Türkiye’nin Akka Antlaşmasından Çekilmesi Konusunda Zafer Partisinden Sert Eleştiri!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıylayayınlanan Resmi Gazete’de “Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Hakkında Antlaşma”sından (AKKA) çekilme kararı yayımlandı. Resmi Gazete’de dün yayımlanan 8300 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı sosyal medyanın dikkatini çekti. NATO ülkelerinin soğuk savaş döneminde imzaladığı Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması (AKKA) için Türkiye durdurma kararı yayımlandı.

Türkiye’nin Akka Antlaşmasından Çekilmesi Konusunda Zafer Partisinden Sert Eleştiri!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın imzasıyla dün yayınlanan Resmi Gazete’de “Avrupa’da Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Hakkında Antlaşma”sından (AKKA) çekilme kararı yayımlandı.
Resmi Gazete’de dün yayımlanan 8300 sayılı Cumhurbaşkanlığı kararı sosyal medyanın dikkatini çekti. NATO ülkelerinin soğuk savaş döneminde imzaladığı Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması (AKKA) için Türkiye durdurma kararı yayımlandı.

Zafer Partisi Milli Güvenlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Dr. Fikret Bayır Türkiye’nin AKKA Anlaşmasından çekilmesini eleştirdi.
Türkiye, Soğuk Savaş sonrası Rusya ve Avrupa’nın karşılıklı silah kontrolünü sağlamak için 1990 yılında imzalanan Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Anlaşması’ndan (AKKA) çekildiğini duyurdu.

Resmi Gazete’de yayımlanan kararda anlaşmanın 8 Nisan 2024 tarihinden itibaren uygulanmasının durdurulmasına karar verildiği belirtildi.

Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı E. Kur. Alb. Dr. Fikret Bayır’ın bu çekilme kararı ile ilgili yapmış olduğu Basın Açıklaması şu şekilde:

“Türkiye, Resmî Gazetede yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA)’nın “uygulamasının durdurulmasına” karar verildiğini duyurmuştur.

AKKA Antlaşması, Soğuk Savaş sonrasında, Avrupa’da konvansiyonel silah güç dengesini korumak, Avrupa’da güvenlik ve karşılıklı güven tesis etmek için imzalanmıştı.

Türkiye’nin antlaşmadan çekilme kararı, Rusya’nın çekilmesine karşı “mütekabiliyet” kapsamında alınmış bir karar olarak görülebilir. Bununla birlikte, Rusya’nın 2014 Ukrayna krizi ile başlayan süreçte antlaşma hükümlerini askıya alması ve Kasım 2023’te antlaşmadan çekilmesi, Avrupa’da konvansiyonel silah dengesinin bozulması ile yeni belirsizliklere neden olmuştur. Rusya’yı takiben NATO ülkelerinin de antlaşmayı askıya alması, Fransa ve Polonya’nın Ukrayna krizinde aktif tutum sergileyebileceklerine dair açıklamaları, bölge güvenliğine ilişkin şüphe, risk ve tehditleri arttırmıştır.

Türkiye, Ukrayna krizine yakın jeopolitik konumuyla, bölgedeki gelişmelerden olumsuz etkilenmektedir. Bölgede askeri gerginliğin artmaya devam etmesi, bölgeden başta tahıl ve diğer gıda maddeleri ithalatının aksaması ve mevcut ekonomi krizinin daha da derinleşmesine neden olabilecektir. Zafer Partisi olarak; Türkiye’nin çatışmanın taraflarına eşit mesafede kalarak girişimlere devam etmesi ve NATO bünyesinde gerginliğin azaltılması için gayretlerini arttırması gerektiğini düşünmekteyiz.  Türkiye’de mevcut 13 milyon sığınmacı ve kaçağın oluşturduğu riskler, Azerbaycan-Ermenistan gerginliğinin tırmanması, İran, Irak ve Suriye’deki istikrarsızlık ve İsrail-Gazze çatışması dikkate alındığında; bölgede yeni ve sürdürülebilir bir barış ortamının tesis edilmesi, acil bir gereklilik olarak görülmektedir.”



AKKA  NEDİR?
1990 yılında Paris’te imzalanan ve Temmuz 1992’de yürürlüğe giren Avrupa Konvansiyonel Kuvvetler Antlaşması (AKKA) (Treaty on Conventional Forces in Europe – CFE) NATO ve Varşova Paktı arasında imzalanmıştır. Antlaşma zırhlı muharebe araçları, muharebe tankları, savaş uçakları, toplar ve saldırı helikopterlerini içeren toplam beş konvansiyonel silah kategorisinde sayıca indirimi, karşılıklı bilgi paylaşımını ve her bir kategori için de anlaşmaya taraf olan ülkeleri bağlayacak sınırlamaları içermektedir.
Antlaşma coğrafi olarak Avrupa’nın Atlantik kıyılarından başlayıp Sovyetler Birliği’nin Ural Dağları’na kadar olan bölümü kapsamaktadır. Antlaşmaya taraf olan ülkeler, anlaşmanın uygulanması ve belirlenen hedeflerine ulaşmasından sonra da güvenlik ve istikrarın temini için birlikte çalışmayı ve her türlü çabayı göstereceklerini taahhüt etmişlerdir. Antlaşmanın 2. maddesi beş kategoride belirlenen silahların neler olduğunu açıkça ifade etmektedir. Anlaşmanın 3, 4, ve 5. bölümlerinde tarafların tabi olacağı sınırlamalar rakamlarla ifade edilirken ilerleyen bölümlerde de indirimlerin kapsamı ve nasıl yapılacağını açıklayan ifadeler bulunmaktadır.
Antlaşmanın ek protokolleri, indirime tabi olacak silahların envanterini çıkarırken, imha veya görev dışı bırakma süreçlerinin nasıl yürütüleceğini ve devletlerin tabi olacakları usulleri açıklamaktadır. AKKA Antlaşması’nın her iki taraf için toplam olarak getirdiği rakamsal sınırlamalar, muharebe tankları için 40.000, zırhlı muharebe araçları için 60.000, toplar için 40.000, savaş uçakları için 13.600 ve taarruz helikopterleri için de 4000’dir. Deniz üzerindeki tüm donanma unsurları bu antlaşma kapsamı dışında bırakılmıştır.
Öte yandan, kuvvet indirimi sürecinde bahsi geçen askeri ekipmanın satılması yasaklanmış, yok edilmesi veya barışçıl amaçlarla kullanılabilecek hale getirilmesi karara bağlanmıştır. AKKA Antlaşması sadece rakamsal sınırlamalar üzerinde durmamış ve Antlaşmanın uygulanacağı birbirine geçen dört bölge belirlemiş ve bu sayede taraf ülkelerin kuvvet indirimleri neticesinde yapacakları kaydırmaların belli bir alanda toplanmasının önüne geçmek hedeflenmiştir. 1996 yılında AKKA Anlaşması’nın kanat bölgeleri üzerinde düzenlemeler yapılarak Rusya’nın arttırım talepleri karşılanmıştır. Fakat yakın çevresinde yaşanan istikrasızlıklar ve silahlı çatışmaların yanı sıra NATO’nun coğrafi alanını genişletmeye başlaması, Rus tarafında konvansiyonel üstünlüğün yeniden tesis edilmesinin gerekliliğini göstermiştir. Rusya’nın şikâyet ve taleplerini dikkate alan NATO ülkeleri 1996 ile 1999 arasında AKKA’nın yenilenmesi görüşmelerini sürdürmüşlerdir.
İstanbul Zirvesi’nde NATO üyelerinin karşı çıktığı üç önemli konu bulunmaktaydı. Bunlar Rusya’nın kanat bölgelerinde belirlenen sınırların üzerinde sayılarda güç bulundurması, Rus Silahlı Kuvvetlerinin Gürcistan topraklarında Gürcü hükümetinin onayladığı rakamların üstündeki mevcudiyetleri ve Rusya’nın Moldova’daki askeri mevcudiyeti konularıydı. NATO bu konuda çok diretmiş ve Rusya İstanbul Zirvesi’ndeki taahhütlerine uyana kadar revize Antlaşmayı onaylamayacağını bildirmişti. Mart 2015’te Rusya’nın Antlaşmadan tamamen çekildiğini açıklaması, NATO tarafından tepkiyle karşılanmış ve bu hadise yeni bir konvansiyonel silahlanma döneminin başlangıcı olmuştur.
NATO, Rusya’nın çekilmesinin ardından Soğuk Savaş döneminden kalma Avrupa Konvansiyonel Silahlı Kuvvetler Antlaşması’nı askıya aldı. Türkiye’de NATO kararına bağlı olarak bu anlaşmayı durdurdu.