarın dijital yöntemlerle siyasetçileri susturmaya çalıştığını ifade ederek, mücadele çağrısında bulundu:
“Psikolojik üstünlük bizde. Çoğunluk enerjisi bizde. Beyazıt Meydanı’nda gençlerin enerjisini gördünüz. Korkuları bu yüzden. Ama biz bu dijital darbeye de direniriz, püskürtürüz.”
“Suikast girişimi soruşturulmazsa Erdoğan’ın sırtındaki yüktür”
Konuşmasında İmamoğlu'na yönelik suikast girişimi iddialarına da değinen Özel, koruma ve güvenlik zaafiyetini işaret ederek, şu ifadeleri kullandı:
“Katiller koğuşunda yatan bir adam dışarı çıkıyor, takip edilmiyor. Fiziki takibe alınmıyor. Sadece bizim değil, bu devletin itibarı da zarar görüyor. Bu soruşturma şeffaf yapılmazsa Erdoğan’ın sırtında bir yüktür.”
“Siyasi rekabet savaş değil, insanlığa saygı gerektirir”
Özgür Özel, siyasi atmosferde oluşan nefret diline de dikkat çekerek:
“Ben hiçbir partiyi doğrudan suçlamıyorum ama taziye tweeti bile atamayan, taziyeyi kaldırttıran bir siyasi ortam yaratıldıysa, bu vicdanları örselemiştir. Siyaset savaş değil, insanlık gerektirir” dedi.
İlk Yorum yapan siz olun!